İlker Taze'yi 4 Şubat 2024 akşamı OBBKT'nin 60.kuruluş yıldönümünde sergilenen " Rumuz Goncagül " de yaşar kıldığı Müfit Mürted karakterinde ki yankılı oyunculuğuyla tanımıştım.
Her söze " Annem derdi ki " diye başlayan, mahçup, kararsız, tedirgin Müfit finalde, yarattığı sürprizle hak ettiği alkışı fazlasıyla almıştı.
İlker Taze ile tiyatrodan, rol aldığı oyunlardan konuştuk.
- Tiyatro ile ilk tanışman nasıl oldu ?
- Tiyatro ile tanışmam ortaokul yıllarında öğretmenimizin sahneye koyduğu, Turgut Özakman'ın "Bayrağımızın Gölgesinde" oyununda Murat Komutan rolünü oynayarak başladı. İlk olarak sahne tozunu bu oyunla yuttum. Sonrasında lise yıllarında yine Turgut Özakman'ın "Ocak" adlı oyunuyla devam etti. O zamanlar bilemesem de, sanırım ömrüm boyunca devam edecek olan tiyatro yolculuğum başlamış bile.
- Tiyatro sanatını meslek olarak seçmeye nasıl, ne zaman karar verdin ?
- Ailenin tepkisi ne oldu, bu kararına...
- Üniversiteyi bitirip ,Fatsa'ya döndüğümde yerel tiyatrolarda yer almaya devam ettim. Zaten üniversitede de tiyatro kulübünde oyunlarda rol almıştım. Aslında tiyatro hep aklımda ve yüreğimdeydi. Sonra anladım ki, tiyatro artık benim için bir tutku haline gelmişti. Severek yapıyordum bu işi. Ve bir karar alarak ailemle konuştum. Ben bu işin hayatımın mesleği olmasını istiyorum, dedim ve İstanbul'a gidip eğitim alacağım, dedim. Ailem de sağ olsunlar, ' Sen bu işi yaparken çok mutlusun ve severek yapıyorsun. Hayallerinin peşinden git,' dediler ve bana hep destek oldular. Sevgili annem, babam, kardeşim neredeyse hemen her oyunuma hala gelirler ve ilk oyunlarda çiçek getirirler. Ve sevdiğim kadın Gülçin, tanıştığım andan bugüne hep yanımda oldu. Hepsine sevgilerimi sunuyorum.
- Bu sezon, bildiğim kadarıyla " Yunus Emre ", " Rumuz Goncagül ", " Bu Kimin Hayatı ? " nda Taptuk Emre, Müfit, Eden olarak üç farklı karaktere hayat verdin.Bu üç oyunun sanat hayatındaki önemi nedir, diye sorsam ?
- Her oyun her rol bizim için yeni bir macera yeni bir yolculuk. Çünkü bizim asli görevimiz ayna tutmak. Farklı bakmak, farklı görmek, farklı gördüğümüzü farklılaştırarak anlatmak. Bu üç oyun ve karakterler bana çok şey kattı, ben de onlara tabi. Rumuz Goncagül dönemin toplumsal sorunlarını sorgulamaya ve bugünle kıyaslamamı sağladı. Dün neredeymişiz bugün neleri tüketmişiz, eksilerimiz artılarımız neler olmuş. "Bu Kimin Hayatı" aslında tamamen bir empati hikayesi. Eğer Harrison'un yerinde ben olsaydım nasıl bir duygu durumunda olurdum, nasıl bir ruh halini yaşardım. Hep bu soruları sordum ve cevaplarını aradım, sanırım hala da arıyorum. Felsefik ve psikolojik bir düşünce biçimi kattı bana oyun. "Yunus Emre" oyunumuza gelirsek, her rolü çok severim ama genelde dönem oyunlarını biraz daha seviyorum. Tarihi seviyorum. Hele de bizim hikayelerimiz, bizim kültürümüz, kahramanlıklarımız, destanlarımız, türkülerimiz anlatıldığında ve aktarıldığında çok mutlu oluyorum. Çünkü bizim böyle bir görevimizde var bence. Bu oyunda da Yunus Emre nin o arayış ve aşk yolculuğuna çıktık hep birlikte. O manevi ve tasavvufi ruh halini yaşadık. Tapduk Emre'nin Yunus Emre'ye bizi gönül gözüyle gördüğünde anlayacaksın tasalanma,sabret teslim ol cümlesi aslında hayatın bir özeti. Yunus Emre çağlar öncesinden bir söz bırakmış bize, aslında tam olarak bu sözü anlasak ve uygulasak bugün savaşlar bile biter. Sevelim sevilelim dünya kimseye kalmaz...
- Ve bambaşka bir Müfit Mürted oldun.O utangaç, çekingen adam finalde öyle bir değişim gösteriyor ki...köçek dansı yapıyor mesela.Bu farklı yorum nasıl şekillendi ?
- Müfit Mürted... evet, ben bu adamı çok sevdim. Ama bu karakteri çıkarırken ilk başta zorlandım. Sebebi şu, bir önceki sezon oynadığım Tamburi Mehmet rolü ile bazı ortak yanları vardı. Bu sebeple o ayrımı doğru ve iyi vermem gerekiyordu. Aradım provalarda sürekli aradım, denedim. Gözlem yaptım. Dönemin memur yapısını inceledim. Ve sonunda benim ve seyircinin de sevdiği bir Müfit çıktı ortaya. Finalde ki köçek dansı yönetmenimiz final sahnesinde Müfit ve Sıtkı köçek oynayacak dedi. Böyle hayal etmiş finali. Biz de Ömer ile bunun üzerine çalıştık ve çok eğlendik. İnsaf'ın Müfit'in evlenme teklifini kabülünün ardından, Müfit kabuğunu kırıyor ve bu mutlulukla birlikte tüm bastırılmış duygularını döküyor köçek eteğinden dansıyla. Bu anlamda bir teşekkür de yönetmenimiz Emrah Özdilek'e her oyunda olduğu gibi bu oyunda da beklentilerini söyler ve rolü bize bırakır güvenir. Sonrası gelir zaten, takdir seyircinindir. Biz ayna tutup işimizi yaparız.
- Şimdiye kadar hangi oyunlarda rol aldın ?
- Bayrağımızın Gölgesinde, Ocak, Alçıtepe Kahramanları, Otogargara, İllallah Naciye, Medya Oyuncağı, Kınalı Kuzular, Sarıkamış Harekatı, Edirne Müdafii, Anadolu Toprakları, Çanakkale Destanı, Şüheda, Evliya Çelebi, Akıl-Fikir Fabrikası, Radyo-yu Hümayun, Rapunzel, Bahar Noktası, Rumuz Goncagül, Bu Kimin Hayatı, Yunus Emre Aşkın Yolu.
- Sormadan edemeyeceğim, okul yıllarında " Ocak " oyununda rol almışsın, sahi kimi canlandırmıştın ? Nihat'ı mı, Özcan'ı mı, acaba ?
- Evin küçük oğlu, yaramaz çocuğu Özcan'ı canlandırmıştım.
- Yüksek lisans eğitimin tiyatro sinema odaklıydı sanırım, bu donanımının oyunculuğuna etkisi nasıl oldu ?
- Yüksek Lisans eğitimim Sinema Televizyon üzerineydi. Ama tabi bunu yaparken Tiyatro, Sinema ve televizyon oyunculuğunu odak haline getirmeye çalıştım. Aradaki farkları ve mesleğime katkısını araştırma-gözlem yaparak sağlamaya çalıştım. Diğer yandan İstanbul'da özel bir sanat merkezinde oyunculuk eğitimi aldığım yıllarda Hocalarımızında oyunculuğumun şekillenmesinde büyük bir katkısı oldu. Engin Yüksel, Adnan Biricik, Ahmet Yenilmez, Naşit Özcan. Buradan kıymetli hocalarıma teşekkürlerimi ve sevgilerimi iletiyorum.
- 2064 - 2065 Tiyatro sezonunda Müfit Mürted karakterini canlandıracak aktöre ne söylemek istersin ?
- Öncelikle 60.yılında bu kurumun, OBBKT ailesinin bir parçası olmaktan sonsuz mutluluk duyuyorum. Şu anda uyumlu bir ekip olarak güzel işler koyuyoruz ortaya. Başarı bir ekip işidir. Yöneticilerimiz, İdari Amirimiz, Genel Sanat Yönetmenimiz, teknik ekip ve oyuncular, hepsine teşekkür ediyorum.
Açıldığı günden bu yana perdelerini hiç kapatmayan bu özel ve güzel Tiyatroya emek vermiş dünden bugüne tüm ustalara sonsuz saygı ve teşekkürlerimle. Bugün bizler bunun idrakine vararak ve unutmadan her yeni oyuna yeni role hazırlanıyoruz. O binadan içeri girerken sahneye çıkarken hep onları duyuyorum ve hissediyorum.Onlar aramızda, bizimle birlikte.Gelecekte ki aktöre bunu söylemeden geçemem. Bunun idrakine varsın.
Bunun yanı sıra kendi zamanının Müfit'i olsun.Müfit'i yaşasın ve yaşatsın.Rol yapmasın o adam olsun.Ayna tutmaya devam etsin.
- Buğulu bir pencere camına ne yazarsın ?
- Sadece " Aşk-ı Tiyatro ".
Anahtar Kelimeler: rumuz goncagül, ilker taze
0 Yorum