Tiyatro severlerin belki onlarca kez farklı yorumlarla izleme olanağı bulabildiği, Shakespeare’in kişileştirme, olay örgüsü bakımından en mükemmel tragedyası olan Hamlet,..
Oyunun adından da anlaşılacağı üzere, ortada Çanakkale’de kanla kazanılmış bir zafer var. İnsanların yakın tarihi okumadan türlü türlü yorumlarla...
27 Mart Dünya Tiyatro Günü için Beyoğlu Atlas Pasajında Küçük Sahne’deyiz.Seyircilerimiz bir ayine gider gibi bakımlı giyinmiş gelmişler.
İstanbul Devlet Tiyatrosu’ nun bu sezon repertuarına aldığı “Ellerimin Arasındaki Hayat”, Özgecan cinayetinin bir benzeri konuyu sahneye taşırken,
Uzun zamandır Kosova Devlet Tiyatrosu’nda çalışan ve maaşlarını alamayan tiyatro sanatçılarına Spor Bakanı Sekreteri tarafından bir emrivaki teklif gelir.
2010 yılında Norveç’te ‘Dünya Selahaddin Yılı’ kapsamında Tarık Ali ile Thorvald Steen’ in beraber kaleme aldığı ‘Çöl Fırtınaları’ adlı oyun,
İstanbul Devlet Tiyatroları geçtiğimiz yıl kaybettiğimiz usta oyuncu Tuncay Özinel'in ‘Nice Yıllara’ adlı oyununu repertuarına alıp, Göksel Kortay' ı reji koltuğuna oturtmuş...
İstanbul Devlet Tiyatroları’ nın bu sezon repertuarına aldığı iki önemli oyundan bir tanesi olan ‘Hamlet Makinesi’, Shakespeare’ in yazdığı...
Bunu yaparken de diyalogları ve olayları da geleneksel biçimde alışılanın dışında resmeder.
Thorvald Steen ve Tarık Ali'nin yazdığı oyun, bir roman uyarlaması değil ancak Steen'in Tozkoparan adlı romanından hareketle yazılmış bir eser.
Hamlet oyunundaki Cladius'un vicdan azabının “gökleri tutan kokusu” gibi bu sahnede de Lopakhin'in vicdanını sesi adeta korkunç bir feryad olmuş,gökgürültüsü gibi göklerde uğuldamaktadır.
Oyunun yazarı Matei Visniec'i yine Gürman'ın -İst.DT.'de- rejisini yaptığı "Küçük Bir iş İçin Yaşlı Bir Palyaço Aranıyor"
Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç, İstanbul Devlet Tiyatrosu'nda oynanıyor...
"Olmak ya da olmamak" diye başlıyor her şey. Kulağımıza çalınmıştır elbet bir şekilde William Shakespeare'in bu meşhur deyişi...
İstanbul Devlet Tiyatroları ABD’li oyun yazarı Mario Fratti’nin ‘Kurban’ adlı oyunuyla sahnelerde pekte alışık olmadığımız bir öyküyü bizlere sunuyor.
İstanbul Devlet Tiyatrosu yapımı Profesyonel’i turne duraklarından biri olan İzmir’de izleme fırsatı yakaladım...
İstanbul Devlet Tiyatroları, 2012-2013 tiyatro sezonu içinde eski yıllarına dönüş yapan oyunlarla seyircisi karşısına çıkmayı sürdürüyor.
Terör örgütü lideri Deli Padraic'in kedisi Arap'ın, gizemli bir şekilde öldürülmesi, bireyler ve örgütler arası kanlı bir çatışmanın fitilini ateşler...
Patlayan silahlar, öfkeden gözü dönenler, intikam yemini edenler, yenildikçe daha da hırslananlar,
İstanbul Devlet Tiyatroları’nın yeni dönem repertuarı hakkında geçtiğimiz yazılarda ‘çarpıcı’ yorumunu kullanmış, oyunların bu sezon içinde çok ses getireceğini yazmıştım...
Senarist ve Yönetmen Yavuz Özkan'ın , “Büyük Yalnızlık” adlı filminde başrolleri Ferhan Şensoy ve Sezen Aksu paylaşmıştı. İşte bu film sonradan yazarınca tiyatroya uyarlanmış.İyi de olmuş...
Metin Belgin’in yönettiği "Çirkin" adlı oyundan çıkınca, ben de bu deyimi anımsıyorum...
Arzen topraklarının sultanı Mehmene Bânu; ailesini henüz gencecik yaşta kaybetmiş ve aileden kendisine dayanak olabilecek tek kişi olan kardeşi Şirin’e aşırı derecede düşkün biridir...
Medeniyet adı altında yaşadığımız sınırlamalar, sansürler, çevrelendiğimiz dikenli teller, hem de dokunanın elini kanatıp canını yakan cinsten.
Tiyatro üstüne düşünen, okuyan veya biraz da olsa ilgilenen çoğu kişinin karşılaşma imkanı çok yüksektir...
Amerika’da sokaklarda yaşayan çeşitli milletlerden bir grup ilginç ve evsiz insanın hüzünlü ve yürek burkan ama bir o kadar da absürd ve trajikomik varoluş öyküleri.
Savaştan geri dönen iki yakın arkadaş. Birisi fiziksel olarak yaralar almışken , diğeri savaş travmasını atlatamayarak ruhen onulmaz yaralar almıştır.
Bizi şaşırtan, heyecanlı ve gencecik kadrosuyla bir İstanbul DT oyunu ‘Sidikli Kasabası’.