MAKALELER

Coriolanus - İstanbul Devlet Tiyatrosu

2017.02.07 00:00
| | |
11400

Aşırı gururlu ve kibirli Romalı Soylu Caıus Marcıus , Volskılerle yapılan savaştaki kahramanlıkları nedeni ile Corıolanus ünvanı ile onurlandırılır...

 

“CORIYOLANUS” YA DA “KÖR OLAN  US”   İST. DT’DE


YAZAN : WİLLİAM SHAKESPEARE
ÇEVİREN : ÖZDEMİR NUTKU
YÖNETMEN : MALCOLM KEİTH KAY
DEKOR TASARIMI : BEHLÜLDANE TOR
KOSTÜM TASARIMI : MEDİNE YAVUZ
IŞIK TASARIMI : İ. ÖNDER ARIK
MÜZİK : ÇAĞRI BEKLEN
KOREOGRAFİ : TAMER SERKAN SUBAŞI
DRAMATURG : YEŞİM GÖKÇE
YÖNETMEN YARDIMCILARI : ZAFER ALGÖZ –TOLGA EVREN
ASİSTANLAR : GÜLCAN ZEBEK KAY – DUYGU SARIŞIN – NAME  ÖNAL – DİLA BAYRAK
OYUNCULAR :
CAİUS  MARCİUS CORIOLANUS : TOLGA EVREN
TULLUS  AIFUDİUS  : DENİZ ULAŞ TANSEL ÖNGEL
MENENEUS AGRİPPA : M.FATİH DOKGÖZ
VOLUMNIA : ECE OKAY
VİRGİLİA : EYLEM YILDIZ
COMİNİUS : ÖZGÜR YALIM
SICINIUS VELİTUS : CENGİZ DANER
JUNIUS BRUTUS : SALİH DÜNDAR MÜFTÜOĞLU
EDİL : DENİZ AKEL-DUYGU SARIŞIN
VALERIA : CEREN PEKDEMİR
TİTUS LERCIUS : KUTAY  ŞAHİN
GENÇ MARCIUS : DİREN ÇOŞKUN
SENATÖRLER : TAMER SERKAN SUBAŞI – CAN ALBAYRAK – BURAK ÖNER – ERDEM SAZAK – YAHYA AKGÜN
SUİKASTÇİLER : KADİR ÇELİK – YAHYA AKGÜN
HABERCİ : DİNÇER SİMSAR
ASKERLER-VATANDAŞLAR-RAHİBELER : MUKADDES KURMUŞ – MÜZEYYEN DURGUN – TUĞÇE TANIL – ÇAĞLA BULDAK-FERHAT AKGÜN – ONUR KURŞUN – GÖKÇE AKTAŞ – HAKAN DÜLGER – YILTAN KAHRAMAN – ERDEM SAZAK –ERGÜN METİN – OZAN YILMAZ – EMİN AYANOĞLU – ŞENOL YAZ – GÖKHAN YILDIRIM –DUYGU SARIŞIN NAME ÖNAL – CAN ALBAYRAK – TAMER SERKAN SUBAŞI – CEREN BEKDEMİR
SAHNE AMİRİ : ZÜLFİNAZ DOĞAN EŞİTMEZ

 


ÖZET :

Aşırı gururlu ve kibirli Romalı Soylu Caıus Marcıus , Volskılerle yapılan savaştaki kahramanlıkları nedeni ile Corıolanus  ünvanı ile onurlandırılır. Annesinin isteği , Romalı soyluların da desteği ile isteksizce de olsa konsül olmak için aday olur. Roma’daki çıkarlarının bozulacağı endişesi ile Brutus ile Sıcınıus adlı karşıt güçler , halkı kışkırtarak halkın oylarını satın alırlar. Savaşta “kor olan” gururda ve kibirde “kör olan”’a dönüşür ve en gel olamadığı öfkesi ve dizginleyemediği dili yüzünden Korıolan , kasırgalar , tayfunlar ve fırtınalar doğuran “Corıolis Etkisi” ile deyim yerinde ise “rüzgar ekerek fırtına biçmek” zorunda kalacaktır. Zira karşıtları onun bu öfke kontrolü zaafından  çok iyi yararlanarak ve halk dalkavukluğu yaparak halkı kışkırtırlar ve bir öfke krizi sırasında demokrasiye ve cumhuriyete inanmadığını açık açık ilan eden Corıolanus için Roma’dan sürgün kararı çıkarırlar.


 
Corıolanus , sakinleşmek yerine iyice  deliye döner  ve “kör olan us”u ile hareket ederek sadece kendisinin değil Roma’yı  da  içeriden yakarak kül olmasını ve çökmesini başlatacak olan kor’dan yeni bir ateş yakar ; ölçüsüzlüğünü aşırılık ile taçlandırarak gözü vatana ihanet ettiğini bile görmeyerek Roma’nın baş düşmanı olan Volskilere sığınır. 


 
SHAKESPEARE NEDEN BÜYÜK BİR YAZAR
Çünkü o , Corıolanus oyununda , çağlar boyunca insanın değişmez olan temel insanlık zaaflarını karşıtlıkları ile diyalektik bir tutumla ele alarak , seyirciye konu edindiği anlam ve değerleri  konuya uygun bir öykü çerçevesinde , bir kahramandan yana , bir karşıtlarından yana taraf tutarak , enine boyuna tartıştırıyor ; ölçüsüzlüğün ve aşırılıkların , hem kahramanları  , hem de kahramanların yandaşlarını ve büyüyen çemberlerle bütün bir milleti ve devleti nasıl yıkıma götürdüğünü anlatıyor.

MALCOLM KEİTH KAY ‘DEN KLASİK VE ÇAĞDAŞ BİR YORUM SENTEZİ
Yönetmen yorumunu  oyunun temel çatışması olan halk ile soylu karşıtlığı  üzerine , sınıfların çatışması temelinde kurmuş. “Demokrasi  oyunu” oynamayı gururu ve kibiri nedeni ile reddeden Corıolanus , Roma’daki halk-soylu dengesini bozunca olanlar olur. Halkın güvenini ve oyunu (güvenoyunu) almak için yaralarını göstermeyi aşırı tevazu ve alçakgönüllülük maskesi altından sırıtan kibiri yüzünden reddeden Coriolanus , karşıtlarının eline de böylece kendisinin mahfolmasına neden olacak kozları vermiş olur.

Halk ve onların kışkırtıcıları olan Sıcınıus (Cengiz Daner)  ile Brutus (Salih Dündar Müftüoğlu) ‘un Corıolanus ile başlattıkları ağız dalaşı ve çene yarışı birden amacını aşar ve tarafların geri adım atmayı kabul etmeyerek bunu bir güç savaşı inadına çevirmeleri üzerine oyunun başında başlayan bu tartışma oyunun sonuna kadar hak ve adalet ibresi her iki tarafa gidip gelecek ama iki tarafın da kör inadı yüzünden her iki tarafın da yıkımı ile son bulacaktır.

Ben kendi adıma yönetmenin en çok Shakespeare’in bir başka eserine , Macbeth’e ve cadılara gönderme yaptığı sisli puslu mistik Corıolanus’un   rahibeler ile olan sahnelerini sevdim.

CORIOLANUS ROLÜNDE TOLGA EVRENDEN USTA İŞİ BİR EPİK YORUM
Shakespeare oyunları kadın rollerinin erkekler tarafından oynanmasından da anlaşılacağı üzere doğası gereği dramatik değil  epiktir , göstermecidir. Burada önemli olan söz parlatmak değil o söz parlatmanın ardında yatan düşüncelerin ve tartışmaların izleyicilere doğru bir şekilde aktarılmasıdır. Kısaca Shakespeare tiyatrosu , sanıldığının aksine , duygulara/coşkulara değil , Brecht’in tekelinde olduğu varsayılan akla dayanır.

Shakespeare oyunlarında asıl önemli olan oyunculuk hünerleri ve yaldızları değil enrikalar , düzenler , dolaplar , yalanlar , dolanlar ve tezgahlardır ; mekanizmadır , kurgudur , insanların nasıl kandırıldıkla-rının , yanıltıldıklarının , yönlendirildiklerinin , tuzağa düşürüldüklerinin canlandırılması ve  “gösterilmesi”dir. Kısaca denilebilir ki karşıt güçlerin kahramanı ve yandaşlarını yenmek için yaptıkları illizyonun kırılarak seyircinin bu oyunlara karşı şerbetlendirilmesi , kıssadan bir hisse /ders almasıdır.

Tolga Evren , Corıolanus’u işte böyle yorumlamış. Seyirci olarak ben illizyona girerek Corıolanus ile baştan sona özdeşleşerek coşkularımın aklımın önüne geçmesine izin vermiyorum , tam tersine oyunu  aklımın gözünden izleyerek gerektiğinde  coşkularımın kışkırtılması ile nasıl uyutulduğumu ve kandırıldığımın farkına varıyorum.

Kendi yarattığı illizyonu tam da kahramanın tavır ve tutumlarının sorgulanması istenen yerlerde kırarak Evren , canlandırdığı kahramana uzak açıdan bakmamızı , sorgulamamızı , akla ve mantığa karşı  ölçüsüzlüklükleri  ve aşırılıkları  yadırgamayı ve eleştirmeyi  sağlıyor. Ayrıca bu göstermeci biçim sayesinde  sık sık gerilen sahneler rahat bir nefes alıyor ve sıfırlanıyor. Sonra  tekrar  gerilmeye ve tekrar anlamlı bir yerde yeniden illizyon kırılarak oyunun iletisine hizmet ediyor.

Evren’in bu anlamda  final sahnesindeki  “yıkımı”  uzunca zaman konuşulacak gibi görünüyor.

KARŞIT GÜÇLERİ İYİ OYUNCULARIN OYNAMASININ ÖNEMİ
Gerçekten de oyundaki karşıt güçlerin başını çeken  iki kıdemli ve usta oyuncunun oynaması  oyunun katma değerini  misline katlıyor. Sıcınıus rolünde Cengiz Daner ve Brutus’ta Salih Dündar Müftüoğlu “kötülük” ancak bu kadar “iyi” oynanabilir dedirtiyorlar. Sonuna kadar inanarak ve sonuna kadar Coriolanus gibi ölümüne inat ! Deyim yerinde ise sahnenin tozunu attırıyorlar onlar da en az karşıtları oldukları Corıolanus kadar.

Bu eşitlik ve denglik ki sonunda bu tartışmayı  kimin kazanacağını gerilimini artırmakla kalmıyor , seyir keyfine de işlevsel olarak çarpan etkisi yaparak oyun zevkini yükseltiyor.

TULLUS  AIFUDİUS  ROLÜNDE  DENİZ ULAŞ TANSEL ÖNGEL  FARKI
Volskilerin kralı rolüyle Öngel de , düşmanı Coriolanus gibi deyim yerinde ise oyunculuk döktürüyor. Bir kedi gibi o da Coriolanus gibi (başındaki harika tolgaya karşın) düz duvarlara  tırmanıyor. O da rolünü göstermeci  üslupta yorumlayarak sert savaşçı ataerkil karşıt kahramanı nüanslı oyunculuğu ile son derece başarıyla seyirciye sunuyor.

MENENEUS AGRİPPA’DA  M.FATİH DOKGÖZ , VOLUMNIA’DA  ECE OKAY , VİRGİLİA’DA EYLEM YILDIZ ,
COMİNİUS’DA  ÖZGÜR YALIM ,  ustalıklı oyunculukları ile göz dolduruyorlar.

 
EDİL’de  DENİZ AKEL-DUYGU SARIŞIN , VALERIA’da  CEREN PEKDEMİR , TİTUS  LERCIUS’ta  KUTAY 
ŞAHİN ise gelecek vaad eden genç yetenekler olarak alkışı hak ediyorlar.
 
Halkı , rahibeleri  askerleri  ve  suikastçileri oynayan gençler de enerjik performanslarıyla oyunun başarı grafiğine olumlu katkıda bulunuyorlar ve geleceğin usta oyuncu adayları olarak takdir edilmeye hak kazanıyorlar.

Özdemir Nutku gibi tiyatroyu en iyi bilen hocalarımızdan birinin yaptığı su gibi duru Türkçe ile yaptığı çevirisinden bu oyunu izlemek büyük bir keyif.

KOREOGRAFİ’de  TAMER SERKAN SUBAŞI başarılı savaş sahneleri ve hareket düzeni ile  ve DRAMATURG’ide  YEŞİM GÖKÇE  de oyunun analizine ve yorumuna katkıları  nedeniyle oyunun toplamdaki başarısında önemli bir pay sahibi olmayı başarıyorlar..  

Dekor Tasarımıyla Behlüldane Tor , Kostüm tasarımı ile Medine yavuz ve Işık Tasarımı ile İ.Önder Arık gözlerimize seslenerek seyirciye görsel bir şölen yaşatırlarken oyunun müziklerini besteleyen kompozitör Çağrı Beklen de oyunun ruhunu notalarla veren işlevsel müzikleri ile  işitsel bir konserle Shakespeare’in ve Devlet Tiyatrolarının şanına yakışır bir projenin mimarları olarak  öne çıkıyorlar.

Bu sezon DT’nin yüz akı , usta işi projelerinden biri Corıolanus. Emeği geçen herkese , İstanbul Sanat Yönetmeni Zafer Kayaokay’a ve Genel Sanat Yönetmeni Nejat Birecik’e teşekkür ediyor , özellikle yeni Shakespeare ile yerli ve yabancı  klasik eserlerimizi  daha çok sahnelerimizde görmek istediğimizi saygı ve sevgilerimizle duyuruyoruz.

Savaş Aykılıç . 07.02.2017

Anahtar Kelimeler: coriolanus, istdt, shaekspeare, istanbul devlet tiyatrosu



0 Yorum
Hmm! Bu içeriğe henüz yorum yapılmadı, sen yazmak ister misin?
Bekle! Yorum yazmak için üye olmalısın Üye isen burayı tıkla. Üye olmak için de burayı tıkla.
Diğer Yazıları





E-Bülten Üyeliği Görüş Bildir