MAKALELER

Hani sevgi yüce bir duyguydu; beni neden aldattınız?

2024.02.11 00:00
| | |
9413

Türk tiyatrosunun önemli yazarlarından Oktay Arayıcı tarafından kaleme alınan tiyatro klasiği "Rumuz Goncagül"...
 

"Hani sevgi yüce bir duyguydu; beni neden aldattınız?

Türk tiyatrosunun önemli yazarlarından Oktay Arayıcı tarafından kaleme alınan tiyatro klasiği “Rumuz Goncagül”,  A.Emrah Özdilek 'in yönetmenliğinde, Zafer Bozdağ'ın Işık, ses ve yeni bir sound getirdği müziği ile "Ordu Büyükşehir Belediyesi Karadeniz Tiyatrosu Sahnesi'nde 4 Şubat 2024  tarihinde oynandı . 60. Yıl kutlamasına Ordu Büyükşehir Belediyesi Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, Kültür, Turizm ve Sanat Daire Başkanı Zabit Yön ile birlikte gala niteliğinde kutlama eski-yeni oyuncuların ve bir çok davetlinin  katılımıyla izlenen oyun, 70’li yılların sonlarında değişen sosyal yapının ve ekonomik hayatın etkisiyle adını, varlığını ve çaresizliğini çözmeye çalışan kadınların sıkışmışlığını çağdaş bir ortaoyunu dünyasından anlatıyor bizlere.

Rumuz Goncagül… İnsaf hanım, kızının mürüvetini görmek ister. Komşusuna uyup, her şey Gülsün adına bir gazetenin gönül postası köşesine "Goncagül" rumuzuyla bir mektup gönderilmesiyle başlar. “Aile kızıyım, ev işlerini becerir, güzel yemek pişirir. İlkokul mezunuyum. Babam vefat ettiği için annemle, kendi evimde oturmaktayım. Ahlâklı, geçimliliği olan biriyle evlenmek istiyorum. İç güveyi de olabilir. İsteklilerin Goncagül rumuzuna yazmaları” diyen mektupla birlikte Gülsün'e 261 koca adayı talip olur. 

Oyunun yönetmeni A.Emrah Özdilek oyuna farklı bir soluk getirmiş. Çünkü günümüzde ne mektup yazan var nede rumuz. Eser eski olmasına rağmen yönetmenin yorumu geçmiş ile günümüz arasındaki dengeli bir bağ kurmuş dolayısı ile seyirci yadırgamıyor aksine oyunu pür dikkatle izliyor. Zafer Bozdağ Işık, ses ve müzik konusunda farkındalık yaratmış özellikle sound tek kelime ile harika. Dekor konusunda ise Murat Çavuş ve Cemal Arslan yeni yoruma uygun bir dünya yaratmış. Oyunda tüm oyuncular rolünün hakkını verirken, reji ve tasarım dışında dört oyuncunun yorumları dikkatimi çekti. Ayşe Türkmen Akkaş(İnsaf Hanım), Cemil Gündüz (Halet Rezaki), Ayfer Yağız (Ayşen) ve İlker Taze ( Müfit Mürted). Ayfer Yağız(Ayşen) sahnede beden dili, ses, tonlama, mimik ve jestleri ile çıkardığı tip ile gelecekte ki başarılara  göz kırpıyor. Belirtmeden geçemeyeceğim, çok kısa rolü olmasına rağmen Bülent Reisoğlu
(Garson-Nasuhi) tiplerini adeta yaşattı.

Yıllar önce bende aynı kurumda "Sıtkı karekterini oynamıştım. Yeni ve farklı bir bakış açısı ile sahneye konulan oyunda yer alan tüm oyuncuları  tebrik ediyorum. Ancak sizlere bu oyuna yeni bir soluk getiren yönetmen, ışık, müzik ve oyuncusuna dikkatimi çeken isimleri tanıtmak istedim.  

 
Öncelikle;
 
 
A.Emrah ÖZDİLEK
Genel Sanat Yönetmeni / Yönetmen / Oyuncu
 
Emrah Oktay arayıcının "Rumuz Goncagül'nü yönetmek nereden aklına geldi? 
 
-Tiyatromuzun kuruluşunun 60. yılı. Geçmişine baktığımızda, çok fazla geleneksel ve müzikli tiyatro oyunları sahnelendiğini görüyorsunuz. Bu anlamda da bu tarz oyunları seven bir kitle yetiştiği gerçeğini yok sayamayız. Bizde oyun seçimlerinde bu soru üzerinde duruyoruz. Ordu seyircisi ne sever? Bu sebeple mutlaka her sezon 1 müzikal oyun olmasına özen gösteriyoruz. Bu sezon 60. Yıl sebebiyle özellikle geçmişten bir oyun olsun istedik. Rumuz Goncagül’de bu sezonun müzikal oyunu oldu çünkü Rumuz Goncagül OBBKT bünyesinde 3. Kez sahneliyor. 60 yıllık yolculuğunda 2 kere daha sahnelenmiş bizde bu vesile ile geçmişteki ustalarımızı hem rahmetle anmış, hem de saygı ile selamlamış olalım istedik.
 
 
 
Oyunu yönetirken nelere dikkat ettin?
 
-Oyunu öncelikle karakterlerin yapısını bozarak hayal ettik. Rumuz Goncagülde karakterlerin hepsi karakter özellikleri taşıyan birer ‘’tip ‘’ olarak kurgulandı. Ayrıca her ne kadar geleneksel yapıda epik bir oyun olarak düşünsek de ben reji de İtalyan Halk Tiyatrosu (Commedia dell’arte) özelliklerinden faydalanarak sahneleme yaptım. Bu da seyircide güzel karşılık buldu. En azından oyunu faklı tiyatrolardan seyretmiş izleyicilerden aldığım yorumlardan çıkarımım bizim sahnelememizin çok farklı ve hoş olduğu. Karakter yorumlama da da mesela Refik Mayısoğlu’nu Jön bir zampara olarak oynatabilirdik ancak biz çift karakterli bir adama çevirdik, özünde kayserili ve kadınlarla konuşurken tam bir beyefendi. Yada Sıtkı normalde oyunun jönü iken bizim oyunumuzda daha pısırık ve sempatik işlendi.  

Müzikal oyun yönetmek risk,  dolayısı ile canlı orkestranın olduğu bir müzikal yönetmek daha da büyük bir risktir. Hangi klişelerden uzak durdun ve prova süreci nasıldı, anlatırmısın?

-Bir çok sahneleme de kullanılan Timur Selçuk bestelerinin yerine, tiyatromuz bünyesinde var olan müzik direktörümüz Zafer Bozdağ’a oyun şarkılarını yeniden besteletildi. Başarılı da oldu. Ben müzikal oyunlarda yönetmen ve müzik direktörünün aynı düzlemde olması gerektiğine inanıyorum. Çünkü müzikal oyunların müzikal başarısı tamamen yönetmen ve müzik direktörünün uyumu ile alakalı. Ben ne istediğimi iyi anlattım, müzik direktörü iyi alternatiflerle geldi ve ortak noktada buluşuldu. Ayrıca oyunun başlangıcındaki İnsaf’ın uzun tiratı da bestelendi bu da benim rejimi destekleyen en önemli adım oldu. Final müziğinin hem ağır hem rock’n roll olarak söyleniyor olması bunlar tamamen yönetmen ve müzik direktörü uyumudur. Zafer Bozdağ’ın ellerine sağlık diyorum. Ayrıca müzikal anlamda oyuncularımızı çok iyi tanıyoruz ve kimin nasıl bir tarzda şarkı söyleyeceğini kestirebildiğimiz için yeni bestelemelerde oyuncuya göre şekilleniyor bu da daha net proje ortaya çıkarmamıza yardımcı oluyor. 

60 Yıllık bir tiyatro geçmişi olan OBBKT de alışıla gelmiş kalıpları yıkmak için zorlandın mı ? Bu kalıpları yıkmak için en büyük desteği nereden aldın?

-Çok iyi bir ekiple çalışıyorum. 60 olmasa da 30 yılına hakim Zafer Bozdağ gibi bir idari amir var omuz omuza yol yürüdüğüm. Çok anlayışlı ve tamamen yaptığımız projelerin arkasında duran destekleyen Zabit Yön gibi bir Daire başkanım var. Ve en önemlisi Dr. Mehmet Hilmi Güler gibi müthiş bir belediye başkanımız var. Bürokrasi ve tiyatro aynı çizgide buluştuğunda, tiyatroda 60 yıl değil asırlar da geçse kalıplaşmış her şey bir kenara koyuluyor ama yıkılmıyor. Kalıplar olmalı. Çünkü her dönem sanatçılar farklı bir tetrisattan geçmiş oluyor. Aldığımız eğitimler ustalarımız bambaşka. Herkesin yol yürüyüşü daha farklı bir tabirle yoğurt yiyişi farklı. O yüzden kalıpları yıkmak değil, kalıplardan beslenerek bambaşka yolculuklara çıkmak gerekir kanısındayım. Bende bu anlamda kalıpları kendime destek alarak, bu dönemki yolculukta tiyatroya yol arkadaşlığı ediyorum. 

 
Oyuncu, müzik, sahne tasarımı ve teknik konularda OBBKT bin gücü nedir?
 

-Türkiye’nin önde tiyatrolarından biri diyebiliriz. Sanatçı kadromuz bir bölge tiyatrosuna göre yeterli sayılabilecek düzeyde. Yarısı alaylı yıllarını tiyatroya vermiş sanatçılar bir yarısı da okul mezunu sanatçılardan oluşuyor. Ve uyumlu bir çalışma ortamı var. Birinin teorik bilgisi diğerinin pratik bilgisi birbiriyle harmanlanıyor. Kendi bünyesinde dekor üretimi yapabilen, tasarımcıları ve relizatörleri olan bir tiyatro bu anlamda da avantajlı diyebiliriz. Işık ses konusunda teknik malzeme noktasında fazlaca ilerideyiz. Herkes işinde uzman. En önemli özelliğimiz her işi yapan uzman arkadaşlarımız var. Mesela Tonmaister çalıştıran nadir tiyatrolardan olabiliriz. 

Rumuz Goncagül de 4 oyuncu dikkatimi Çekti Ayşe Türkmen Akkaş,Ayfer Yağız, Cemil Gündüz ve İlker Taze. Farklı bir yorum getirilen oyunda oyuncular daha çok çalışırken nelere dikkat ettiler?

-Aslında az önce söylediğim şey. Birinin pratiği diğerinin teorik bilgisi harmanlanıyor. Ayşe Türkmen Akkaş Obbkt bünyesinde yetişmiş bir oyuncu. Sonrasında müziğe geçiş yapmış ve  Yüksek Lisanslı bir müzisyen aslında. Müzikal bir oyunda hem oyunculuk yeteneği olan hem de müzik bilgisi ve yetisi güçlü bir oyuncu olunca tam ortaya onu yerleştiriyorsunuz ve altından çok iyi kalkıyor. Cemil Gündüz’ün 30. Yılı tiyatro da desem yeterli olur mu? 100 oyunun üzerinde farklı oyun ve karakter deneyimi var. Karakter yaratımında Cemil abiye bir şeyler eklemeyi geçtik artık azaltmak için uğraşıyoruz. Ama eski oyuncularla her zaman ortak noktada buluşabiliyorsunuz bunu seviyorum. İlker karakteri severse çok iyi oynuyor ve Müfit’i de çok sevdiğini düşünüyorum. Farkında olmadan metot oyunculuğu yapıyor. Karakteri oynamıyor yaşıyor. 

Emrah, ileride yapmak istediklerin hedeflerin ve planların nedir?

-Aslında belli bir plan dahilinde gitmiyorum. OBBKT’nin bir bölge tiyatrosunun ötesine çıkmasını istiyordum uzun yıllar da bu olmuş zaten uluslararası platformlarda bile temsil etmiş ve son 2 sezondur da biraz daha ivme kazandığımız gözlemlenebilir. Repertuvar tiyatrosu mantığı ile sezonluk değil seyirci bulduğu sezonlar boyunca oynayacak oyunlar sahneliyoruz. Bu sezon 8 oyunla sezon kapatacağız ve eminim ki en az 5 oyun gelecek sezona devam edecektir. Repertuvar seçiminde çeşitlilik yapıyoruz her tarz oyunu izleme şansı var ordu seyircisinin. Yeni sahne ekledik Fatsa Sahnemiz var. Sabit olarak orada da oyunlarımız program dahilinde her hafta oynuyor. Hani şehir tiyatrosundan çok şehir tiyatroları kavramına yol aldık. Belki biraz daha genişlemiş bir kadro ile birkaç ilçe de daha böyle sabit sahnelerimiz olabilir. Daha da şehre yayılabiliriz. Yani tüm hayalim çalışmalarım gecem gündüzüm tiyatro ama planlı değil plansızca adım atarak sadece üretmek üzerine kuruyorum sanatsal geleceğimi. He belki kendim için biraz akademik çalışmalara vakit ayırabilirim. Onu da zaman gösterecek . 

Buğulu bir cama ne yazardın ?

-"Konuştuğunuz her şeyi duyuyorum ama asla umrumda değil"

 
 
Zafer BOZDAĞ
İdare Amiri / Teknik Yönetmen/ Müzik, Işık ve Ses Tasarım.
 
"Rumuz Goncagül", hiç kuşkusuz, Oktay Arayıcı ve Timur Selçuk isimlerini bir araya getirmiş bir oyun olarak belleklere yerleşmişti.Bu defa oyun müziklerinde Zafer Bozdağ imzasını görüyoruz.Bu çalışmaya başladığında risk aldığını düşündün mü ?

-Rumuz Goncagül oyunu için Timur Selçuk öyle özenli öyle tadında öyle unutulmaz besteler yapmış ki tüm tiyatro severlerin hafızasına adeta kazınmış unutulmayacak melodiler haline gelmiştir. İşte bu yüzden oyunun müziklerini bestelemeye başladığımda zor bir işe başlayacağımın bilincindeydim. 
2000’li yıllarda OBBKT tarafından 2.kez oynayan Rumuz Goncagül’ün müziklerinide yapmıştım.  Timur Selçuk imzalı müzikleriyle İstanbul’da Bakırköy şehir tiyatrolarında izleme fırsatı bulmuştum. Karar verip başladığımda ve tüm bu birikimleri göz önünden geçirip yönetmen ile detayları konuştuğumda artık hazırdım. 

Esere yepyeni bir sound eklemişsin...izleyicinin tepkisi nasıl ?

- Yaklaşık 30 yıllık tiyatro hayatımın bana kattıklarıyla seyirciyi ve ekibi iyi tanımanın avantajıyla iyi bir iş çıkardığımı düşünüyorum. Seyirci geri dönüşleri muhteşemdi. Yönetmenin ve ekibin müzikleri sevmesi ve orkestra arkadaşlarımın uyumu da çok önemliydi. Bence iyi bir iş çıktı ve karşılığını da finalde alkışlardan duyabiliyorum.

Zafer bildiğim kadarı ile OBBKT'nin aynı zamanda idare amirisin. Hem teknik, müzik , ışık ve ses tasarımı yapıyorsun ve repertuar sistemi olan bir tiyatro da bunca işi yapmak zor olmuyor mu ?

- Severek yaptığım sürece herhangi bir zorluğu olmuyor şuan için. Tabiki zaman zaman tümüne geniş zaman ayıramasamda yinede en hızlı sürede işi detaylıca inceleyip  gereğini yapıyorum.  Hiç bir zaman prova planlarının  gerisinde kalmadan yetiştiriyorum. İdarecilik  biraz  tiyatrodan farklı  tabiki ama bizimde üstlerimiz gerekli kolaylıkları  sağlıyolar  ve kalabalık bir ekibimiz var hepsi kendi alanlarında donanımlı olduklarından işler daha hızlı ve kolay yürüyor.

Buğulu bir cama ne yazardın ?

-'Eseri olmayanın yerinde yeller eser'

 

 
Ayşe TÜRKMEN AKKAŞ
Oyuncu / "İnsaf Hanım" Karekteri. 
 

"İnsaf" karekterini daha önce okuduğum yazılara göre Meral Niron ve Gül Gungun  oynamış, onlardan emanet aldığın "İnsaf" karekterini onların düzeyinde canlanlandırmışsın. Bu role nasıl hazırlandın?

- Öncelikle iltifatınız için teşekkür ederek başlamak istiyorum. Gül Gungun ve Meral Niron gibi hayatını oyunculuğa vermiş başarılı iki usta sanatçı ile mukayese edilmek, aynı terazide ölçülmek benim için büyük bir onurdur.

Açıkçası Rumuz Goncagül oyununu hazırlamak için zamanımız bir ay kadar kısa oldu.  Bu kadar kısa zamanda böylesine ağırlığı olan bir karaktere hayat verebilmek konusunda endişelenmedim değil ama karakteri tanıdıkça işimi kolaylaştıran pek çok yanı olduğunu farkettim. Uyku dışında kalan tüm zamanımda çalışıyordum.  Araç kullanırken bile aldığım ses kayıtlarını  dinliyor, tekrar ediyordum.  Yaklaşık iki haftada ezberler bitmişti. Artık karakter, mizansen, ışık, dekor, kostüm gibi unsurlara yoğunlaştık. Bu süreçte de Her ne kadar Ayşe ile Insaf’ın kadına ve hayata bakış açısında farklılıklar olsa da konjonktürel düşünerek içselleştirmem gerekiyordu. İnsaf’ı tanıma aşamasında ona kızdım, üzüldüm, güldüm, bazen de sarıldım. Ama her şeyden öte aynı fikirde olmasak da onu anlamaya çalıştım .  Bu aslında çok da zor olmadı. Biz oyuncular; yaşadığımız, okuduğumuz ve hayal ettiğimiz büyüklükteki pencerelerden bakabiliriz karaktere. Ben de kendi penceremden baktığımda onlarca gözlemi birleştirdim. Örneğin: Eşinden kalan emekli maaşıyla beş çocuk yetiştiren annemin verdiği mücadele ile empati kurdum İnsaf’ın ekonomik kaygılarına…  Anne olmadım ama evlat oldum, Gülsün’ü anlamaya çalıştım. 

Aslında ben oynadığım her oyundaki karakterin geçmişine bir hikaye yazıyorum kafamda. Sonra bu kişi olaylara nasıl tepki verirdi diye düşünüyorum. Canlandırmaya çalıştığım beden yönetmenin aklındaki ruhla buluşuyorsa karakter kendiliğinden doğuyor.

" İnsaf" karekterini mesleğinde hangi noktada görüyorsun? Ne tepkiler geldi? Senin için diğer oynadığın karekterler arasında ki farkı nedir?

- Açıkçası her sahne tecrübesinin kattığı deneyim sayesinde elbette ki bir adım daha ilerlediğimi hissediyorum. Başarılı da olsa başarısız da olsa daha önce tecrübe etmediğim her şey için geçerli bu söylediğim. Oyunculuk rol çeşitliliği olan öyle büyük bir okyanus ki; olduğum yerin keyfini çıkarırken yeni keşifler için de heyecanlanıyorum bir yandan... Geçmişe bakıp diğer oynağım karakterleri düşününce  en çok konuştuğum oyun bu olsa gerek… Evet evet kesinlikle bu! Perde arası dışında, yaklaşık 3  saat boyunca sahneden ayrılmıyoruz. Her oyunu baştan sona izleme ve izletme imkanımız var. Bizim için de farklı bir deneyim oldu. İnsaf karakteriyle başlarda bir kadın olarak çatışsam” da  şimdilerde o, ben ve Kifaye ile iyi bir dost olduğumuzu düşünüyorum. 
Seyirciden aldığımız tepkiler de oldukça güzel. Açıkçası işimizin en keyifli yanı da olumlu ya da olumsuz “değerlendirme” kısmı. Bu değerlendirme oyun esnasında seyirci reaksiyonları ile başlıyor, oyun bitimindeki alkışla devam ediyor, oyun sonrası sohbetlerle taçlanıyor. Ara ara il dışı turnelere gitsek de Ordu için şunu söyleyebilirim ki müthiş bir izleyici kitlesine sahip. Yüz yılı aşkın bir süredir tiyatro sanatına aşina olan bir toplumun karşısında oynuyoruz. Hemen hemen her oyunumuzda, oyunculuk deneyimi olan tanıdıklarımız olacak kadar tiyatroyla ilgili bir şehir. Dolayısıyla bazen çok dikkate alınması gereken profesyonellikte olumsuz hatta bazen acımasız eleştiriler yapılabiliyor. Fakat ben oyunun geneli ve İnsaf adına tüm samimiyetimle şunu söyleyebilirim ki her seferinde utanacak güzel tepkilerle karşılaştım. 

Buğulu bir cama ne yazardın ?

"Bir karakterin en büyük trajedisi, kendi kurgulanmış dünyasında kaybolmasıdır."

 
 
Ayfer YAĞIZ
Oyuncu/ "Ayşen" Karekteri. 
 

Ayfer seni kısaca tanıyabilirmiyiz? Tiyatro sevdan nasıl başladı? Bildiğim kadarı ile öğretmenlik yapıyordun biraz bu süreçten ve tiyatroya geçmişinden bahsedermisin? Ailen bu radikal kararı nasıl karşıladı ? 

- Ben Ayfer Yağız aslen Giresun'luyum. İlköğretim ve lise eğitimimi bu şehirde tamamladıktan sonra üniversite için Erzurum’a yerleştim. İlk lisans eğitimimi Atatürk Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nde tamamladım. İlk oyunculuk serüvenim de bu şehirde başladı. Gittiğim bir sanat evinde, çeşitli rollerde 4 yıl boyunca görev aldım.
Lisans eğitiminin ardından tekrar Giresun’a dönerek öğretmenlik yapmaya başladım. Bir süre sonra, oyunculuk tutkumun öğretmenlik kariyerimin önüne geçtiğini fark ettiğim ve yetenek sınavlarına hazırlanma kararı aldım. Ardından, Ordu Üniversitesi Oyunculuk Bölümü'nü kazanarak, profesyonel anlamda oyunculuk serüvenime başlamış oldum. Başta her ne kadar ön yargılı bir yaklaşımları olsa da bu yolculukta ailem en büyük destekçim oldu. Umarım tutkularından vazgeçmek istemeyen herkes için cesaret verici bir konuşma olmuştur.

"Rumuz Goncagül" de Ayşen karekterine farklı bir yorum ve ruh üflemişsin. açıkçası ben keyifle izledim. Senin oyunculukta profesyonel anlamda kaçıncı oyunun? Bu oyunda ki karektere nasıl çalıştın? Ayrıca "Bu Kimln Hayatı" isimli oyunda doktor karekteri ve çok sade şık bir karakterdi. İki oyun arasındaki tecrübeni ve hislerini kısaca yazarmısın ?  Bundan sonraki hedeflerin neler ? 

- Öncelikle çok teşekkür ediyorum. Rumuz Goncagül mezun olduktan sonraki oyunculuk sürecim de rol aldığım ilk sahne deneyimim. Bunun için ilk heyecan verici yolculuk da denilebilir. Yolculuk diyorum çünkü Ayşen benim için keşfi uzun süren bir maceradır. Oktay Arayıcı, Ortaoyunu ile kaleme aldığı bu oyunla bizlere
renkli tiplerden oluşan bir toplum portresi sunmuştur. Bu portrenin içersinde yer alan Ayşen ise yaşadığı hayattan kurtuluşu çeşitli evlilikler yaparak bulmaya çalışan bir toplumsal figür. Buradan yola çıkarak ben de feleğin  çemberinden geçmiş bu kadın için Ayşen’i ifade eden gestuslardan yararlandım.

Böylece Ayşe'nin ait olduğu kesime özgü çeşitli ses ve tavır arayışları bana yeni bir Ayşen sunmuş oldu. OBBKT’nin bu seneki ikinci büyük oyunu ise Brıan Clark'ın yazdığı "Bu Kimin Hayatı"( Kimin Kararı) oldu. Dramatik çerçeve içerisinde sahnelenen bu oyunda ise yaşamla ölüm arasında kalmış Ken Harrison’un penceresinden Dr. Scott olarak bakabilme deneyimini yaşamış oldum. Duygusal derinliğin yoğun olduğu bu oyunda role yaklaşım  sürecim de yönetmenimiz A.Emrah Özdilek’in bizlere sunduğu özgür alanlar bu derinliği keşfetmeyi daha da keyifli hale getirmiş oldu. Bundan sonraki süreçte ise OBBKT’nin repertuvar tiyatrosuna anlayışıyla çıkarılan farklı türdeki oyunlarını ben de seyirciler kadar heyecanla bekliyorum. Özellikle performansa dayalı fiziksel tiyatro denemelerinin uygulandığı yeni oyunlarla farklı deneyimler yaşamayı sabırsızlıkla bekliyorum. Buradan da yönetmenimize bir göz kırpmış olalım.

Buğulu bir cama ne yazardın ?

- "Her durak yeni bir başlangıçtır."

 
 
Cemil GÜNDÜZ
Yönetmen - Oyuncu / "Halet Rezaki" Karekteri.
 

OBBKT'de kaçıncı yılın? Kimler ile  çalıştın(Oyuncu ve yönetmen  dahil) ? Şimdiye kadar kaç oyunda ve rolde oynadın? En çok hangi oyun ve karekteri sevdin?

- OBBKT ‘de bu sene 31.yılım…1993 yılında başladım tiyatroya…OBBKT'nin açmış olduğu tiyatro kursunda Özer Tunca’dan eğitim aldım…bu süre zarfında Güngör Dilmen, Şahin Ergüney, Oktay Gözpınar, Hakan Meriçliler, Murat Demirbaş,Ziver Armağan Açıl,Prof.Dr.Nurhan Karadağ ve Fikret Terzi ile çalıştım…Yaklaşık olarak 100’e yakın oyunda 250 ya da 300 kişiyle çalışma fırsatım oldu. En çok sevdiğim oyunlara ve karakterlere gelince Buzlar Çözülmeden oyununda deli kaymakamı, Kamyon oyunundaki Abuzer karakterini çok sevdim.

Halet Rezaki de ki başarın kaçınılmaz. İstanbul'dan gelen tüm arkadaşlarım da aynı fikirde. Role hazırlanma sürecin ve tiyatroda bundan sonraki hedeflerin ve projelerin neler?

- Öncelikle teşekkür ediyorum iltifatınız için, saolsunlar bizim olmazsa olmazlarımız arasında olan şey gözle iyi bir gözlemci olmak gerekiyor karakterleri ya da tipleri çıkartırken tabi bunu kendi fiziksel durumumuz ile de özdeşleştirmek gerekiyor…Halet Rezaki hayatı boyunca elini sıcak sudan soğuk suya değdirmemiş, hayatı boyunca yokluk görmemiş o dönemin zenginlerinden biri…Aynı zamanda tembel biri…Hayatı boyunca ilk ciddi imzasını nikah dairesinde atmış ve bundan bile şikayetçi olacak kadar da bir karaktere sahip…Başından 2 evlilik geçmiş,artık ömrünün sonbaharında yanında bir eş olsun isteyen biri…bu yüzden gazete ilanıyla kendine eş arayan bir ihtiyar, böyle tipleri çevremizde görebiliyoruz, yürüyüşünü , giyimini ,konuşmasını gözlemlemek gerekiyor ve bunu da gerek fiziki yapıma ve sesime monte etmeye çalıştım…ortaya böyle bir Halet Rezaki çıktı…Tiyatroda ki hedefime gelince ;sağlığım elverdiği müddetçe Ordu Büyükşehir Belediyesi Karadeniz Tiyatrosunun bir parçası olmaya devam edeceğim…Buraya çok fazla aidiyet duyuyorum..19 yaşında girdiğim bu kurum hayatıma çok şeyler kattı…yani tiyatroda büyüdük diyebilirim…Büyüklerimizden aldığımız bu bayrağı yere düşürmeden daha da yukarıya taşıyarak OBBKT'nin gerek ulusal gerekse uluslararası platformda en üst düzeye taşımak olacaktır. 

Buğulu bir cama ne yazardın ?

-"İyiki OBBKT deyim,iyi ki tiyatro yapıyorum…Yaşasın TİYATRO.."

 
 
İlker TAZE
Oyuncu / "Müfit Mürted" Karekteri. 
 

İlker "Müfit Bey" karekterini nasıl ele aldın . Kendinden neler kattın. Nasıl hazırlandın?

- "Müfit Mürted" karakterini  ilk okuduğumda beni heyecanlandırmıştı. 

Müfit Bey bekar bir nikah memuru. Naif, mülayim, hayata karşı tereddütleri olan, işine ve yasalara bağlı bir memur. Annesinin sözlerini kulağına küpe edinmiş bir karakter. Ben biraz Müfit Beyin çocuksu yanını çıkarmaya çalıştım. Daha dinamik, renkli ve sempatik bir karakter çizmeye çaba gösterdim. Tereddütleri arasında gel gitleri olan Müfit Beyi biraz daha hareketli ve enerjik oynamayı istedim. Hayata karşı olan bu kararsızlığını oyunun finalinde mutlu olmak istemesiyle, içinde bastırdığı bütün duyguları dışa vurmaya çalıştım. 

Oyun sonunda mutluluktan yerinde duramayan bir Müfit'e taşıdım karakteri. İnsaf Hanımı ilk gördüğü andan itibaren heyecanlanan Müfit Beyin finalde bütün heyecanını yenip, İnsaf hanıma açılmasıyla birlikte bütün tabularını yıkmasını göstermeye çalıştım. 
Keyifli bir karakter oldu benim için. Ben Müfit Beyi o da beni çok sevdi. 

Yıllar önce OBBKT'de 22 sezon önce  Mustafa Gencer"in  büyük bir başarı ile canlandırdığı bu karekteri yine aynı  başarı oynamak nasıl bir duygu?

- Öncelikle OBBKT''nin 60.yılına şahitlik etmek, bu güzel ailenin bir üyesi olmaktan çok mutlu olduğumu söylemek isterim.

Bu vesileyle kuruluşundan bu yana OBBKT'ye emek veren tüm ustalara sevgi ve saygılarımı sunuyorum. 

22 sezon önce Mustafa Gencer'in hayat verdiği Müfit Bey karakterini tiyatromuzun 60.yılında oynamak benim için büyük bir onur ve mutluluk.  Tiyatroda ki ustalrımızın anlattıklarına göre Mustafa Gencer çok yetenekli, disiplinli ve işine son derece saygılı bir oyuncuymuş. Bizler onların ayak izlerini takip ediyoruz. Onlar her türlü fedakarlığı gösterip, binbir zorlukla, kısıtlı imkanlarla bu tiyatroyu ayakta tutan ve bugünlere gelmesini sağlayan, Ordu'ya tiyatro bilincini, sevgisini aşılayan koca yürekli insanlar. İşte bu sebeple her sahneye çıktığımda, tiyatroya geldiğimde bütün bunları düşünerek hareket etmeye çalışıyorum. Sık sık Cemil Gündüz ve Zafer Bozdağ'dan o güzel yürekli insanları, eski zamanları, anıları dinliyorum. Her "Rumuz Goncagül" ü oynadığımız da Mustafa Gencer'in ve diğerlerinin oralarda bir yerlerde bizi izlediğini hissediyorum. 
60.yılımız kutlu olsun. Alkışımız hiç susmasın. Sanat dolu nice yıllarımız olsun. 

Buğulu bir cama ne yazardı ?

- "Sevmekle başlar herşey. Yani zaman hangi zaman olursa olsun Sevmek Zamanı.."

Emeği geçen tüm ekibi tebrik ediyorum.

Finalde her şey tam yoluna girmiş ve mutlu sona gelinmiş gibi görünürken İnsaf’ın oyunun başından beri korktuğu şey başlarına gelir.  Finaldaki gösteri ise tam bir ters köşe. Devamını merak ediyorsanız izlemenizi tavsiye ederim.

 
 
"RUMUZ GONCAGÜL" KÜNYE
 
YAZAR  OKTAY ARAYICI
YÖNETMEN  A.EMRAH ÖZDİLEK
IŞIK TASARIM   ZAFER BOZDAĞ 
DEKOR  MURAT ÇAVUŞ   CEMAL ARSLAN
MÜZİK KOORDİNATÖR ZAFER BOZDAĞ
ORKESTRA OBB KENT ORKESTRASI 
REJİ ASİSTANI  AYFER YAĞIZ-ÖMER TEMİZ
IŞIK KUMANDA İMDAT AKYILDIZ 
SES – EFEKT KONDÜVİT ENDER AYDIN
SAHNE AMİRİ  ALİ CAN TAZE
KOSTÜM SORUMLUSU  AYKUT KUZU
 
OYUNCU KARAKTER;
AYŞE TÜRKMEN AKKAŞ  İNSAF
GİZEM ALTINGÖVDE  GÜLSÜN 
ÖMER TEMİZ SITKI
CEMİL GÜNDÜZ HALET 
FURKAN DERELİ DURSUN ALİ
ÖZGÜR ÖZDEMİR REFİK
AYFER YAĞIZ AYŞEN
İLKER TAZE MÜFİT
BÜLENT REİSOĞLU GARSON NASUHİ
ZAFER BOZDAĞ PİYANO
SERHAN ARSLAN  KANUN
VASIF ARDA KANTARCI KLARNET
KAMİL AYDIN  PERKÜSYO

Anahtar Kelimeler: obbkt, rumuz goncagül, cemil gündüz, ilker taze, emrah özdilek, ayşe türkmen akkaş, ayfer yağız, zafer bozdağ



0 Yorum
Hmm! Bu içeriğe henüz yorum yapılmadı, sen yazmak ister misin?
Bekle! Yorum yazmak için üye olmalısın Üye isen burayı tıkla. Üye olmak için de burayı tıkla.
Diğer Yazıları





E-Bülten Üyeliği Görüş Bildir