MAKALELER

Biz hayal mi kurduk acaba? Hayatın gerçekliği tokat gibi vuruyor

2025.02.01 00:00
| | |
2381

Oktay Arayıcı tarafından 1977 yılında kaleme alınan eser, geleneksel orta oyunu anlatımı ve epik tiyatro özelliklerinden yararlanılmıştır.
 
"Biz hayal mi kurduk acaba? Hayatın gerçekliği tokat gibi vuruyor"
 
Oktay Arayıcı tarafından 1977 yılında kaleme alınan eser, geleneksel orta oyunu anlatımı ve epik tiyatro özelliklerinden yararlanılmıştır. Devlet TiyatrolarıŞehir Tiyatroları ve birçok özel topluluk tarafından sahnelendi. İrfan Tözüm tarafından sinemaya da uyarlanarak filmi çekilen "Rumuz Goncagül" kadının toplumdaki yeri ve evlilik kurumunu irdeliyor. Oyunu İstanbul Devlet Tiyatrosu'nda  Zafer Algöz yönetirken,  Timur Selçuk  müzikleriyle güç kazanıyor.
 
Oyun öyle başarılı öyle keyifli ki Zafer Algöz oyuncularına sonsuz güvenmiş. Dolayısı ile şimdiye  kadar bir çok kez farklı tiyatrolarda izlediğim oyunda iki karekter son derece öne çıkmış ve parlamış. Evet bu karakterlerden biri evin evde kalmış yada kalma korkusu olan taliplilerini mektup  "Goncagül" rumuzu ile arayan İnsaf Hanım'ın biricik kızı Gülsün.
 
Zafer Algöz  beni ve seyirciyi öyle bir ters köşe yaptı ki anlatamam. Bu iki karekter den birinin röportajını daha önce yapmıştım. Şimdi sıra geldi " Rumuz Goncagül" ün tipoloji olarak da oyunculuk olarak da ilkkez izlediğim Gülsün'ü yani Şebnem Bilgeer'i.
 
 
"Hani sevgi yüce bir duyguydu; beni neden aldattınız?"
 
Şebnem, merhaba öncelikle seni tebrik ederim. Beni gerçekten çok şaşırttın ve seni zevk ile izledim. Seni okurlarımıza daha yakından tanıtmak isteriz..
 
Merhaba ben Şebnem Bilgeerİzmir'de doğup büyüdüm. Tiyatroya olan tutkum, daha çocuk yaşlarda, Yılmaz Erdoğan’ın 'Otogargara' oyununu izlememle başladı. Lise yıllarında tiyatro koluna girdim. Okulda oyunlar çıkardık ve sonrasında konservatuvar hazırlıkları başladı aynı zamanda İzmir Sanat Tiyatrosu’nda çocuk oyunları oynadım. 2004 yılında Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Oyunculuk Bölümü'nü kazandım. İlk profesyonel oyunculuk deneyimim 3. Sınıf öğrencisiyken Ankara Devlet Tiyatrosunda "Keşanlı Ali" oyununda Hafize karakterini oynamamla başladı. 2008 yılında konservatuvardan mezun olduktan sonra İstanbul’a taşındım ve burada çeşitli özel tiyatrolarda sahne alma şansı buldum. 2017 yılından bu yana ise İstanbul Devlet Tiyatrosu sanatçısı olarak görev yapıyorum.
 
"Rumuz Goncagül"ü bize anlatır mısınız? Oyunda ki rolün nedir?
 
"Rumuz Goncagül", Oktay Arayıcı’nın yazdığı, Türk tiyatrosunun önemli eserlerinden biri. Oyunun konusu, bir evde yaşayan sıradan insanların hikâyesi üzerinden toplumsal değerler, kadın-erkek ilişkileri ve o dönemin sosyal yapısına ışık tutuyor. Müzikleri usta sanatçı Timur Selçuk tarafından bestelenmiş. Oyunun yönetmeni Zafer Algöz de metnin geleneksel yapısını koruyarak seyirciye nostaljik ve sıcak bir atmosfer yaşatıyor.
Ben oyunda Goncagül’ü yani Gülsün karakterini oynuyorum. Gülsün’ün annesi İnsaf Hanım, ekonomik darboğazdan kurtulmanın bir yolu olarak kızını evlendirmeye karar veriyor. Bir gazeteye 'Rumuz Goncagül' adıyla ilan veriyorlar ve Gülsün’ü tanımadan onunla evlenmek isteyen çeşitli talipliler ortaya çıkıyor. Bu taliplilerin her biri, dönemin toplum yapısına ayna tutan farklı ve renkli karakterler. 
 
 
"Rumuz Goncagül" aslında çoğu oyuncu tarafından oynanmak istenmez. Sebebi nedir sence?
 
Gerçekten başka oyuncuların bu oyunu oynamak isteyip istememeleri konusunda pek fikrim yok. Ancak kendi açımdan, bu oyunda yer almayı ve Gülsün karakterine hayat vermeyi kariyerim açısından büyük bir şans olarak görüyorum. Çünkü 'Rumuz Goncagül,' yazıldığı dönemin toplumsal dokusunu başarıyla yansıtan, kadın erkek ilişkileri açısından bugün bile güncelliğini koruyan güçlü bir metin. Gülsün karakterinin, masumiyeti ve içsel çatışmalarıyla bir oyuncu için oldukça zengin bir alan sunduğunu düşünüyorum.
 
Oyunda ki karakteriniz hakkında neler söylemek istersiniz, nasıl hazırlandın?
 
Aslında Gülsün karakteri, içinde yaşadığımız topluma hiç de yabancı bir figür değil. O, hayalleri, beklentileri ve masumiyetiyle pek çok genç kızın bir yansıması. Bu yüzden bu role hazırlanırken, hayatın içinden kendi gözlemlerimi ve birikimlerimi fazlaca kullandığımı söyleyebilirim.
Onun masumiyetini, hayal kırıklıklarını ve yaşadığı çatışmaları, annesiyle olan ilişkilerini çözümlemeye çalıştım.
Zafer Alagöz’ün yönlendirmeleri de bu sürecin çok önemli bir parçası oldu. Gülsün’ü oynarken karakteri en doğal haliyle seyirciye aktarmaya çalıştık. Bu süreç benim için çok özel bir deneyim oldu.
 
Oyunda Gülsün karakterini oynadınız,  çok başarılıydı. Yönetmen Zafer Algöz ile çalışmak nasıl bir deneyimdi. Provalar sürecini anlatmak ister misin?
 
Çok teşekkür ederim, elimden geldiğince doğal oynamaya çalıştım. Zafer Algöz ile daha önce 2012 yılında da özel bir tiyatroda çalışma fırsatım olmuştu. Yıllar sonra "Rumuz Goncagül"de yollarımız tekrar kesişti ama projeye oyuncu olarak değil Zafer Algöz’ün reji asistanı olarak dâhil oldum. Oyun çıktıktan bir süre sonra oyuncu rahatsızlığından dolayı oyuncu değişikliği oldu ve Gülsün karakterini benim çok kısa bir zaman içerisinde çalışmam gerekti. Zafer Algöz, hepimizin tanıyıp hayran olduğu fevkalade bir sanatçı ve ustamız. Kendisinden birçok şey öğrenme fırsatı buldum. Provalar sırasında oyunun her detayıyla birebir ilgilendi. Karakterlerin sahne üzerindeki varlığından mizansenlere, oyunun temposundan duygusal tonlarına kadar her noktaya özen gösterdi. Bu süreçte hem disiplinli hem de son derece keyifli bir çalışma ortamı vardı. Zafer Algöz’ün enerjisi, yaklaşımı ve liderliği tüm ekibi motive eden, oyunun ruhunu şekillendiren en önemli unsurlardan biriydi. Oyunun böylesine eğlenceli ve etkileyici bir hale gelmesini, onun komediye olan bakış açısını ustalıkla oyuna yansıtmasına borçluyuz.
 
Ekip çalışması oldukça önemli.  Tüm oyuncuları tebrik ederim. Yalnız iki karakter özellikle dikkati mi çekti. Çünkü Gülsün ve Refik Mayısoğlu ilk kez  "Rumuz Goncagül" de bu iki karakter beni ters köşe yaptı. İlk kez iki karakter bu oyunda parladı. Sence sebebi nedir? Beraber çalışırken yaşadığınız komik anılar oldu mu?
 
Açıkçası bu iki karakter, daha önce sahnelenen 'Rumuz Goncagül' yorumlarından oldukça farklı bir şekilde ele alındı. Bu, tamamen Zafer Algöz’ün rejisiyle şekillenen bir tercih. Refik Mayısoğlu karakterinin daha karikatürize bir şekilde yorumlanması, oyunun sıcak ve samimi havasına büyük katkı sağladı. 
 
Sanırım "Refik Mayısoğlu" karekterini Uğur Keleş oynadı .
 
Evet, bu yorum, karakterin seyirciyle kurduğu bağın güçlenmesine ve oyunun mizahi yanının daha belirgin hale gelmesine olanak tanıdı.
 
Gülsün karakteri açısından şunu söyleyebilirim: Daha önce bu karakteri canlandıran oyuncu ile benim aramda tipolojik olarak ciddi farklar vardı. Bu farklılık, karakterin sahnedeki varlığına ve anlatımına doğal bir şekilde yansıdı. Gülsün’ü yorumlarken, fiziki özelliklerimin getirdiği avantajları ve sınırlamaları, karakterin duygusal dünyasına entegre etmeye çalıştım. Bu süreçte, karakteri daha gerçekçi bir şekilde ele alarak onun içsel çatışmalarına odaklandım.
Ayrıca, bu farklar oyunun genel dinamiğine de yeni bir renk kattı. Gülsün’ün daha önceki yorumlarından farklılaşan bu versiyonu diğer karakterlerle sahnedeki uyumun da da bir denge oluşturdu.
Beraber çalışırken yaşadığımız komik anılara gelince saymakla bitmez çünkü ekip çok uyumlu ve keyifliydi. Refik Mayısoğlu’ nu oynayan Uğur Keleş’in provalar sırasında doğaçlamalarıyla ekibi kahkahalara boğduğu çok an oldu.
 
 
 
Günümüzde artık mektup gönderme olayı kalmadı. Nostalji artık yerini cep telefonlarına bıraktı. Aynı ortamda insanların birbirlerinin yüzüne bakmadığı bir süreç yaşıyoruz. Bu konuda neler söylemek istersin?
 
Evet, maalesef teknolojinin gelişimi iletişimi artırması gerekirken insanları kalabalıklar içinde yalnızlaşan bireylere dönüştürdü. Artık aynı ortamda bulunan insanlar birbirleriyle konuşmak yerine telefon ekranlarına bakıyorlar. Esasında hepimiz bu durumdan rahatsızız, ama bir yandan da bundan kurtulmayı başaramıyoruz. Bu, günümüzün en büyük paradokslarından biri sanırım.
Oyunda yer alan mektuplaşma eylemi, tam da bu yüzden o sıcak ve nostaljik atmosferin oluşmasında etkili oldu. Mektuplar, yalnızca bir iletişim aracı değil, aynı zamanda insanların duygularını sabırla ve samimiyetle ifade ettiği bir yoldu. Günümüzde böylesine derin bir iletişim kurma biçimi yok. Oyunda mektupların kullanılması, seyirciye geçmişin o içten ve naif iletişim biçimini hatırlatarak duygusal bir bağ kurmalarına olanak sağladı.
 
Sanıyorum bir ödül geldi.  Öncelikle tebrik ederim. Duygu ve düşüncelerini öğrenebilir miyim? Ödül sana ne ifade ediyor?
 
Evet, Yeni Tiyatro Dergisi tarafından komedi müzikal oyunculuk ödülüne layık görüldüm.
 
Bu ödül, benim için gerçekten çok kıymetli. Yaptığınız işin takdir edilmesi, her oyuncu için büyük bir motivasyon kaynağıdır. Bu tür ödüller, sadece kişisel başarıyı kutlamakla kalmaz, aynı zamanda daha iyisini yapmak için bir teşvik de eder.
Beni bu ödüle layık görenlere tekrar teşekkür ederim; onların desteği, kariyerimi bir adım daha ileriye taşımak için cesaretlendiren önemli bir itici güç oldu benim için.
 
Son olarak söylemek istedikleriniz var mı? 
 
Bu röportajda bana yer verdiğiniz için size çok teşekkür ederim. Ben hayallerinin peşinden koşan büyümeyen bir kız çocuğu gibiyim ve öğreneceğim daha birçok şey olduğunu bilmek beni heyecanlandırıyor. Hayatta karşıma hep çeşitli engeller çıktı ve çıkacak ama bugün buradayım demek ki bazı şeyleri doğru yapıyorum. Yeni hikâyelerle buluşacağımız sahnelerde tekrar görüşmek dileğiyle diyorum.
 
Kendine gizlice ne fısıldamak istersin? 
 
Herhalde, "Devam et" diye fısıldardım. Çünkü bazen sadece sabredip yola devam etmek gerekir.
 
 
Oyunun Künyesi
 
Yazan: Oktay Arayıcı
Müzik: Timur Selçuk
Yöneten: Zafer Algöz
 
Oyuncular
 
İnsaf: Dilek Güven
Gülsün: Şebnem Bilgeer
Sıtkı: Efe Erkekli
Ayşen: Duygu Gökhan
Halet Rezâki: Erdoğan Aydemir
Müfit Mürted: Engin Delice
Dursun Ali: Ahmet Dizdaroğlu
Refik Mayısoğlu: Uğur Keleş
Nasuhi Bey / Garson: Buğra Kağan Kahraman
 
Müzisyenler
 
Piyano Rahim Ozan Demir, Tuğba Sezer
Ud Taha Furkan Özandaç
Klarnet Ercan Yalazan
Keman Görkem Öztürk
Ritim Yaşar Talha Özkan
Bas Gitar / Vokal Görkem Turan
Kanun Sema Aslan
Dekor Tasarımı Nur Sinem Mete
Kostüm Tasarımı Burcu Melek Bozan
Işık Tasarımı İ. Önder Arık
Müzik Direktörü Rahim Ozan Demir
Koreografi Kerem Kuraner
Görsel Tasarım Cihan Kahraman
İllüstratör Nur Sinem Mete
Dramaturg Derya Özer
Yönetmen Yardımcıları İşdar Gökseven, Eylem Yıldız, Ergun Akvuran, Ahmet Dizdaroğlu
Asistan Şebnem Bilgeer
 
Sahne Amiri Burak Akyüz, Emre Kaynak
Kondüvit Ersin Sönmez
Işık Kumanda Ozan Çelik
Dekor Sorumlusu Necati Işık
Aksesuar Sorumlusu Serkan Dürser
Kadın Terzi Nimet Çelebi
Erkek Terzi Meral Şeker
Perukacı Zeynep Bolkısık Bağ
Projeksiyon Kumanda Korhan Boduroğlu, Uğur Akcan

Anahtar Kelimeler: oktay arayıcı, rumuz goncagül



0 Yorum
Hmm! Bu içeriğe henüz yorum yapılmadı, sen yazmak ister misin?
Bekle! Yorum yazmak için üye olmalısın Üye isen burayı tıkla. Üye olmak için de burayı tıkla.
Diğer Yazıları





E-Bülten Üyeliği Görüş Bildir