MAKALELER

Herkesin Bildiği Sırlar - İstanbul Devlet Tiyatrosu

2012.12.07 00:00
| | |
8629

Senarist ve Yönetmen Yavuz Özkan'ın , “Büyük Yalnızlık” adlı filminde başrolleri Ferhan Şensoy ve Sezen Aksu paylaşmıştı. İşte bu film sonradan yazarınca tiyatroya uyarlanmış.İyi de olmuş...

 

İST.DT’DE (herkesin bilmediği sırlarla)“HERKESİN BİLDİĞİ SIRLAR” !


 

 DOĞRU FORMÜ 
“Doğru oyun,doğru yönetmen ve doğru cast (rol dağılımı)formülü burada da işe yaramış görünüyor.

“BÜYÜK YALNIZLIK” FİLMİNDEN “HERKESİN BİLDİĞİ SIRLAR” OYUNUNA
Senarist ve Yönetmen Yavuz Özkan’ın  , “Büyük Yalnızlık” adlı  filminde başrolleri Ferhan Şensoy ve Sezen Aksu paylaşmıştı. İşte bu film sonradan yazarınca tiyatroya uyarlanmış.İyi de olmuş.

SEZEN AKSU İLE FERHAN ŞENSOY’DAN AYDA AKSEL VE SELÇUK YÖNTEM’E
Sadri Alışık Tiyatrosu’nda geçtiğimiz yıllarda yazarınca sahnelenen oyunda Ayda Aksel ve Selçuk Yöntem rol almıştı. (Ki ben bu ilk  versiyonu  kaçırdım , izleyemedim.)

BİR AŞK İLİŞKİSİNİN TOPLUMSAL  ANATOMİSİ
Oyundan izlenimler…Oyun sekiz yıllık bir ilişkinin/evliliğin sonunda boşanma kararı almış , hatta eşyaları bile toplayıp ayırmış bir çiftin son bir gecede , kendileri  üzerinden evliliklerini  sorgulamalarını  , yüzleşmelerini ve hesaplaşmalarını  konu alıyor.

OYUNCU İLE  OYUNCU VE OYUNCU(LAR) İLE SEYİRCİ(LER) TENİS MAÇI
İki  güçlü oyuncu , oyun boyunca hem birbirleriyle hem de seyirciyle oynadıkları tenis benzeri iletişim/etki tepki oyununda topu (tempo) bir an bile yere düşürmüyorlar.

GERÇEKTEN TATLI BİR OYUN
Bazı oyunlarda gülersiniz.Bazı oyunlarda ağlarsınız.Bazı oyunlarda da hem güler hem ağlarsınız.Kaymaklı ve çifte kavrulmuş fıstıklı  tel kadayıfı  sanki. ”Herkesin Bildiği Sırlar”daki gibi…

 

YAZAR
Bazı oyunlarda ufkunuz açılır/genişler.Bazı oyunlar bakış açınızı değiştirir ; olaylara olgulara , durumlara , kişilere/kahramanlara  kısaca  hayata  farklı bir açıdan bakmamızı ; önyargılarımızı kırmamızı  sağlar.Yaşananların farklı ve başka seçenekleri  olabileceğini gösterir. Böylece de izleyiciyi derinleştirir  ve zenginleştirir. Tıpkı Yavuz Özkan’ın bu oyununda olduğu gibi.

YÖNETMEN
Bazı oyunlarda mizansen sanatı o kerte ustaca kullanılabilir ki orada kah gökte  kah yerde insanoğlunun  yücelikleri de  cücelikleri de , hırsları da , hayal kırıklıkları da , aşkları da , çelişkileri de  olanca  zenginliğiyle sergilenebilir. Geçmiş ,şimdi ve gelecek rejide öyle bir işlenebilir ki boşanmaya karar vermiş iki kişinin aslında birbirlerini ne kerte sevdikleri  ve  bu ayrılığı hak etmedikleri dolayısıyla da nasıl bir dram yaşadıklarını sadece  insana dayalı  yalın ve alçakgönüllü bir   sahneleyişle gösterebilir. Tıpkı Hidayet  Erdinç’in rejisinde  olduğu gibi. 

OYUNCULUK
Bazı oyunlarda ise oyunculuk sanatı  o kerte incelikli , dokunaklı , ölçülü , katmanlı ve üst düzeyde olabilir ki seyirci bazen cinsine göre bazen de  her iki cins birlikte , aynı anda hem dram hem de komedi olabilen /her iki türü de içinde barındırabilen bir seçmeli ve algıda secici bir usta oyunculukla  harmanlanmış olabilir. Tıpkı bu oyunda Burak Şentürk’ün ve Ebru Onurtan’ın ödüllük oyunculukları gibi.

DERS GİBİ BİR OYUNCULUK
Oyunculuk sanatının temel kavramlarından “durum” , “değişim” , “etki-tepki/aksiyon-reaksiyon”, “cresendo-decrosendo/yükselme-alçalma” , “kriz” , “altmetin/subtex” , “iç aksiyon-dış aksiyon” , “çatışma” , “dönüşüm”  , “tipleme-karakterizasyon” , “zamanlama” , “konsantrasyon” , “ritm-tempo” vb. başlıkların ustalıkla ve ders  gibi işlendiğine tanık oluyoruz bu ikili  sayesinde….

BAŞARILI OYUNCULUKLARIN SIRRI
Her iki oyuncu da seslerini sufle/fısıltıdan  en yüksek tonlara kadar duruma uygun olarak ustaca kullanıyor. Burak Şentürk , coşkulu entelektüel  sanatçı  tiplemesiyle ve Ebru Onurtan ise çalışan ve bakımlı kentli kadın kompozisyonu ile göz dolduruyorlar.

ADAM

Aslında adam’ın sanatçılığı benim yorumum. Aşık olduğu karısına yazdığı  incelikli mektuplarından , şiir yeteneğinden , sorgulamacı tavrından  ve bilinçli toplum eleştirisinden , üst düzey farkındalığından ve kendi kendisiyle de alay edebilen ironi ve mizah yeteneğinden çıkarsama yapıyorum.Yoksa yazarın böyle bir belirlemesi yok.O sadece bazı doneleri vermiş, noktaları her seyirci zihninde başka başka birleştirebilir.

KADIN
Kadının da mesleği belli değil.Önemli de değil.Çalışan , kentli bir kadın…Bakımlı…Cinsellik ve namus konusunda yanlış şartlanmaları , safsata inanışları var. Adam  ile tartışmasında  ne zaman başı sıkışsa  en iyi savunma saldırıdır diyerek mi düşündüğünden midir bilinmez , adamı “duyarsızlıkla” ve “ilişkilerinin zoraki bir cinsellikle başladığı iması”yla  suçlamaya başlıyor.

HER OYUNU İLE BİR BASAMAK DAHA YÜKSELEN BİR OYUNCU OLARAK BURAK ŞENTÜRK 
Şentürk , yazarın da erkek leğine yaptığı pozitif ayrımcılığın da etkisiyle olsa gerek oyunun en iyi esprilerini ustalıkla değerlendiriyor.Özellikle “hele hele volki” diye yoz  eğlence  ve gazino hayatını eleştirdiği dans sahnesinde , asıl duyarsızlığı yazdığı aşk mektuplarına karşılık vermeyen kadında olduğunu söylediği ve bunu eleştirdiği sözlerde , erkeğin de ırzı olduğunu kanıtladığı sahnede döktürüyor denebilir.Finaldeki iç hesaplaşma ve “duygusal taştığı” sahnede de öyle.

YENİ BİR YILDIZIN  DOĞUMU OLARAK EBRU ONURTAN
Onurtan ise  her ne kadar oyun boyunca yazar tarafından adamın hızına yetişemeyen bir kadın olarak çizilse de bu negatif ayrımcılığın olumsuz etkilerini duygulu seven ama duygularını yüksek sesle ifade edemeyen incelikli kadın kompozisyonu ile aşıyor.Adam’ın istediği şekilde adamı aşırı överken aslında yerdiği ve alay ettiği sahnede , paylaşılamayan ütüde ,   finaldeki coşku patlaması yaşadığı  performansıyla  seyredene yeni bir yıldız doğuyor dedirtiyor.

SAHNELERİMİZDE BANYO VE YAĞMUR MODASI
Bir zamanlar tiyatro sahnelerimizde banyo küveti modası vardı o yıl izlediğim üç önemli oyunda da ; Kenan Işık’ın “Macbeth”i , Müge Gürman’ın “Woyzeck”i” ve  (yönetmenini  unuttuğum) Mara Sade oyunlarında batı tiyatrosundan gelen rüzgarlar küvet modası getirmişti.Şimdi de yağmur modası başladı.Bu yıl kaç ve hangi oyunlarda yağmur görsel efekti kullanılıyor , merak eden bulur…

Neyse ki bu oyunda yağmur efekti eklektik durmamış,kuş kondurma misali salt süs olarak kalmamış , oyunun hüzünlü atmosferine uygun düşmüş.

DEKOR,KOSTÜM VE IŞIK
İstanbul Pera’da ve benzeri eski binalarda gördüğümüz çift kanatlı balkon kapıları , bir basamakla birbiirnden ayrılmış salon ile evin mutfak ve çalışma masasının olduğu bölümler  oyunun dekaratörü Ethem Özbora tarafından ustaca tasarlanmış. Kostümler ( Medine Yavuz) oyunun söylediklerine uyuyor , ışıklar(Serhat Akın) da aynı şekilde .


SEZONUN EN İYİLERİNDEN BİR OYUNU KAÇIRMAYIN
Bu sezon İstanbul DT.’nin en iyi oyunlarından biri olan “Herkesin Bildiği Sırlar”ı , herkesin bilmediği sırlarla yazan,yöneten ve oynayan sanatçıların bu sıra dışı oyunu kaçırmayın.

Anahtar Kelimeler: herkesin bildiği sırlar, istdt, istanbul devlet tiyatrosu



0 Yorum
Hmm! Bu içeriğe henüz yorum yapılmadı, sen yazmak ister misin?
Bekle! Yorum yazmak için üye olmalısın Üye isen burayı tıkla. Üye olmak için de burayı tıkla.
Diğer Yazıları





E-Bülten Üyeliği Görüş Bildir