OFF İstanbul Alternatif Tiyatro Festivali kapsamında izleme şansı bulduğum ‘Julie’, Ba-tiyatro ekibinin son oyunu. İsveç’li yazar August Strindberg tarafından yazılan Matmazel Julie, yazarın o dönemde en fazla sansür ve tepkiyle karşılanan bir oyunu aynı zamanda.
Oyunun çevirisini Ferdi Çetin, yönetmenliğini ise Yusuf Demirkol yapıyor. Sahnede çevirmenin yazara olan hâkimiyeti ve rejinin incelikleriyle sağlam bir dramaturgi sunuluyor. ‘Julie’, evrenselliğini maalesef hiç yitirmeyecek olan; toplum, sınıf, kadın ve erkek ilişkileri, bireylerin sıra kendi üstünlüklerine gelince yaptıkları acımasızlıkları, dozu yüksek cinsel ve sınıfsal nefret söylemiyle gözler önüne seriyor. Soylu bir sınıfın üyesi Matmazel Julie, evin uşağı Jean ve Jean’ın nişanlısı hizmetçi Kristin arasında geçen oyun, bir mutfak masası etrafında gerilimi hiç bitmeyen gerçekçi bir izlenirlik sunuyor. Matmazel Julie, soylu bir ailenin özgür düşüncelerle yetiştirilmiş, evin uşağı Jean’a âşık olan ve sadakatsizliğini tüm pişmanlıklarıyla peşine takan bir kız. Jean, işçi sınıfı bir aileden gelen, Matmazel Julie ile yaşadığı ilişkiyi sadakatsizliğiyle perçinleyen sınıf mağduru bir kâhya. Bu üç karakterin iniş çıkışlarını, yoksunluklarını, acizliklerini, çaresizliklerini ve deliliğe kadar giden hallerini, bizi oyun sonuna kadar merakta bırakan bir canlılıkla izliyoruz.
Nilay Erdönmez, Ahmet Varlı ve Gizem Erman Soysaldı oyun boyunca dinamizmini hiç yitirmeyen karakterlerin iç çatışma ve hesaplaşmalarını ustalıkla canlandırıyorlar. Özellikle Nilay Erdönmez ve Ahmet Varlı, sahnede uçurumun kenarına cesurca gidebilen bir oyunculuk sergiliyorlar. Oyuncuların natürelliğini bu kadar net ve gerçekçi görmemizde yönetmenin yerleştirmelerini es geçmemek gerek. Gerçek bir kuşun olmadığı ama bir kuşun öldürülmesini tüm dehşetiyle yaşatması, klişe olsa da Julie’nin Lady Macbeth’e göz kırparak kan kırmızısı elleriyle pişmanlıklarını göstermesi oyunun devimini ve hissini sürekli kılan şeylerden bazıları.
Oyunun sonunda Julie’nin ölmesi, dönemin kadın hareketlenmelerine yönelik karşıtlığın bir göstergesi. Hala anti feminist bir metin olarak atfedilmesine rağmen, yazarın çok ötesine geçmiş bir oyun ‘Julie’. Kendi varoluşunu arama kaygısını hiç yitirmemiş bir yazar Strindberg’in en çok ses getiren oyunlarından birini böyle kaliteli bir uyarlamayla izlemek beni kendi adıma çok mutlu etti. Ba-tiyatro’nun Julie’si sezonun izlenmesi gereken oyunlarından biri. Listenize mutlaka ekleyin derim.
Anahtar Kelimeler: julie, ba-tiyatro
0 Yorum