MAKALELER

Önce Bir Boşluk Oldu Kalp Gidince, Ama Şimdi İyi - Talimhane Tiyatrosu

2012.01.12 00:00
| | |
2886

“Önce Bir Boşluk Oldu Kalp Gidince, Ama Şimdi İyi – It Felt Empty When The Heart Went At Fırst But It Is Alrıght Now” övgüye değer tiyatrocularımızdan...

Bir Tiyatro Resitali: Önce Bir Boşluk Oldu Kalp Gidince, Ama Şimdi İyi 

“Önce Bir Boşluk Oldu Kalp Gidince, Ama Şimdi İyi – It Felt Empty When The Heart Went At Fırst But It Is Alrıght Now” övgüye değer tiyatrocularımızdan Mehmet Ergen’in varını yoğunu ortaya koyarak kotardığı, sonuç itibariyle tarifsiz kederler içinde kalıp açamadığı ve de artık açmaktan caydığı talihsiz mi talihsiz Talimhane Tiyatrosu girişiminin bir yapımı. Genç İngiliz yazar Lucy Kirkwood (1984)’un yazdığı Seçil Honeywill’in ülkemiz koşullarına uyarladığı Mehmet Ergen’in yönettiği uzun başlıklı bir oyun “Önce Bir Boşluk Oldu Kalp Gidince, Ama Şimdi İyi”. Deniz Altun dramaturgisini yapmış, Nilüfer Alptekin konuya uygun kostümleri, Önder Ay ise oyuna katkı sağlayan ışık düzenini tasarlamış.

KIRKWOOD’UN OYUNU HONEYWILL’İN SAYESİNDE “BİZDEN” OLMUŞ
Oyunda Ukraynalı Dijana, insan tacirlerinin eline düşüp fuhşa zorlanan yüzlerce kadından biri. İstanbul’a gelirken daha iyi bir yaşamın ve mutlu bir geleceğin hayalini kurmuş, ama “gıyabında” planlananlardan asla haberdar olamamış. Modern çağın en önemli sorunlarından biri olan “kadın ticareti” konusunu işleyen oyun, insan tacirliğinin geldiği boyutu sahneye taşıyarak özellikle kadınlar üzerine dayatılan sistemi mıncıklamayı amaçlıyor. Başlığı anlamlandıran: “Önce Bir Boşluk Oldu Kalp Gidince, Ama Şimdi İyi”, kalp nakli gerçekleşen küçük bir kızın sözleriymiş. Dayanılması güç gerçeklik ve dehşetengiz ironi bu sözlerden kaynaklanıyor. Burada, 7 yaşındaki çocuk bile bir başkasının kalbiyle yaşayabiliyorsa, cesaret gösterip hayatın akışını değiştirerek bir başkasının kalbiyle bambaşka hayatlar yaşanabilir iletisi ortaya çıkıyor. Ama olmuyor!

HONEYWILL’İN OYUNU BİZDEN KILIŞI
Neden olmuyor? Çünkü anında fuhşa zorlanan Dijana, pezevengine karşı aşka tutuluyor ve başına geleceklerden habersiz, doğacak çocuğuyla mutlu bir gelecek hayal etmeyi sürdürüyor. Dijana özgürlüğüne kavuşma hayaliyle “iş tuttuğu” erkeklerin “artığı” prezervatiflerin çetelesini tutarken, doğmamış çocuğu için mayo çalıyor ve her şey tersine dönüyor, hapse atılıyor, böylece özgürlük özlemi daha da kısıtlanıyor. Alıkonulan kadınların yaşamının dramı oluyor anlatılan. Seçil Honeywill’in oyunda Odesa, Ataköy, Antalya hattı üzerinden bir coğrafya seçmesi, Dijana’nın Levent’te bir villada bakıcı olma hayalleri, Kanyon’dan alışveriş etmek, Tefal ürünleri, Arçelik Elektrik Süpürgesi sahibi olmak gibi ürünlerin, mekânların isimlerini tanıdık-bildik adlara dönüştürmesi ise oyunu doğal olarak daha “bizden” kılıyor. 

İYİ YÖNETMEN MEHMET ERGEN
Lucy Kirkwood’un yazdığı metnin sağlam olduğunu söylemek zor. Eseri okumak şart değil, bu gerçek, oyunu seyir sırasında da belli olmakta. Dil, tanıdığımız/bildiğimiz İngiliz yazar kuşağının temsilcilerininki kadar vurucu değil. “Sanki daha dar bir pencereden bakıyor kapsama alanı çok derin bir olaya” diyor Dikmen Gürün Hoca ya, doğru diyor. Mehmet Ergen’in sağladığı bütünlük ve dramatik çizgi “Önce Bir Boşluk Oldu Kalp Gidince, Ama Şimdi İyi”yi “iyi” tiyatro yapıyor. 

SEYİRCİYE İNCE TİYATRO ŞIRINGASI
Mehmet Ergen, oyunu yönetirken üç birlik kuralına (konu, çevre, zaman birliği) hiç ihanet etmiyor. Konu Ukraynalı genç bir orospunun yaşamından bir kesit, kahraman rastgele seçilmiş, ama çevre belli. Kaba ifade tarzı, sözcük oyunları, kötüleyici imalar hiç de rahatsız edici boyutta kullanılmıyor. Oyuncuyu izleyiciye sürekli dönük oynatması, hatta neredeyse interaktife kaydırması yadırgansa da, izlediğimiz bal gibi bir karakter taraması. Mehmet Ergen’in oyuncuları (Esra Bezen Bilgin ile Güliz Gençoğlu) seyircide buruk bir gülümseme/sonsuz bir hüzün empresyonu yaratırlarken, aniden Dijana’nın duygusunu, düşüncesini de seyirciye benimsetiyor. Mehmet Ergen gerçek tiyatro hazzını oyuncusuna reji yeteneğiyle sahneden seyircisine ince ince enjekte ettiriyor. 

GÜLİZ GENÇOĞLU’NUN OYUNCULUĞU 
Pek bilinen bir gerçektir ki, bir oyuncu ancak gerçek coşkusal deneyim yoluyla bir roldeki insan doğasının gizli nimetlerine nüfuz edebilir ve orada insan ruhunda saklı olan o görülemezi, o işitilemezi ya da o bilinç yoluyla ulaşılamazı tanıyabilir, duyumsayabilir. Güliz Gençoğlu Türkmenistanlı Bahar karakterini çözümlemiş, keşfetmiş, incelemiş, araştırmış, tartmış, tanımış, kimi yapılarını yadsımış, kimilerini onaylamış ve onunla özdeşleşmiş. 

Esra Bezen Bilgin’e gelinceee… 

İKİ GÖZÜMÜN BEBEĞİ
Esra Bezen Bilgin (ki benim iki gözümün bebeğidir), gerçek yaşamdakinin aynısı olan duygulanımların yakalanmasını, dolayısıyla duygulanımlarının yarı “isteksiz” olarak dışa vurmasını gerekli görmemiş. Nitekim duygulanımlarını kimi kez kendi özel oyunculuk biçemi içinde kodlamış, listelemiş ve kategorize etmiş. Seyirci, Esra Bezen Bilgin’i bu oyunda izlerken, resmedilen karakterin içsel-ruhsal imgelerini veren tutkuları üretenin, aynı türden bireysel malzemeler olduğuna tanık oluyor. Esra Bezen Bilgin’in sahne üzerindeki yataklar üzerindeki devinimi, tıpkı Dijana’nın gerçek hayatındaki gibi, sürekli yükselen arzular, özlemler, aksiyona çağrılar ve onların içsel ve dışsal aksiyonlarda tüketimlerinden oluşuyor. 

Esra Bezen Bilgin bu oyunda da, oyunculuk yeteneği ve becerisiyle tiyatronun tanrılarını mutlu ediyor.

Anahtar Kelimeler: Önce Bir Boşluk Oldu Kalp Gidince Ama Şimdi İyi



0 Yorum
Hmm! Bu içeriğe henüz yorum yapılmadı, sen yazmak ister misin?
Bekle! Yorum yazmak için üye olmalısın Üye isen burayı tıkla. Üye olmak için de burayı tıkla.
Diğer Yazıları





E-Bülten Üyeliği Görüş Bildir