"İyi kötüye, kötü iyiye denk."
William Shakespeare’in hem İngiliz hem de dünya edebiyatının en önemli ismi olduğu konusunda pek çok insan hem fikirdir. Yapıtları, aşk, ölüm, intikam, yas, kıskançlık, cinayet, büyü ve gizem gibi pek çok öğe içerir. Shakespare İngiliz diline 1700’den fazla kelime katmıştır.
Macbeth, Shakespeare’in görece kısa bir trajedisidir. Eserin başında asil bir savaşçı ve bir kahraman olarak sunulan Macbeth, daha sonra eşi Lady Macbeth’in de etkisiyle, iktidar hırsına kapılır ve suçlar işler. Her trajedi gibi bu da ana kahramanın ölümüyle sonuçlanır.
" Hakkın olmayana göz koyuyorsun hem, hem de ihanetten kaçıyorsun."
Glamis’tin, şimdi Cawdor oldun, bu gidişle sana vaat edileni de olursun ya, benim asıl korkum senin tabiatın; kestirmeden gitmeye yanaşmayacak kadar insaniyet sütüyle karılmış hamurun. Gözün yüksekte olmasına yüksekte, hırs da eksik değil sende ama bu istediğini elde edecek fenalık yok içinde. Yükselmeye can atıyorsun ama elim de kirlenmesin, diyorsun; hakkın olmayana göz koyuyorsun hem, hem de ihanetten kaçıyorsun.
Zihnin neler kurduğunu insanın yüzünden anlayacak hiçbir sanat yok.
Shakespeare’in yüzyıllar önce yazdığı ancak bugün anlatısıyla hâlâ güncelliğini koruyan eseri Macbeth'i Salı akşam (12 Kasım) ikinci kez izledim. Tam bir sistem eleştirisi olan oyunda Macbeth’i, milletvekilliği görevini tamamladıktan sonra oyunculuğa geri dönen Barış Atay sahneye taşıyor. Kemal Aydoğan’ın yönettiği oyunda, sahne tasarımını Bengi Günay, ışık tasarımını İrfan Varlı, müzik ve ses tasarımını Mustafa Avcı yapıyor. Leydi Macbeth’i Ezgi Çelik’in canlandırdığı oyunda; Aybanu Aykut, Deniz Elmas, Melek Ceylan, Gözde Kısa ve Özge Öztürk de yer alıyor.
Acımanın kalmadığı yerden sıvışmak uygundur.
Yönetmen Kemal.Aydoğan; bu en yeni Shakespeare yorumuyla, Macbeth rejisine imzasını atıyor. Girifli atmosfer oldukça ilgi uyandırıyor. Oyundaki cadılar bizleri salona girişte sanki bir yer gösterici edası ile karşılıyor ve son derece sempatik bir halde yerlerimizi gösteriyor. Oyun başlayana kadar anlamıyorsunuz rejinin bir kurgusu olduğunu. Bu yaklaşım da son derece etkileyici ve Kemal Aydoğan imzasını hissettiriyor. Ancak oyun başlayana kadar bu beş cadı kadının sempatik hallerini izlerken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyor ve kendinizi bir anda oyunun içinde buluyorsunuz.
Korkunç düşünceler, insanın karşısında duran korkunç şeylerden daha beter.
Kemal Aydoğan bu beş kadını oyunun merkezine koymuş. Aynı zamanda her birinden dev bir koro oluşturmuş. Bu beş cadı kadın aynı zaman da Lady Macbeth ve dışındaki rolleri üstlenmiş. Gerçekten hayranlık uyandıran ve dikkatleri üzerlerine çeken bu beş kadın oyuncu Lady Macbeth ve Macbeth'in kötülük ve hırslarına alaycı, ürkütücü ve yönlendirici bir şekilde tavırlarını net bir şekilde göstererek entrikalarla dolu yolculuğa eşlik ediyorlar.
İşte bir ikiyüzlü, terazinin iki kefesi için de ant içebilir. Tanrı adına az kötülük etmemiş, ama Tanrı’nın kendisine ikiyüzlülük edememiş.
Sahnede ki ses, ışık, kostüm tasarımı başta olmak üzere pek çok detayla dikkat çekici bir reji uygulanmış. Sahnenin tam ortasında üçgen bir masa olarak kullanılan dekor aynı zamanda kanuşma yapmak için bir balkona, yada dans platformuna dönüşüyor. Moda Sahnesi yapımı Macbeth'in, konunun olay akışına, karaktere hâkim seyircinin daha kolay takip edebileceği sıkmayan ve yormayan akıcı bir rejisi var.
Çok kez başımızı belaya sokacak işler yapmamız için şeytan doğru bilgiler verip önemsiz şeylerle bizi elde eder. Sonra da en önemli yerde bize ihanet eder.
Dönemi anlatan iktidar zehirlenmesi kavgasının ve türlü ayak oyununun bir ülkenin hayatını nasıl zorlaştırdığını hatırlatan ve etkisi oyun sonrası pek de geçmeyen oldukça başarılı bir sistem eleştirisi yapan bir yapım olmuş.
Döndük ve Kemal Aydoğan' sorduk;
Serkan Aydın : Öncelikle sizi tebrik ediyorum..Çok farklı bir reji gördüm sahnede . Bu projeyi yaparken nelere dikkat ettiniz ?
Kemal Aydoğan: Shakespeare oyunlarının güncel olanla bağlantısını kurmak ilk elde dikkat ettiğim unsurdur. Macbeth bugün bize ne demeli? Öncelikle erkek egemenliğe dair söyleyecekleri vardı. Oyunu bu yöne doğru büktük. Leydi ve Lord macbeth’in merkezde olduğu orijinal oyunun bu özelliğini cadıları ile dengeleyerek erkek egemen anlayışı görünürlüğünü arttırdık.
Serkan Aydın: Beş cadı kadın fikrini sahnedeki uygulama şekliniz harika ? Açıkçası salona girdiğimiz andan itibaren şaşkınlık yaşadık ? Diğer tüm rolleri de bu kadın oyunculara oynatmışsınız, zorlandınız mı ? Nelere dikkat ettiniz ?
Kemal Aydoğan: Erkekler oynamış olsaydı daha çok zorlanırdım. 2011 yılında yönettiğim Macbeth’te erkekler oynamıştı ve zorlanmıştım. Kadın oyuncu arkadaşlarım erkek rollerini de barınan istekleri, amaçları, yönelimleri zorlanmadan oynadılar. Zaten oynarken erkek taklidi yapmalarını istemedik. Kadın oyuncular erkek rollerini erkeklerden daha derinlemesine oynadı. Ayrıca istediğimiz ironik düzlem kadın oyuncuların erkek rollerini oynamalarıyla daha belirgin bir biçimde kuruldu.
Serkan Aydın: Son olarak, rejileriniz de oyuncuların potansiyellerinin en uç noktalarına kadar zorlayacak bir reji tekniğiniz var. Bu durum sizi ve oyuncuları zorluyor mu ? Zorluyorsa oyuncuyu bu konuda nasıl motive ediyorsunuz ?.
Kemal Aydoğan: Bence her oyun zordur. Oyuncunun yoğun çabasını gereksinimi oyunlar. Her oyuncunun rolü inşa etme bilgisi başka başka. Onları ortak bir algılama içine sokmak için bir takım çalışmalar yapıyoruz. Daha çok oyunun dünyasına, atmosferine dahil olmak için yaptığımız çalışmalar bunlar. Teorik ve pratik bu çalışmalar oyuncuyu oyuna adapte ediyor.
İstediklerimize eriştiğimizde gönül rahatlığıyla bir sevinç duyamıyorsak hiçbir şey kazanılmamış, her şey yitirilmiş demektir. Yıkıp yok ederek yaşamaya çalışmaktansa yok ettiğimiz şey olmak daha rahat olurdu.
Kapalı gişe oynayan "Macbeth" için acele edip bir an önce yerinizi alın derim .
Anahtar Kelimeler: İyi kötüye, kötü iyiye denk, macbeth, shakespeare
0 Yorum