MAKALELER

12. Gece - İstanbul Şehir Tiyatrosu

2015.12.12 00:00
| | |
4136

Eğer hayatınızın bir çok döneminde Shakespeare'i evire çevire okumak zorunda kaldıysanız, ...

Demetrius: “Uyandığımıza emin misiniz? Sanki hala uykudayız ve bir rüya görüyoruz gibime geliyor.”

 “Bir Yaz Gecesi Rüyası” – William Shakespeare

Eğer hayatınızın bir çok döneminde Shakespeare’i evire çevire okumak zorunda kaldıysanız, hatta bu isimde bir dersiniz olduğu için elinize bir Shakespeare antolojisi yapışmışsa, yani siz bir edebiyat öğrencisiyseniz, Shakespeare sizin için kaçılması gereken bir şey haline gelmiş olabilir. Yok eğer bu gruba girmeyenlerdenseniz, “E biraz eskimedi mi” diye düşünüyor veya “O bir efsane! Çare Shakespeare!” diye haykırıyor olabilirsiniz. Tam da bu düşüncelere ve kategorilere sıkışmışken önyargılarımla boğuşuyor ve “yine mi Shakespeare!” diye hayıflanıyordum.  Aylık kotamı dolduracak kadar söylendiğim için az sonra utanacaktım çünkü tüm laflarımı yutup düşünce balonlarımı patlattığım bir şölenle karşılaşmak üzereydim. Serdar Biliş’in yönettiği, yüzyılların eskitemediği Shakespeare’in meşhur “12. Gece” eseri tabuları yıkmak üzere yola koyulmuş olan bu şölenin ta kendisiydi. 


    Tabuların yıkılmasındaki en önemli unsur Serdar Biliş’in Shakespeare komedilerinde çok sık kullanılan ‘rüya’ temasını es geçmemesi ve bunu odak noktası olarak alması. “12. Gece” rüya ve gerçeğin birbirine karıştığı çizgide ikiz kardeşler (Viola ve Sebastian) metaforu üzerinden insan benliğinin sorgulandığı, toplumsal ve bireysel çizgilerin (özellikle cinsiyet açısından) belirsizleştiği ve ‘gri bölge’lerin ortaya çıktığı bir atmosferi betimliyor. Oyunun dramaturgisi ve sahnelemesi de bu rüya teması ekseninde yapılmış. Biliş’in yorumu bize Carl Gustav Jung’un ‘her dişinin içinde bir eril, her erilin içinde de bir dişi vardır’ savını hatırlıyor ve bizi cinsel benliklere dair düşüncelere sürüklüyor. Karakterlere de kendi incelemesine göre anlamlar yüklemiş olan yönetmen, yorumunu her yönden destekleyip, bize en ufak bir boşluk dahi bırakmamış. Bununla da yetinmeyip modern bir dilde yorumladığı ve araya Aziz Nesin’den alıntılar bile yerleştirdiği bu yapımda, aldığı büyük riskten alnının akıyla çıkarak dil açısından hiç de sakil durmayan bir yorum elde etmiş. Tüm bu okumaları ve yorumları yüzde yüz anlamak ilk izleyişte çok kolay olmasa da, sezgisel olarak izleyicide amaçlanan etkiyi bırakıyor.


Aslında bunun sadece bir tiyatro oyunu değil, her yönüyle dev bir prodüksiyon olduğunu söylemek gerek. Biliş, sahne sanatlarında barındırılabilecek her unsuru sonuna kadar kullanmış ve yaptığı her şey bir amaca hizmet ediyor. Anlamları görsel boyuta o kadar güzel taşıyor ki, seyircilerin estetik açıdan tatmin olmamaları mümkün değil. Kamerayla yansıtılan görüntüler ve videolar gerçek/rüya teması etrafındaki katmanlara bir yenisini daha ekliyor. Kostümler tüm sahne öğelerinde olduğu gibi yine göze hitap ediyor ve Tim Burton filmlerini andıran yorumuyla yine rüya/gerçek temasına masalsı ve sembolik bir boyut katıyor. Dekorun ise en çok dikkatimi çeken yanı malzeme kullanımı. Amaçlarına uygun olarak sahnede kullanıma en çok uyabilecek malzemelerin seçilmesi bu işte ne kadar ince çalışıldığının göstergesi. Tüm bunlara dans, müzik, koreografi, muazzam oyunculuklar ve hatta orkestra eklenince, oyun ‘tadından yenmez’ deyiminin sözlükteki karşılığı oluyor. 


Kusursuza yakın bu yapımın arkasındaki ekibi - sahnede görünen görünmeyen herkesi - ayrı ayrı tebrik etmek gerek. Özellikle de İngiltere’nin dünyaca ünlü West End tiyatrolarını aratmayacak kalitede bir yapımı  sahnelerimize taşıdıkları için. Emeği geçen herkesi tebrik etmek veya alkışlamak yetmiyor. Bir de üstüne eklemek gerekiyor: Türk tiyatrosu için ‘çare’ bu tip işler, bu tip yönetmenler, ve tabii bu kadar emek veren bir kadro. Kısacası, bu sezon ruhları doyurmak ve düşünce balonlarınızdaki önyargıları yıkmak için ‘çare’ tek başına Shakespeare olamasa da, çare kesinlikle “12. Gece”. 

Anahtar Kelimeler: 12. gece, istşeh, istanbul şehir tiyatrosu



0 Yorum
Hmm! Bu içeriğe henüz yorum yapılmadı, sen yazmak ister misin?
Bekle! Yorum yazmak için üye olmalısın Üye isen burayı tıkla. Üye olmak için de burayı tıkla.
Diğer Yazıları





E-Bülten Üyeliği Görüş Bildir