"ORKİDE VE İNCİLERLE DOLU NAİF BİR DÜĞÜNDE CİNAYET "
Açıkcası romanı okurken her satırda kelimelerin peşinden sürüklendim. Bölümler bittikçe heyecan ve merak arttı. Erbulak kelimelerini öyle dikkatli titiz seçmiş ki her detay en ince ayrıntısına kadar belirtilmiş. Açıkçası katil değil sebebi bulmaya çalışmak yazarın ustalığını hissettiriyor.
Roman orkide ve incilerle dolu naif bir düğünle başlıyor. Düğün de bir cinayetle… İlk anda katili ve maktulü tanıyor olmamız romanın hızına hız katıyor. Okur daha "Kim?" sorusuna odaklanmadan bu çok katmanlı kurgusu olan romanda akla takılan "Neden?" sorularına cevaplar arıyor.
Bizde aklımıza takılan cevapları aradık ve Ayşe Erbulak'a sorduk;
- Ayşe Erbulak yazar olmaya ne zaman karar verdi?
-“Yazar” olmak için ilk satırlarımı yazmadım. Sadece Norveç’te oturduğum yıllarda vaktimi boş geçirmemek üzere bir polisiye “kurgu” yazmaya başlamıştım, sonra o satırlar kartopu gibi büyüdü ve kitaba dönüştü. “ÇOK ŞEKERLİ ÖLÜM” ortaya çıktı. Ben romanı 2007’de yazmaya başladım, ama yayınlanması 2012’yi buldu. Aslında beni yazar yapan bambaşka biri oldu. Edit etsin diye ustamız Necati Güngör’e kitabı götürdüğümde “bana ikinci kitabını getir ki niyetini anlayayım, yoksa düzeltmem” dedi. Ben de hemen ardından “LİMONİ ÖLÜM”ü yazdım.
- Ayşe Erbulak romanında katili değil de onu katil yapan sebepleri merak ettirmeyi ve adeta katillere hak verdirmeyi hedefliyor. Neden?
-Bir polisiye romanın en klişe hali “katil kim?” sorusudur. Ben ilk üç kitabımda bunu yaptım ama sonra kendime bir tarz edinmem gerektiğine karar verdim ve okura tek bir “kimdir canım bu katil” sorusu yerine bir dolu soru sordurmak istedim.
- Roman da Deniz eşinin ihanetine uğramış, alkol ve seks bağımlısı adeta. Romandan yola çıkarak acaba toplumda erkek üzerindeki baskı ve sorumluluk daha mı fazla? Dolayısı ile erkeklerin bu ülkede şiddete ve haksızlığa uğradığını düşünüyor musunuz?
-Ben kadın – erkek ayırımına karşı biriyim, ben İNSAN olabilmeyi seviyorum. Evet toplumda erkeklerin de şiddet gördüğünü ama tabii bu şiddetin güç yerine psikolojik olduğunu düşünüyorum. Çünkü çevremde böyle çok erkek gördüm. Mesela “baba” olmak istemeyen erkeklerin kadınlar tarafından “zorla” çocuk sahibi yaptırıldığına çok şahit oldum.
- Dikkatimi çeken birkaç nokta oldu. Pedofili ve ensest ilişkiye yer vermişsiniz kitabınızda. Bu kişilerin ölümle cezalandırılması hakkında ne düşünüyorsunuz?
-Pedofili ve ensest maalesef değil ülkemizde dünyada çok yaygın bir SUÇ. Ne acı ki bunun da örneklerini çevremde gördüm. Bu kişiler zaten bir çocuğun hayatını öldürüyor, küçükken bir büyük tarafından cinsel tacize uğrayan birinin bir tarafı ölür. Şu en son basında da yer alan sucu olayı ne kadar acı. Bence o adamı herkes kendi içinde öldürmek istemiştir.
- Cinayet kurgularını oluşturmak için kullandığınız bir yöntem var mı?
-Özel bir yöntem yok. Çok çapraşık ve anlaşılmaz olmasını istemiyorum ama çok da basit olmasına da karşıyım.
- Bir söz vardır. Kusursuz cinayet yoktur diye, ne dersiniz?
-Bence kusursuz cinayet vardır.
Sorularımızı tüm samimiyeti ile cevaplayan Erbulak katili değil de sebeplerini merak ettirmeyi hedefliyor. Polisiye roman okurları için oldukça sürükleyici.
Dokuz Oda Cinayetleri,
Ayşe Erbulak,
Eksik Parça Yayınları,
3.Baskı, 2023 Aralık
200 Sayfa
Anahtar Kelimeler: ayşe erbulak
0 Yorum