MAKALELER

Escobar Funeral

2022.04.04 00:00
| | |
5451

Escobar ile ilgili çekilmiş dizi film, film, belgesel hatta röportajları okumuş yutmuşken, birden Escobar Funeral’in davetiyesini aldım.

Escobar ile ilgili çekilmiş dizi film, film, belgesel hatta röportajları okumuş yutmuşken, birden Escobar Funeral’in davetiyesini aldım.  Büyük bir tesadüf olsa gerek, çünkü ben de içimden o aralar Escobar’ın tiyatro oyunu yapılmış mıdır diye düşünüyordum. Açıkçası oyunda Escobar’ın hayatından kesitler mi verecekler ya da dünyada birçok hayranı olduğuna göre onu daha masum mu gösterecekler  endişesiyle, dünya prömiyeri yapan oyuna  biraz ön yargılı olarak gittim.
 

Klasik tiyatro perdesinin önünde, heyecanla içerden nasıl bir şey çıkacak diye beklerken, oyun, saatinden on dakika kadar geç başlayınca ön yargılarım artmış, içimden iyi ki oyun tek perde diye şükretmeye başlamıştım ki, perde açılıp sahnenin ortasında duran tabutu görünce çok şaşırdım.  Işıklar, müzik, tabutun zorlanarak açılması ve içinden Escobar olduğunu tahmin ettiğim kişi çıkana kadar, abartmıyorum nefesimi tuttum ve karşımdaki görsel şölene kendimi kaptırdım.  Konuya harika bir giriş yapılmış, cümleler şiirsel ve sürükleyiciydi.  Oyunun yazarı Osman Kaan Girit, Escobar’ın öldükten sonra tabuttan çıkarak, hayatını şekillendiren insanlarla yüzleşmesini konu almıştı.  Yani ilk ön yargım böylelikle yıkılmış oldu. Bildiğimiz Escobar’ın hayatının dışında farklı bir konuydu bu.  Herkesin masum doğup, aile ve çevre koşullarına göre insanın kötülüğü de seçebileceğinin işlendiği oyun,  Escobar’ın babasıyla olan ilişkisiyle başlıyor.  Babayla hesaplaşması biraz uzun sürüp, tekrar cümleler kullanılması, sıkıcı olsa da, oyuna dâhil olan Dansçı Kız şahane bir reji sihirbazlığı olmuş. Kız, zaman zaman anne, eş ve sevgili oluyor, zaman zaman danslarıyla oyunun hareketlenmesini sağlıyordu.  Dansçı Kız (Gizem Topal) bakışlarıyla, ifadesiyle, bütün kıvraklığıyla hiç repliği olmadan oyundaki rollerini bize çok iyi aktardı.  Danslarıyla da oyunun görsel etkisine fazlasıyla hizmet etti. Escobar (Uğraş Atay) oyunun başından sonuna kadar giderek hızlanan ivmesiyle, göz yaşıyla, sesiyle, hiç tükenmeyen enerjisiyle etkileyici bir oyunculuk sergiledi. Uğraş Atay, Escobar’ı o kadar çok içselleştirmiş ki gerçeğine hiç benzemese de onun ruhunu, bize başarıyla geçirdi. Final sahnesi de tıpkı girişteki gibi sürprizli ve özeldi. Escobar hayatına giren insanlarla yüzleştikçe daha çok batıyor, kibri ve kendine olan güveni ölüm karşısında onu aciz duruma getiriyordu. Yavaş yavaş toprak olup,  çamura bulanarak,  geldiği yere ölüler dünyasına geri döndü. Ve yönetmen bu oyunda bize vermek istediği mesajı finalle çok güzel anlatmış oldu. Dünyanın yedinci zengin adamı olsan da, toprak olup gideceksin. Escobar’ın da insan olduğunu bize hatırlatan yönetmen, o acıma ile nefret etme çizgisini çok güzel korumuş. Çocukken babasından sevgi görmemiş,  annesinin onu kötülük yapınca yüreklendirmesiyle dört bin kişinin ölümüne sebep olmuş bir caniyi, sahnede tarafsız bir şekilde gösterdi ve yönetmen ikinci ön yargımı da yıkmış oldu. 
Hepsini bir tarafa bırakıp, sadece dekor tasarımı (Necmi Özgen) bile bu oyunu seyretmek için geçerli bir neden olurdu. Tabutun işlevselliği, seyircide bir yanılsama sağladı. Birdenbire ortadan kaybolan Dansçı Kız kapalı tabutun içinden çıktı. Sahnede asılı olan büyük yuvarlak levhaların üzerine yansıtılan fotoğraflar, yerde toprağın olması, Escobar’ın finalde çamura bulanması gibi ayrıntılar biraz önce bahsettiğim görsel şöleni sağladı bize.  Oyunun ruhuna uygun, masraftan kaçınılmamış bu dekor için Necmi Özgen’in ellerine sağlık diyorum.

Dekordan ayrılmaz bir parça olan ışıklar, Mustafa Türkoğlu’na ait. Oyunun dokusunu bize yansıtan, konuyu tamamen özetleyen, ışık tasarımı, her sahnenin yapısına uygun renk seçimi, giriş ve finaldeki ışıkların ürkütücülüğü ancak profesyonel bir ışıkçının yaptığı bir tasarım olduğunu gösteriyor bize. 

Escobar Funeral’i etkileyici hale getiren her bir unsur kadar, kostümlerin de bir dili vardı. Dansçı Kız’ın ten rengi çamaşırları çok doğru bir seçim olduğu gibi, finalde Escobar’ın da çamaşırıyla kalması  oyunun kendi içindeki mantığına uyuyordu. Yalnız küçük bir eleştiri Escobar’ın takım elbisesine… Yetmişlerde genç olduğunu hesaplarsak, o döneme ait bir takım elbise olsaydı, oyuna düğünden çıkıp gelmiş hissini vermezdi bize. Üstelik ben olsaydım kravat bile taktırmazdım çünkü Escobar’ın kravat takmayı sevmeyen biri olduğu, anılarında özellikle vurgulanıyorsa, onların adetlerine göre ölülerin  takım elbiseyle gömülmelerine dikkat çekilmesine rağmen, bu ayrıntıyı göz ardı etmezdim.  Elbette oyunun bütünsel bıraktığı etki söz konusu olunca, bunun gibi küçük eleştiriler çok fazla önem taşımamalıdır.  

Escobar Funeral oyunu bütün bileşenleriyle ve bu bileşenleri sağlayan, iyi bir dramaturgi ile kağıt üzerinde toparlayan, yazar olması avantajıyla metine de dokunuşlar yaptığını tahmin ettiğim, Onur Erbilen’i yürekten kutluyorum. Bir gün önce İstanbul Devlet Tiyatrosu’nda seyrettiğim Limon adlı iki buçuk saat süren ve hiçbir mesajı ve rejisi olmayan, bir kişi hariç ( Fatih Topçuoğlu)  vasat oyunculuklarıyla sıkıcı, pahalı dekor tasarımına rağmen bir çok kişinin ikinci perdede kalkıp gittiği Mehmet Baydur’un en kötü oyununu seyrettikten sonra, bu devirde özel tiyatro yapmanın bütün zorluklarını göğüslemiş, çamura bulanan giysilerin her oyunda kuru temizleme masrafı bile azımsanmayacak bir maliyetken, 9. Sahne’ye tiyatro yaptıkları için, bize çok farklı bir oyun seyrettirdikleri için, çok başarılı performansları, amatör ruhlarını kaybetmedikleri ve seyirciye saygıları için çok teşekkür ediyorum ve destekliyorum. Ufak tefek eleştirileri yaparken bile utanıyorum. Çünkü seyrettiğim Limon gibi oyunlar bir an mesleğimden soğutsa da beni, Escobar Funeral’den sonra, özel tiyatrolar her zaman olmalı ve desteklenmeli sözünü yinelemek istiyorum. 

Siz de güzel bir tiyatro oyunu seyretmek ve seyrettiğiniz sürece dekorundan, ışığına konusundan oyunculuğuna, tatmin edildiğiniz keyifli bir saat için, 9. Sahne’yi takip edin.  Tiyatronun gülen ve ağlayan yüzünden ayrılmayın, hoşça kalın.

Zeynep BAYRAKTUTAN
[email protected]

Anahtar Kelimeler: escobar funeral



0 Yorum
Hmm! Bu içeriğe henüz yorum yapılmadı, sen yazmak ister misin?
Bekle! Yorum yazmak için üye olmalısın Üye isen burayı tıkla. Üye olmak için de burayı tıkla.
Diğer Yazıları





TİYATRONLİNE

E-Bülten Üyeliği Görüş Bildir