Oyun bitip tiyatrodan çıktığımda yol boyu oyunu düşünüyorsam mutlaka bir şeyinden etkilenmişim demektir. Savaş ve Barış’tan çıkınca aklımda sadece oyuncu İlker Sami Kılıç kaldı. Sahnede yabancı bir filmden çıkmış gelmiş, çok güzel bir ses tarafından seslendirilme yapılmış bir aktör havası var. Genç oyuncuların içinde o Avrupai havasıyla kocaman sahneyi dolduruyor. Sanırım iyi bir aktör doğuyor…
Oyuna gelince nereden başlasam gerçekten bilemedim. Herseyden önce Savaş Ve Barış gibi bir klasiği yer yer çok ciddi yer yer de absürt komedi kurgulamanın manası neydi ben anlamadım. Savaş’ın getirdiği psikolojik bunalımı, aile yozlaşmasını, insan ilişkilerindeki güvensizliği kitabın merkezine yerleştiren Tolstoy’dan okuduğumda Rusya’nın konjonktürü hakkında bilgi edinmiştim. Ancak oyunun bu hali kitabı bilmeyenler için hiçbir şey anlatmıyor. Ayrıca oyunda replikler ve oyuncular arasında akmayan, kesilen genel bir hava hakim. Hepsi çok yetenekli ve performansları oyun boyunca değişmedi ama kulaklılı mikrofondan kaynaklandığını düşündüğüm doğal akışı bozan mekanik bir durum var. Makedonyalı Yönetmen Aleksandar Popovski, yazarla veya Rusya’yla dalga geçmiş olabilir mi ya da kendince kurguladığı rejinin bir mantığı var ama biz mi anlamadık. Dekorlar öyle muhteşem görünse de günümüz şartlarında artık basit denebilecek düzeyde. Yerde kar görüntüsünü veren çarşaflar üzerinde takılıp düşecek gibi olan oyuncular yürürken hiç rahat değillerdi. Tavandan yağan karlar ise büyük prodüksiyonlar için az bile.
Kostümler dönemi yansıtıyordu. Daha sonra modern hale dönüşmesi de çok iyiydi. Ama klasik bir oyuna kazandırılmaya çalışılan yenilikler içinde oyunculuklar hep eskiden kalma. Abartılı jestler, sesi öne almalar, bağırarak konuşmalar…Daha çok eski oyuncularda görüyoruz bunu. Bu oyun için genç oyuncular seçildiğini okumuştum. Bence hepsi çok yetenekli…Zaten oyunun en iyi tarafı açılışında perdenin olması ve görmeyi unuttuğumuz kalabalık kadrolar. Ama bir oyun için üç buçuk saat çok fazla. Hatta dört saat diyelim. Yarım saatte lavabo kuyruğunu düşünürsek yarım gün mesai eder. Bu durumda yüzde doksanın tiyatro çıkışı memnuniyetsiz yorumuna kulak misafiri olduğumda, bu kadar saat bu oyun için değer mi yorumunu size bırakayım.
Zeynep Bayraktutan
[email protected]
Anahtar Kelimeler: savaş ve barış, İstanbul Şehir Tiyatrosu
0 Yorum