MAKALELER

Kadın ve Tiyatro – Düğün Şarkısı

2012.11.20 00:00
| | |
5363

Erkek egemen toplumda yaşamanın bir sonucu olarak her yerde gördüğümüz erkek bakış açısı,...


Erkek egemen toplumda yaşamanın bir sonucu olarak her yerde gördüğümüz erkek bakış açısı, erkekleri kayıran toplumsal ve hatta zaman zaman hukuki kurallar tarih boyu her zaman kadın olmayı zor kılmıştır. Günümüzde ise kadınlar hala çeşitli politikalarla domestik alana itilip, sosyal hayattan, politikadan, kısacası ev dışı hayattan silinmeye çalışılıyor – her zaman olduğu gibi. Tüm bunların yanında, kadına karşı şiddetin giderek daha da normalleşmesi, hatta yer yer komedi unsuru olarak kullanılması bu konuda gelinen duyarsızlığı gözler önüne seriyor. Tüm bunların uzantılarını sadece toplumsal bir olgu olarak değil, kadın-erkek ilişkilerinde de görmek mümkün. Bunun bir açılımı, erkeğin ilişkide kadın yokmuş gibi davranması, empati kurmayı reddetmesi hatta buna gerek bile duymaması. 

 

Erkek gücünün çevresinde şekillenen toplumun yansıması olarak, ilişkinin erkeğin ihtiyaçlarını karşılamak üzerine yapılanması da cabası. Toplumdan silinen kadınlarımızın sesleri ve benlikleri bu tür ilişkilerde de kaybolmaya yüz tutuyor. Sonuç olarak mutsuz yüzler, pişmanlıklar, hayal kırıklıkları, aşk ve sevgiden uzaklaşan ilişkiler gördüklerimiz. Tabii ki bu sonuca varılması, içinde birçok dinamiği barındırıyor, ancak kadının bu sebepler sonucu görmezden gelinmesinin önemini bu bağlamda kim yadsıyabilir?

Civan Canova kendi yazıp yönettiği “Düğün Şarkısı”nda bize bir kadın-erkek ilişkisini kadının bakış açısından sunuyor. Önemsenmediğini hisseden ve erkek odaklı bir ilişki/yaşam süren bir kadının neler yaşadığını, iç dünyasındaki iniş/çıkışları ve ikilemleri bize bir kadının gözünden aktarıyor. İzleyici koltuğunda oturan her bir kadının kendi ilişkisinden veya kendi iç dünyasından ufak da olsa bir iz bulabileceği bir gerçek. Sadece cinsiyet değil aslında, insani duygular kaçınılmaz kılıyor sahnede olan bitenle duygusal olarak bağ kurmamızı. Kimileri izlediklerini “fazla duygusal” veya ”melodramatik” olarak yorumluyor. Kadınların kaderidir erkekler tarafından bu şekilde etiketlenmek çünkü kadın her zaman fazla duygusal, abartan, gereksiz taleplerde ve isteklerde bulunandır. 

 

Ancak Canova tüm bunlardan sıyrılıp, sadece bir kadın olarak değil, bir insan olarak görmezden gelinmenin, sevmek, sevilmek, dokunmak gibi  insani ihtiyaçlarımızın bile karşılanmadığı ilişkilerde bir kimsenin neler yaşadığına ilişkin bir hikaye anlatıyor. İnsanın doğası gereği, her insan gibi kadının da tek istediği sevdiği adamın sevgisi, ilgisi ve anlayışı. Tıpkı bir çocuğun anne ve babasından, bir kimsenin dostundan, belki de bir vatan aşığının memleketinden beklediği gibi. 

 

Bir erkeğin gözünden, bir kadının hissiyatı ve iç dünyası, ve hatta bir kadının istekleri, arzuları . Bizleri yok saymadığı, “bu kadınlar ne ister anlamıyorum” diye sızlanan erkek merkezli hegemonyaya bir cevap sunduğu, ama en önemlisi insanlığın altını çizip, insanı ihtiyaçları karşılanmayan herkesin sesi olduğu için Canova’nın oyunu benzeri az bulunur cinsten. Hemcinslerimizin bile diğer kadınlara “üç maymun”u oynadığı bir dünyada, bizi bizlere anlattığı için teşekkürler… 

Anahtar Kelimeler: düğün şarkısı, izmirdt, izmir devlet tiyatrosu



0 Yorum
Hmm! Bu içeriğe henüz yorum yapılmadı, sen yazmak ister misin?
Bekle! Yorum yazmak için üye olmalısın Üye isen burayı tıkla. Üye olmak için de burayı tıkla.
Diğer Yazıları





TİYATRONLİNE

E-Bülten Üyeliği Görüş Bildir