İstanbul Şehir Tiyatrosu 2025-2026 sezonunda 1 Ekim de Prömiyeri yapılan Friedrich Dürrenmatt'ın yazdığı, Zahide Gökberk'in çevirdiği, Dilek Tekintaş'ın dramaturjisini, Yıldırım Fikret Urağ'ın yönetmenliğini yaptığı " Bir Ziyaret / Der Besuch Der Alten Dame” (1956) adlı piyesin rejisi oldukça başarılı ve ayakta alkışlanmayı hakediyor.
Genç kızlık yılların da sevgilisi Alfred tarafından terk edilip kasabadan kovulan Claire, yıllar sonra dünyanın en zengin kadını Bayan Zachanassian olarak geri döner. Yoksulluğa sürüklenen kasaba halkına red edemeyecekleri bir servet teklif eder; ancak serveti elde etmenin tek bir bedeli olduğunu söyler; İntikam. ‘Bir Ziyaret’, paranın gücü karşısında çöken ahlakı ve toplumsal ikiyüzlülüğü trajikomik bir dille sanat seferlere sunuyor.
Oyunun yönetmeni Yıldırım Fikret Urağ, “Bir Ziyaret”i şöyle anlatıyor:
“Ne sırtını insandan kopmuş ideolojilere dayayan bir seçimi var Dürrenmatt’ın, ne de kerameti kendinden menkul bir birey inancı!
Kimi tiyatro otoritelerinin(!) kendisine atadığı, sanat anlayışının grotesk üzerine kurulu olduğu iddiasının da, benim Dürrenmatt okumalarımda belirleyici bir hükmü yok.
Dünyanın bu uğultulu, korkunç, gülünç ve paramparça haline baktıkça, Dürrenmatt benim için olsa olsa katı gerçekçi olarak adlandırılabilir. Denilebilir ki o, ellerimizle yarattığımız ve içinde artık bebeklere savaş açar hale geldiğimiz dünyamızı, -evet, belki biraz sertçe- suratımıza çarpıyor Dürrenmatt!
“Bir Ziyareti” tam da bu düşünsel aralıktan okuyorum ve söz konusu olan batı düşüncesinin/uygulamasının eleştirisi olduğunda, yazarın gerçeklerden ödün vermeyen gözlem gücü ve vicdanıyla buluştuğum bir er meydanına dönüşüyor tiyatro sahnesi benim için.
Bana göre gizli faşizmin pek süslü bir maşası olan politik doğruculuğun, boy hedefi haline getireceğini bile bile kuruyorum bu cümleyi üstelik. Er meydanı dediğimiz mertliğin meydanıdır; hepsi bu!
Alabildiğine bireysel, sentimental, hatta kimi bilgelere göre “arabesk” denilebilecek bir hikayesi var oyunumuzun. Aşk, ihanet ve intikam! Bu haliyle bakıldığında sıradan, alışılagelmiş bir hikâye… Dürrenmatt’ın büyüklüğü, -çok- dışarıdan bakıldığında çok bilindik gelen bu hikâyeyi içine yerleştirdiği derin toplumsal perspektifte yatıyor. Karşılıklı birbirinin doğuranları olarak tanımlanabilecek birey/toplum diyalektiğine keskin bir bakış atmaya davet ediyor bizi.”
Bu başarılı başyapıt da ışık, dekor kostüm ve özellikle koreografi oldukça başarılıydı. Koreografi oldukça başarılı ve koreografide ki dalgalar ise inanılmaz derecede etkileyiciydi, İbrahim Ulutaş’ı tebrik ediyorum. Işık ve efekt ise yönetmenin ne kadar titiz olduğunu hissettirdi bizlere. Tabiki bu yapıtın beyni olan Yıldırım Fikret Urağ’ı tebrik ederim. Oldukça zor başarılı bir eserin adeta içinden geçmiş tüm ekibi tebrik ediyorum. Tüm detaylara bakıldığında özenle çalışılmış, Underground bir baş yapıt olmuş.
Oyunun,müziğini Burçin Elmas Çubukçu, Şiringül Kaya’nın, dekor-kostüm tasarımını Eylül Gürcan’ın, ışık tasarımını Mustafa Türkoğlu’nun, koreografisini İbrahim Ulutaş’ın, efekt tasarımını Serkan Yavşan’ın, video tasarımını Caner Özdemir, Serkan Yavşan’ın yaptığı, fotoğraflarını Tuğçe Keçeci’nin çektiği oyunda Aslı Akın Narcı, Aslı Menaz, Aslı Şahin, Berk Samur, Buğra Can Ildırışık, Burhan Yeşilyurt, Cengiz Tangör, Cüneyt Arda Pamuk, Çağlar Ozan Aksu, Elyesa Çağlar Evkaya, Ergun Üğlü, Fatih Aksüt, Gökhan Eğilmezbaş, Gülsüm Alkan, Hakan Gümüş, Mehmet Avdan, Musa Arslanali, Müge Çiçek, Nagehan Erbaşı, Neşe Ceren Aktay, Ömer Naci Boz, Özgür Efe Özyeşilpınar, Selim Can Yalçın, Şebnem Köstem, Yalçın Avşar, Yasemin Güvenç, Yılmaz Aydın rol alıyor.
Piyes ile ilgili detaylı bir araştırma yaptığımda aşağıda ki bilgilere ulaştım.
Ziyaret ( Almanca : Der Besuch der alten Dame , İngilizce: Yaşlı Kadının Ziyareti ),İsviçreli oyun yazarı Friedrich Dürrenmatt'ın 1956 yılında yazdığı trajikomik seyirciyi derinden etkileyen bir oyun.
Hikâye, Güllen kasabasının ( Almanca'da "sıvı gübre" anlamına gelen bir isim ) orada büyüyen ünlü milyarder Claire Zachanassian'ın gelişine hazırlanmasıyla başlar. Güllen zor günler geçirmektedir ve kasaba halkı, Claire'in kendilerine çok ihtiyaç duydukları parayı sağlayacağını ummaktadır. Alfred III (İngilizce uyarlamada Anton Schill), Güllen'in bakkal dükkanının sahibi ve kasabanın en popüler adamıdır. Gençken Claire'in sevgilisiydi ve belediye başkanıyla, Claire'i bağış yapmaya ikna etme görevinin kendisine düşmesi gerektiği konusunda hemfikirdir.(1)
Otele yerleştikten sonra Claire, eve dönüş kutlaması için dışarıda toplanan kasabanın geri kalanına katılır. Claire büyük bir bağış yapacağını duyurma fırsatını değerlendirir: bir milyar (muhtemelen İsviçre frangı), yarısı kasaba için, yarısı da aileler arasında paylaşılacaktır. Kasaba halkı çok sevinmiştir, ancak Claire'in uşağı bağış için şartını açıklamak üzere öne çıktığında mutlulukları söner. Uşak bir zamanlar Güllen Baş Yargıcıydı ve Claire'in Alfred'e karşı açtığı babalık davasını dinlemiştir. Davada Alfred iki yalancı tanık sunmuştur (ki bunlar daha sonra Claire'in hadımlarına dönüştürülmüştür ) ve mahkeme Alfred'in lehine karar vermiştir. Toplumsal olarak itibarsızlaşan Claire sürgüne gönderilmiş, çocuğunu kaybetmiş ve sonunda şehirde fahişe olarak çalışırken zengin bir müşteriyle tanışmıştır. Bağışı birinin Alfred'i öldürmesi şartına bağlıdır. Belediye başkanı reddeder ve kasaba dehşete kapılmış görünür, ancak Claire bekleyeceğini söyler.(2)
Zamanla Alfred, dükkanında herkesin özellikle pahalı ürünleri veresiye aldığını gördükçe giderek paranoyaklaşıyor. Alfred, yeni ve pahalı ürünler satın almış olan polis memurunu ve belediye başkanını ziyaret ediyor ve endişelerini gideriyorlar. Ardından rahibi ziyaret ediyor, rahip onu sakinleştirmeye çalışıyor, ancak sonunda kendilerine rüşvet verildiğini kabul ediyor ve Alfred'e kaçmasını tavsiye ediyor. (3)
Alfred kaçmak için tren istasyonuna gider, ancak tüm kasabanın orada toplandığını görür. Nereye gittiğini sorarlar ve Avustralya'ya taşınmayı planladığını söyler . Ona iyi dileklerini iletirler ve Güllen'den korkacak hiçbir şeyi olmadığını bir kez daha söylerler, ancak Alfred yine de giderek daha fazla gerginleşir. Tren gelir, ancak birinin onu yine de durduracağına inandığı için trene binmez. Felçli bir şekilde kalabalığın arasına yığılır ve "Kayboldum!" diye bağırır.(4)
Claire, Güllen Katedrali'nde yeni bir kocayla evlenir. Doktor ve okul müdürü onu ziyarete gider ve kasaba halkının Claire'in gelişinden bu yana hatırı sayılır bir borç yükü altına girdiğini anlatırlar. Müdür, Claire'den intikam arzusundan vazgeçip kasabaya iyi niyetinden ve aynı zamanda iyi bir iş olacağı için yardım etmesini rica eder: Claire'in parasına yalnızca (kârlı) bir yatırım olarak ihtiyaçları vardır, çünkü şehir şu anki harap durumuna rağmen büyük bir ekonomik potansiyele sahiptir. Ancak Claire, Claire'e bunu çok iyi bildiğini ve halkın para için her şeyi yapmasını sağlamak için Güllen'i zor günler geçirmesine bizzat kendisinin sebep olduğunu söyler .(5)
Bundan sonrasında neler oldu bitti merak edenler için bir an önce izlemenizi tavsiye ediyorum.
Oyun sonunda bir konuşma yapan Yıldırım Fikret Urağ herkesi ağlattı.
Oyunun ardından sahneye Filistin bayrağının renklerinden oluşan bir takım elbiseyle çıkan yönetmen Yıldırım Fikret Urağ, Gazze’deki soykırıma dikkat çekerken , konuşma sırasında gözyaşlarına hakim olamayan Urağ, oyuncuları ve seyirciyi de ağlattı.
Seyirciden tam not alan, başarılı Underground bir başyapıtı kaçırmayın derim. Oyunu izlemek için İstanbul Şehir Tiyatrosu sayfasından tükenmeden biletinizi hemen alın.
BİR ZİYARET 180 dk. 2 Perde İstanbul
Şehir Tiyatrosu Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi
2-4 ve 8-11 Ekim 2025 tarihlerinde. Kasım 2025 tarihlerinde ise Ümraniye Sahnesin’nde sahnelenecek.
https://sehirtiyatrolari.ibb.istanbul/oyun/bir-ziyaret
Kaynak ;
Wikipedia (1,2,3,4,5)
Serkan Aydın
Anahtar Kelimeler: bir ziyaret, İstanbul Şehir Tiyatrosu
0 Yorum