MAKALELER

Ayşe Erbulak ile HİS

2025.03.13 00:00
| | |
2468

Bir Şüphe Uğruna....ya da Her Milimi Hak Edilmiş Bir Başarı...


Düşünüyorum da,  Ayse Erbulak  ile " oyuncu ve  izleyici  " olarak başlayan ilişkimiz " Fermanlı Deli Hazretleri " ne dayanır.Sahnede enerjisi, farklı ışığıyla son derece sevimli, sahici ve sıcacıktı.Dahası babasına ne kadar çok benziyordu.

Sonrasında " Nafile Dünya" nın İnsaf'ını, " Müfettiş "in Anna Andreyevna, " Damadım Olur Musun " un tatlı kaçık Fikret'ini çok sevmiştim.Fakat Anna Andreyevna bir başkaydı benim için...nedenini bir ara anlatırım.

Geçen akşam " Çamlıca'nın Üç Gülü " nden sonra, " Ayşe Erbulak'ı " His " adlı oyunda Morven yorumuyla yeniden izledim.

Şimdi nasıl unuturum, Oyun Atölyesi'nin fuayesinde, bir tesadüf sonucu Ayşe Erbulak ve Uğur Kanbay ile karşılaşmıştım.Meğer " His "sin  okuma provasıymış...hem şaşırmış, hem çok sevinmiştim.

Bir konuşmanızda " Uğur ile yeni nesil tiyatroyu öğrendim.Uğur içimden, yeni nesillere taşınacak, farklı bir oyuncu çıkarttı adeta...ekip olarak müthiş bir sinerji yakaladık, " demişti Ayşe Erbulak.

Oyun sonrası defterime şunları yazmıştım : 

" Bir Şüphe Uğruna....ya da Her Milimi Hak Edilmiş Bir Başarı...

Sfrpztf'in yapımcılığını üstlendiği, Frances Poet'in yazdığı, Servet Aybar'ın dilimize kazandırdığı, Uğur Kanbay'ın yönettiği ' His / Gut ' (2018 ) adlı oyunun ışık tasarımını Eren Uğurhan gerçekleştirmiş.

Ayşe Erbulak, Uğur Kanbay, Sibel Şişman ve Uğur Ünal başlıca rolleri paylaşmışlar.Ve sahnede olağanüstü bir sinerji oluşturup, duyarlık rüzgarları estirmişler.

Maddy ve Rory, çocukları Joshua'nın her koşulda mutlu ve güvende kalmasını sağlamaya çalışan bir anne ve babadır.Kısa bir tatil sonrası hayatlarında çok şey değişir... korku ve şüphe dolu bir ağın arasında bulurlar kendilerini.Çıkışsız bir duygusal gerilimdir bu yaşadıkları...ansızın kaotik bir dünyanın içinde sıkışıp kalmışlardır.

Pedofili olayı sahiden yaşanmış mıdır ? Yoksa herşeyin tek nedeni sadece ' yersiz ' bir şüphe midir ?

Maddy ve Rory hayatın bitmeyen kreşendosu içinde kendi maskları ve yonttukları heykelleriyle başbaşadırlar artık.

Sahi iki buçuk yaşındaki bir çocuğu, bir adam neden tuvalete götürmek ister ? Yardım etmek için mi ?

' His ' özenli ve etkileyici rejisi, başarılı oyunculukları, dekoruyla mutlaka izlenmesi gereken, defalarca kutlanacak, mükemmel bir ekip oyunu. ' His' si unutmamıza imkan yok ! "

Geçen gün Ayşe Erbulak'ı aradım ve aklıma gelen, dilimin ucuna takılan her soruyu sordum.

- Tam da tiyatro yapmayacağım, bundan sonra sadece kitap yazacağım, roman çevireceğim dediğin bir zamanda ne oldu da yeniden sahneye döndün?

- Hiç değmeyeceğine inandığım bir, iki kişiden ötürü ufak bir kalp üşümesi yaşamış, sahne üstüne dair güvenimi sarsmıştım.Bazen insanların ne denli kötü, yetersiz oyuncu olduklarını fark edemediklerine, inanıyorum.İşte o günlerde, kendimle ilgili benzer kaygılar yaşamaya başlamıştım.' Demek sahne üstü oyuncusu değilim, en iyisi diğer işlerime yöneleyim, ' diye düşünmüş ve ' Ancak Uğur Kanbay veya Serkan Üstüner'den bir teklif gelirse, onlarla çalışırım.Tabii, her ikisi de yeni nesil oyuncuları tercih ederler ' diye kendi kendime mırıldanmıştım.

- Neden Uğur Kanbay, neden Serkan Üstüner ?

- Çünkü onların televizyon şöhretine dayanmayan, tiyatro adamlıklarını çok seviyor ve güveniyorum.Ve biliyor musun, tuhaf bir şey oldu.

- Ne oldu ?

 

- Önce Serkan Üstüner, sonra Uğur Kanbay beni aradı.

 - ' His ' çok farklı bir oyun... duygusal gerilim üzerine kurulmuş bir tekst. Şüphe tutsağı bir anne baba...ve tüm bu olanlar karşısında uzlaşmacı, sakin, sevgi dolu bir büyükanne. Yerinde duramayan, hiperaktif Ayşe'den çoook farklı bir karakter. Sahi kim bu Morven? Asıl merak ettiğim ' His ' si ilk okuduğunda ne hissettiğin? 

- Morven, evrensel bir büyükanne aslında.Kendine ait bir hayatı var...ayrıca oğlu, gelini ve torunuyla kurduğu bir dünyada yaşıyor.Yanlış yaptığını asla düşünmüyor.Morven, dünyanın ne kadar kirlendiğinden habersiz çünkü...bu nedenle de, yaptığı şeyi son derece doğal olarak görüyor.İnsanlara güveniyor.

- Genç bir ekiple çalışmak nasıl bir duygu ? 

- Şöyle izah edeyim...bana resmen kolajen enjekte ettiler, gençleştirdiler. Sevgi dolular, sevgileri o denli yalın ve koşulsuz ki, kuru kuru saygıya ihtiyaç duymuyorlar.Sahnede dört kişi adeta dört element gibi bütünleşik.Nasıl desem, sanki görünmez iplerle bağlıyız birbirimize.Bu dizinin son bölümü yayınlandığında sona erecek bir ' karavan kardeşliği ' değil bizimkisi, sanki ' Stanfordun yatılı öğrencileri ' gibiyiz.

- İzleyiciden gelen tepkiler nasıl? 

- Gerek iyi seyirci, gerekse asıl kimlikleri oyuncu olan izleyiciden aldığım geri dönüşler beni bir hayli şaşırttı.Hemen hepsinin ortak görüşü, sanki ağız birliği etmişcesine, doğal ve duru bir oyunculuk sergilediğim doğrultusundaydı.

- Neden şaşırdın ?

- Hayatımda ilk kez dram tarzı bir oyunda rol almıştım çünkü.Bu benim için bir sınavdı.

– Neredeyse kundağı Dormen sahnesinde açılmış, ilk adımlarını Dormen Tiyatrosu'nun kulislerinde atmış bir oyuncusun. Geçmişte önemli rejisörlerle çalıştın. Yönetmen Uğur Kanbay'ı sorsam ? Zaten aramızda kalacak, gel biraz dedikodu yapalım...otoriter, sakin, sinirli, oyuncuyu özgür bırakan...nasıl biri ?

- Bu oyun bambaşka.Artık yeni nesil, modern ve avangard bir tiyatro var dünyada.İnan, bizim ekiptekilerin oyun dışı hayatları da öyle.Bana çok iyi geldiler.Eski, demode diyebileceğim bir tiyatro anlayışları yok.Uğur'a insan ve aktör/ yönetmen olarak sevgim ve saygım çok.Hem tiyatro sahibi, hem atölyesi var ve bunca işin, sorumluluğun arasında bir de saçma sapan bürokratik işlemlerle uğraşıyor.Mesela yeğenim Kavin Midyat konservatuvar sınavına hazırlanmak için, Uğur'un ' Sıfır Pozitif Atölyesi ' ne gidiyor.Uğur öyle bağıran, çağıran, parlayan biri değil.Çocuk kalbi taşıyan, iyi bir tiyatro adamı.Biliyor musun, hayatımda ilk kez prova ücreti aldım.Anlı şanlı o koca koca tiyatrolar prova döneminde oyuncularına tek kuruş maaş ödemez.Uğur, sıfırdan değil, sıfırın altından gelmiş buraya...hiç vites küçültmeden yoluna başarıyla devam ediyor.

 - Bir daha hiç tiyatro sahnesinden, ait olduğun o yerden hiç ayrılmayacaksın, öyle değil mi ?

- İstanbul Şehir Tiyatrosu, yurt dışında özel iki tiyatro ve burada pek çok özel tiyatroda çalıştım..Fakat ' His ' beni bambaşka bir boyuta taşıdı.İyi bir yönetmenin elinde, adeta hamur gibi yoğruldum, diyebilirim.Meğer izleyiciye herhangi bir duyguyu aktarabilmek için ağzımı burnumu bükmeme hiç gerek yokmuş.Son derece duru ve ifadesiz bir çehreyle de üç yüz seyirciye kendimi kabul ettirebiliyormuşum.Yok bir daha sahneden kopmayacağım, ama herkesle de çalışmayacağım.Bu konuda kararım  karar.

Morven'ın zar zor bulup, satın aldığı iki Kurbağa Kermit biblosunu geri alırken yüzünde beliren duygusal kırıklığı, acıyı unutmak mümkün mü ? Dedim ya, ' His ' si unutmanıza zaten imkan yok !

Anahtar Kelimeler: ayşe erbulak, his



0 Yorum
Hmm! Bu içeriğe henüz yorum yapılmadı, sen yazmak ister misin?
Bekle! Yorum yazmak için üye olmalısın Üye isen burayı tıkla. Üye olmak için de burayı tıkla.
Diğer Yazıları





E-Bülten Üyeliği Görüş Bildir