Oyun Atölyesi’nin bu sezon programında yer alan bu oyunu Ekim ayında izleme fırsatım oldu. Araba Kullanmayı Nasıl Öğrendim, Amerikalı oyun yazarı Paula Vogel'in 1997'de yazdığı, hemen ardından 1998'de Drama Dalında Pulitzer Ödülü kazanmış bir oyun.
Sami Berat Marçalı böyle güçlü çağdaş bir metni iyi bir çeviriyle seyirciyle buluşturuyor. Aynı zamanda rejisini de üstlendiği bu oyun, Amerika’da 60’lı yıllarda kırsalda yaşayan geniş bir aile içinde büyüyen Fındık adlı bir kadın karakterin 47 yaşındaki halinden, çocukluktan genç kızlığa oradan kadınlığa geçiş süresince yaşadığı gerçekleri aktarıyor.
Araba kullanmayı nasıl öğrendiği metaforundan ilerleyen oyunda asıl anlatılan, eniştesinin tacizine maruz kalan 11 yaşındaki bu kız çocuğunun hayatın keskin virajlarında hep sert frenleri ve gaza basmaları kullanmak zorunda olduğu öğretilen kadınların ortak hikâyesi. Fındık, erken yaşta hamile kalmış bir anne, bağnaz bir büyükanne, cinsiyetçi bir büyükbaba, savaş tramvası yaşayan alkolik bir enişte, umursamaz bir teyzeyle büyüyor.
On bir yaşına geldiğinde eniştesinden araba sürme dersi almasıyla başlayan kendi hayat yolculuğunun bir türlü atlatamadığı güvensizlik dolu yolculukları o anda oluşmaya başlıyor. Bu durumun farkına varan annesinin duyarsızlığı, ailedeki herkesin birbirinden kopuk oluşu genç kızlığa adım atan Fındık’ı eniştesine daha yakın kılıyor.
Olgunluk zamanına değin bir uzak bir yakınların arasında hep bocalamış, sevgisiz kalmış bir kadınla kırılgan bir çocuk arasında gidip geliyoruz. Oyunda, küçük bir kız çocuğunun, ailesindeki her bireyine farklı nüfuz etmiş kadın düşmanlığı içinde kayboluşu, sıkışmışlığı ve birine bağlanma ihtiyacı tüm çıplaklığıyla aktarılmış.
Fındık’ın hayatında yaşadığı tüm boşluklar, kendini ait hissedememesi seyircinin kendiyle gerçek bir yüzleşme yaşamasını sağlayan hala geçerli bir meseleyi gözler önüne seriyor. Oyun, bu olay örgüsüyle seyirciyle aslında daha da derin bir bağ kurabilecekken bunu kıl payı kaçırıyor ve Fındık’ın bütün dönemleri hızlı geçişlerle sağlanıyor.
Bu anlar bazı yerlerde çok zekice kıvrılmasına rağmen bazı yerlerde seyircinin oyundan kopmasına sebep olabiliyor. Oyunu izlerken bu ritm ve geçişler, bende sık sık oyundaki akışı kaybetmemi sağladı. Aile bireylerinin Fındık’a ortak çığlıklarını bir koroyla yerleştirmesini ise ben kendi adıma beğendim.
Oyunun izlenebilirliğindeki en büyük katkı Ö. Zeynep Dinsel ’in oyunculuğu diyebilirim. Küçük bir kız çocuğundan 47 yaşına kadar bir kadının tüm aşamalarının altından ustalıkla kalkan oyuncu, her zamanki gibi başarılı bir performans sergiliyor. Oyunda enişteyi Berk Hakman, diğer karakterleri ise Yasemin Çolak, Yezdan Kayacan, İnci Sefa Cingöz oynuyor. Oyun, seyirciyi toplumsal bir olayın sorumluluğu altında ezmektense, küçük bir aile kurgusuyla rahatsız ederek yüzleştirmeyi hedeflemiş.
Didaktik, radikal bir cinsiyet alanına girmeden hem sınırların dışına çıkmış hem içinde kalmış bir uyarlama var karşımızda. Sezonda Oyun Atölyesi’nde izleyebileceğiniz bu oyunu kaçırmayın derim.
Anahtar Kelimeler: Araba Kullanmayı Nasıl Öğrendim?, Oyun Atölyesi
0 Yorum