Kişiler: Mehmet Ergen

MEHMET ERGEN

Görevi

ÇevirmenDramaturgGenel Sanat YönetmeniUyarlayanYönetmen

Sosyal Medya

Oyunlar


|
0
|
4206



Eleştirmen Notları

Rol Çalmayın Lütfen

Mehmet Ergen 20 yıl önce Londra’nın Zone 2-3 arası bir bölgede kalan Hackney Belediyesi sınırlarında Dalston Bölgesinde bir tiyatro kurar. Burası eski âtıl bir fabrikadır. Tırnakları ile kurduğu tiyatroda yatıp kalkmaya başlar. Aynı Türkiye’deki gibi burası zamanla değerlenir. (metro geçer, havaalanı yapılır, okul gelir, hastane yapılır, mal sahibinin Almanya’dan oğlu gelir.(!) ) Mal sahibi buradan çıkmasını ister. Çünkü başkasına daha yüksek bir meblağ ile kiraya verecektir. Ergen, bu durumu düşünürken yolun sonunun geldiğini galiba tiyatronun kapanma vakti geldiğini düşünür. Hackney Belediyesi ile görüşür. Belediye tiyatro kapatma gibi böyle bir durumun mümkün olmayacağını belirterek kendine 4 tane bina 3 tane arsa gösterir. Hangisini istediğini sorar. O da şuan ki 4 katlı tarihi binayı (yaklaşık 2000 metrekare) ve bir arsayı seçer. Bunları seçtim der. Hackney Belediyesi o binayı ve arsayı Mehmet Ergen’e Arcola Theatre’a 25 yıllığına 25 pound’a kiraya verir. Türk parası ile 175 TL. Bitti mi tabii ki bitmedi. Yıllık 300.000 pound da(2 milyon 100 bin TL) hibe vereceğini söyler. Bu hibe karşılığında da belediyenin tek isteği Dalston Bölgesinde yaşayan 8 etnik kökenin bulunduğunu ve yapacağı oyunlarda bu 8 etnik kökene mensup insanların tek salonda buluşturmasını ister. Yani öyle oyunlar yap ki bu bölgede oturan 8 farklı etnik kökene mahsup insanlar senin salonunda buluşsun der. Tabi kültür-sanattan daha büyük bir ortak paydaş var mıdır? O gün bugündür Arcola Theatre, Dalston’da bir Türk tarafından kurulmuş tiyatro olarak yıllık 100.000 seyirciyi ağırlamaktadır. Sadece bina içi ofiste masa başı tam zamanlı 25 personel çalışmaktadır. Yaptığı oyunlar Londra’da ödül üzerine ödül toplarken tüm ülkeyi turne halinde gezmektedir. Yine Londra’nın en büyük ve en prestijli üniversitelerinden birisinin aylık 80.000 pound maaşla Mehmet Ergen’e bölüm başkanlığı teklif ettiği ve onunda tiyatrodaki yoğunluğundan sebep bunu kabul etmediği bölgede konuşulanlar arasında…Yasin Çetin

https://tiyatronline.com/rol-calmayin-lutfen--9730

Şeylerin  Şekli - Akbank Sanat Yeni Kuşak Tiyatro

Neil LaBute, sinematografik bir biçem içinde, işte bu gençliği geniş perspektifle ele almış. Mehmet Ergen’in gene başarılı çevirisindeki akıcı diyaloglar, aralara işlenmiş ince mizah anlayışı oyunu daha da sevimli kılmış. Neil LaBute’un eserinin 2003 yılında filme alındığını da bilgi olarak vereyim, yazının gidişatını değiştireyim. 
 

Çağdaş sanatın bam teli
“Şeylerin Şekli”ni Mehmet Ergen sahneye koymuş. Oyun, tiyatro sahnesinde başlıyor, ama sergi Jennifer ile Philip’in su altındaki düğün törenlerinde bitiyor. Akbank Sanat’ın (İstiklal Caddesi, Zambak Sokak, No. 1 Beyoğlu – İstanbul) katları arasında izleyici; müzeden Adam’ın yatak odasına, Philip’in evinin oturma salonuna, parka, estetik cerrahın bekleme salonuna, café’ye ve nihayet sergi salonuna davet edilerek perdesiz, sahnesiz bir oyun sergileniyor. Başlangıçta elindeki sprey boyayla müzedeki bir heykele zarar vermek isteyen kadın ile müze görevlisi erkek arasında başlayan diyalog, yaşam ve sanat yeğlemesine kadar uzanıyor, çağdaş sanatı hafife indirgiyor. 

Baskın karakter Evelyn
Baş karakter aynı zamanda sanatçı olan Evelyn. Oyunun başında Oscar Wilde’ın âşık olmasıyla ebediyete kadar genç kalma çabasına giren Dorian Gray’a gönderme yapılıyor, ardı ardına sıralanan referanslarla âşık olduğu kadının önerileriyle daha iyi görünmeye çalışan bir erkeğin değişimine varılıyor. Neil LaBute, Âdem ile Havva öyküsünü ters yüz ediyor ve sonuç itibariyle sanata ya da aşka ilişkin iki tarafında içini dışını izleyiciye gösteriyor, ama izleyiciyi seçim konusunda özgür bırakıyor. Oyunun sonunda ne Evelyn (Esra Bezen Bilgin) özür diliyor, ne de Adam (Bartu Küçükçağlayan) intikam duygusuna kapılıyor. Çünkü haklı olan yok! Oyun gerçek olan “gerçek”i işliyor. Evelyn: “Gerçek olmayan sanatı sevmiyorum, sahte sanattan nefret ederim” diyor, ama sanatını yaparken yalana başvuruyor. Yani bir anlamda, sanatını icra etmek için yalan söylüyor. Adam ise, yazgısından habersiz, oradan oraya sürükleniyor. Evelyn, sanatında öznel olmak, kendi fikrini savunmak uğruna baskın bir karakter. Karşısındakini ereği için rahatça harcıyor.

Neil Irish’in mekân düzenlemeleri ve black-out’ları olabildiğince kısa atlatmadaki başarısı kutlanmaya değer. Mehmet Ergen’in çevirisinde sadece “tahribatçılık” sözcüğüne takıldım. “Yıkıcılık” kullanılsa daha iyi olmaz mıydı? Neyse! Neil Irish’in kostüm çalışması da gayet zevkli ve yerli yerinde. Kostümler kendilerini izleyiciye okutuyor, (Evelyn’in sunum tablosunda giydiği kostüm gibi) karakteri tamamlıyor. Yakup Çartık’ın üç ayrı mekândaki ışık tasarımları, bu kere de mükemmel. 

Mehmet Ergen’in yönetimi
Yönetmen Mehmet Ergen, tablo dizgelerinin farklı ritimlerini fevkalade güzel düzenlemiş, ritmik çerçeveleri çok iyi saptamış. Bunların sonucunda global ritmi yakalamış. Öyküyü figüratif biçimde anlatırken; eylemi, konuyu duyguları harekete geçirici mantıkları fiziksel eylem olarak vermiş. Gösterinin bütün anlarını bir araya getiren ve devindiren iki nokta arasına sanki bir çizgi çizmiş; çizginin arasındaki koordinatları zekice belirlemiş. Çizginin başlangıç ve bitiş noktaları belli, belli belli olmasına da bulmaca dergilerinde rastladığımız “noktaları birleştirme” oyunları gibi bu çizgi. Malûmunuzdur bu oyunlar, başlangıçta sayfa üzerine dağıtılmış noktalardan oluşuyorlar. Bu noktaları sırayla birleştirdiğimizde, resim ortaya çıkıyor. İşte Ergen’in “Şeylerin Şekli”ni sahneye koyma yöntemi, bu “noktaları birleştirme” oyunlarına benzemiş. İzleyiciye noktaları birleştirme yetkisini vermiş. Oyuncu yönetimini de “mış gibi yaptırmamak” üzerinden çözümlemiş. Üstün Akmen

https://tiyatronline.com/gul-e-agit_-bakirkoy-belediye-tiyatrosu-6751


Önce Bir Boşluk Oldu Kalp Gidince, Ama Şimdi İyi - Talimhane Tiyatrosu


Bir Tiyatro Resitali: Önce Bir Boşluk Oldu Kalp Gidince, Ama Şimdi İyi 

“Önce Bir Boşluk Oldu Kalp Gidince, Ama Şimdi İyi – It Felt Empty When The Heart Went At Fırst But It Is Alrıght Now” övgüye değer tiyatrocularımızdan Mehmet Ergen’in varını yoğunu ortaya koyarak kotardığı, sonuç itibariyle tarifsiz kederler içinde kalıp açamadığı ve de artık açmaktan caydığı talihsiz mi talihsiz Talimhane Tiyatrosu girişiminin bir yapımı. Genç İngiliz yazar Lucy Kirkwood (1984)’un yazdığı Seçil Honeywill’in ülkemiz koşullarına uyarladığı https://tiyatronline.com/once-bir-bosluk-oldu-kalp-gidince-ama-simdi-iyi_-talimhane-tiyatrosu-7076’in yönettiği uzun başlıklı bir oyun “Önce Bir Boşluk Oldu Kalp Gidince, Ama Şimdi İyi”. Deniz Altun dramaturgisini yapmış, Nilüfer Alptekin konuya uygun kostümleri, Önder Ay ise oyuna katkı sağlayan ışık düzenini tasarlamış.

İYİ YÖNETMEN MEHMET ERGEN
Lucy Kirkwood’un yazdığı metnin sağlam olduğunu söylemek zor. Eseri okumak şart değil, bu gerçek, oyunu seyir sırasında da belli olmakta. Dil, tanıdığımız/bildiğimiz İngiliz yazar kuşağının temsilcilerininki kadar vurucu değil. “Sanki daha dar bir pencereden bakıyor kapsama alanı çok derin bir olaya” diyor Dikmen Gürün Hoca ya, doğru diyor. Mehmet Ergen’in sağladığı bütünlük ve dramatik çizgi “Önce Bir Boşluk Oldu Kalp Gidince, Ama Şimdi İyi”yi “iyi” tiyatro yapıyor. 

SEYİRCİYE İNCE TİYATRO ŞIRINGASI
Mehmet Ergen, oyunu yönetirken üç birlik kuralına (konu, çevre, zaman birliği) hiç ihanet etmiyor. Konu Ukraynalı genç bir orospunun yaşamından bir kesit, kahraman rastgele seçilmiş, ama çevre belli. Kaba ifade tarzı, sözcük oyunları, kötüleyici imalar hiç de rahatsız edici boyutta kullanılmıyor. Oyuncuyu izleyiciye sürekli dönük oynatması, hatta neredeyse interaktife kaydırması yadırgansa da, izlediğimiz bal gibi bir karakter taraması. Mehmet Ergen’in oyuncuları (Esra Bezen Bilgin ile Güliz Gençoğlu) seyircide buruk bir gülümseme/sonsuz bir hüzün empresyonu yaratırlarken, aniden Dijana’nın duygusunu, düşüncesini de seyirciye benimsetiyor. Mehmet Ergen gerçek tiyatro hazzını oyuncusuna reji yeteneğiyle sahneden seyircisine ince ince enjekte ettiriyor. Üstün Akmen


https://tiyatronline.com/once-bir-bosluk-oldu-kalp-gidince-ama-simdi-iyi_-talimhane-tiyatrosu-7076


Gagarin Sokağı - İstanbul Halk Tiyatrosu

Yönetmen Mehmet Ergen’e çok yardım etmiş. Barış Dinçel’in kostüm tasarımları da (sol ideolojinin simgesi yeşil parka ve antikapitalist olarak çizilen diğer karakterin özenli giysisi) oyun içindeki göndermelerden geri kalmıyor. Oyunu Türkçemize kazandıran Mehmet Ergen ise çeviri yaparken Türkçe ile yabancı dil arasında eşdeğerlik kurmasını iyi bildiğini bu çevirisinde de kanıtlıyor. Eşdeğerlik kurması yanı sıra iki dili, dillerin yansıttığı dünya görüşünü de iyi biliyor Mehmet Ergen. Bir eseri dilimize çevirirken, yazarın çevirmene kapalı tuttuğu yorum ufkunu ustaca deliyor, deşiyor, eşiyor, açıyor, İskoççanın bilebildiğim kendine özgü özelliklerini de (özellikle küfür sözcüklerinin tümcenin başına ya da sonuna yerleştirilmelerinde) doğrusu pek güzel çözümlüyor.
 
Oyun yönetmenin son derece ince çizilmiş politik olgu gerektirdiğinin bilincinde olan yönetmen Mehmet Ergen, eseri sahnelemek için sanırım önce Barış Dinçel’in tasarladığı uygun dekoru bulup, ona yaslanmış. Dört karakteri de gerektiği gibi gruplandırmış. Diyaloglar ve diyalogların akışında mükemmeliyeti başarıyla sağlamış. Sahnede geçecek olaylar üzerinde titizlenmiş. 80 dakika boyunca bir gıdım bile düşmeyen bir tempo elde etmiş.

Oyun yönetmenin son derece ince çizilmiş politik olgu gerektirdiğinin bilincinde olan yönetmen Mehmet Ergen, eseri sahnelemek için sanırım önce Barış Dinçel’in tasarladığı uygun dekoru bulup, ona yaslanmış. Dört karakteri de gerektiği gibi gruplandırmış. Diyaloglar ve diyalogların akışında mükemmeliyeti başarıyla sağlamış. Sahnede geçecek olaylar üzerinde titizlenmiş. 80 dakika boyunca bir gıdım bile düşmeyen bir tempo elde etmiş.Üstün Akmen

https://tiyatronline.com/gagarin-sokagi_-istanbul-halk-tiyatrosu-6874

 

Önce Bir Boşluk Oldu Kalp Gidince, Ama Şimdi İyi - Talimhane Tiyatrosu

 Mehmet Ergen’ in Londra’da yönettiği Arcola Theatre’ da realist bakış açısına göre oluşturulan oyun, 1984 doğumlu genç yazar Lucy Kirkwood için mükemmel çıkış kapısı olmuş. Evrensel konuyu, duygusal girdaplara girmeden başarıyla yazan yazar, iki binli yılların modern köleliğini aktarmış bizlere. Türkiye ya da İngiltere, yaşanılan olaylar neredeyse bire bir benzerlik gösteriyor. Metnin orjinalinde Afrika’dan Londra’ya uzanan siyahi bir kadının portresi sunulurken, Türkiye şartlarında Ukrayna’dan İstanbul’a uzanan bir kadının yaşadıklarını izliyoruz Yaşam Kaya

https://tiyatronline.com/once-bir-bosluk-oldu-kalp-gidince-ama-simdi-iyi_-talimhane-tiyatrosu--3543

İnishmorelu Yüzbaşı - İstanbul Devlet Tiyatrosu

Mehmet Ergen’in  ustaca kullandığı  ve sahnede yağ gibi akan  günlük/konuşma/tiyatro dili ile,oyuncuların tam bir takım ruhu ile  hep birlikte muhteşem bir seyirliğe imza atmışlar… Savaş Aykılıç

https://tiyatronline.com/inishmurlu-yuzbasi-2823

 




Yorum

0 Yorum
Hmm! Bu içeriğe henüz yorum yapılmadı, sen yazmak ister misin?
Bekle! Yorum yazmak için üye olmalısın Üye isen burayı tıkla. Üye olmak için de burayı tıkla.


TİYATRONLİNE

E-Bülten Üyeliği Görüş Bildir