Farklı dünyalarda gibi dursalar da, birbirlerine tam olarak dokunamasalar da baş başa ve bir aradaydılar.
Nora'yı tümüyle feminist bir bakış açısıyla ele alıyor ve bu tek kişilik oyunla seyirciyi deneysel bir serüvene yönlendiriyor.
Roman uyarlamalarının tutkulu yönetmeni Nedim Saban 1OO.yılımıza bu anlamda bir çalışmayla...
Anthony Neilson'un 2002 yılında yazdığı, Malta'da sahnelenmesi yasaklanan "Stitching / Dikiş" adlı oyun...
İstiklal Caddesi'nde Aslı Han'ı bilirsiniz.O binanın alt katında kızıl saçları, incecik kaşları, kedileri...
"Maviydi Bisikletim", günlerce ne kelime, senelerce belleğimizde kalacak bir piyes olmuş....
Bence Türkiye tarihinde Tiyatro festivalleri arasında yerini prestij açısından ön sıralarda alan bir organizasyon olmuş...
Oktay Arayıcı'nın Ayşen karakteri ile ilk tanışmam 1980'lerin hemen başında, AST yapımı "Rumuz Goncagül" ile olmuştu.
Başarılı kalem Elçin Gürlerin yazdığı, Muharrem Uğurlu'nun yönettiği ve Endless Art Taksimde perdelerini açan Mavi Müzikhol oyunu...
Yüze vurumcu (in your face) tiyatronun en etkileyici örneklerinden biri olarak nitelendirebileceğim...
Türk Sanat Müziğinde bir makam karşılığı olan hicaz bu sefer kadın üzerinden Alper Angı'ın yazdığı...
Eprahim Kishon'un " Tarla Kuşuydu Juliet "( Oh, Oh Juliet ) adlı oyununu, çok seneler önce Ayten Gökçer, Kerim Afşar'dan izlemiştim
Küçükken annemin sen değil, bir başkası olduğunu düşünürdüm hep...
Benden hiçbir şey saklamamalısın, bana her şeyi söylemelisin
İlk ve son söz hep hayatındı.Ancak hem Çetin, hem Olgun son sözü söylemek istemişlerdi.
Şimdi düşünüyorum da, Oktay Arayıcı'nın "Rumuz Goncagül" adlı eseriyle ilk tanışmam,
Hakkı Ergök'ün yazdığı, Kemal Başar'ın yönettiği ve hayat verdiği "Öykülerden Oyunlar"da...
Acının, merhametsizliğin, duygusal ve fiziksel yıkımların yaşandığı bir dünyada, sahnede estirdiği duyarlık rüzgarlarıyla...
Alıp başını yürüteceği yollar tutulmuştu Artiz Zekeriya Bir'in.Adeta kanlı bir arenada ne ilk olandı o, ne de son...
Toplum baskısı ile var olmaya çalışan, razı gelen, yara alan bireyler aynı baskıyı aile içinde nasıl yansıtırlar.
Susmayı senden öğrendim anne. Hiç sesin çıkmadı. Her şeye tamamdın. Sen de haklısın. Tek bildiğin buydu.
Olabildiğince bencil, soğuk, yapışkan bir dünyada anılar hep güzel olmayabilir..
Sanat yapıtı bir duyumlar kitlesidir, yani algılar ve duyguların bir bileşimi.
Bundan, çok değil, tam kırk yedi yıl sonra, diyelim Finlandiya'da bir talk show programının yüzüncü ve son bölümündeyiz.
Gökhan Erarslan'ın yazıp, yönettiği, Ezgi Hüyükpınar Erarslan'ın yaşar kıldığı "Ben Eskiden Çok Ünlüydüm" ün yapımcılığını Tiyatro Gestus üstlenmiş.