Aymazlığın Tragedyası… Kral Lear
Oyun atölyesinin bu sezon izleyici karşısına çıkardığı oyunlardan biri olan “Kral Lear”, aymazlıkla verilen kararların bireyleri düşürdüğü zor durumu ve trajediyi anlatır. William Shakespeare’in yazıp Haluk Bilginer’in çevirdiği oyunu Muharrem Özcan yönetiyor. Özlem Karabay’ın sahne tasarımını yaptığı oyunda; Haluk Bilginer, Berfu Öngören, Hare Sürel, Nazlı Bulum, Arif Pişkin, Deniz Celiloğlu, Kaan Turgut, Onur Özaydın, Sertan Müsellim, Efe Tunçer ve Hüseyin Sevimli rol alıyor.
William Shakespeare tarafından yaklaşık 1605 yılında yazıldığı tahmin edilen oyun, Shakespeare’in öne çıkan oyunlarından biridir. Kral Lear, Shakespeare’in diğer oyunlarında da sıkça rastlayacağımız gibi umutsuzluk ve şiddet içerir. Oyunun ilk gösterimi 1607 yılında saraya bağlı olan Whitehall Tiyatrosunda yapılmıştır.
Muharrem Özcan’ın rejisiyle izleyici karşısına çıkan oyun izlenirliği bakımından kısmen başarılıydı. Temponun sık sık alçalıp yükseldiği oyun izleyiciyi oyunun içerisinde tutmayı başardı. Yalnız reji açısından bir eleştirim var. Bu tarz büyük yazarların oyunlarını fazlasıyla izledik ve çok farklı sahne yorumları gördük. Rejinin metne sadık kalmasını anlayabiliyorum fakat farklılık adına sahnede pek bir şey göremedim. Bu durum da oyuna başından sonuna kadar gizem katmayı önledi. Merak uyandırıcılığı düşürdü. Metne tabi ki sadık kalmaktan yanayım fakat izleyici açısından da farklı bir şeyler görmenin her zaman daha etkili olacağı kanaatindeyim.
Haluk Bilginer’in usta oyunculuğu, sahne hakimiyeti, karakteri başarıyla çözümlemesi izleyiciyi kendine hayran bırakıyor. Sahneye çıktığı ilk andan itibaren izleyiciyi etkisi altına alıyor. Karakterde sahnelediği tüm duygular seyirciye kolaylıkla geçiyor. İşini ne kadar ciddiye aldığı ve profesyonelliği kendine büyük saygı duymamızı sağlıyor. Haluk Bilginer’i tiyatroda izlemek, daha uzun yıllar izleyecek olmak izleyici açısından çok büyük bir şans. Umarım bundan önce olduğu gibi bundan sonra da hep tiyatroda varolur ve bizlere, kendini izletme şansından mahrum bırakmaz.
Diğer karakterlerde Berfu Öngören, Nazlı Bulum, Hare Sürel, Arif Pişkin, Deniz Celiloğlu, Kaan Turgut, Onur Özaydın, Sertan Müsellim, Efe Tunçer, Hüseyin Sevimli’den oluşan kadro birden fazla rolü oynuyor. Üzerlerine düşen görevleri hakkıyla yerine getiriyor. Kaan Turgut’un canlandırdığı Edmund karakteri ise iktidar hırsı ve entrikalarıyla ön plana çıkıyor. Yalnız burada Kaan Turgut abartılı oyunculuğu dolayısıyla kötü karakterin ötesine geçmiş. Günümüz tabiriyle evin haylaz çocuğu gibiydi.
Özlem Karabay’ın yaptığı dekor şatafattan uzak ve işlevseldi. Oyuna layığıyla hizmet etti. İnce düşünülmüş detaylarla birlikte iyi bir iş çıkmış ortaya. Kostümler ise oyunun ruhuna ve döneme uygundu. Kostüm konusunda da başarılı bir iş çıktığını söylemek gerekir.
Müzikte ise Tolga Çebi, oyunun ruhuna uygun seçimleriyle tempoyu ayarlama ve duyguyu izleyiciye iletme açısından gayet başarılıydı.
Özetle Kral Lear; Rejide birtakım aksaklıklar olmasına rağmen kesinlikle gidip görülmesi gereken işlerden biri. Zaten oyunun kapalı gişe oynaması ekibin başarısını kanıtlar nitelikte.
Son olarak Haluk Bilginer için bir parantez açmak gerekir. Duruşuyla, karakteriyle ve başarılarıyla Türk Tiyatrosunun yaşayan efsanelerinden olan Haluk Bilginer’le aynı dönemde yaşamak ve onu tiyatroda izleyenlerden biri olmak büyük bir onur. Emeği geçen tüm ekibi kutlarım.
Anahtar Kelimeler: kral lear, oyun atölyesi
0 Yorum