MAKALELER

Ördek Muhabbetleri - Akbank Sanat Prodüksiyon Tiyatrosu

2010.02.02 00:00
| | |
4310

Oyunun Türkçe adı “Ördek Muhabbetleri” dir. Kısa 14 episoddan oluşan oyun bir parkta bankta oturan iki yaşlı adamın yaşamı sorgulamasını ele alır.

 

    İnsan yalnızlık dürtüsü ile baş başa kaldığı zaman çevresini sorgulamaya başlar. Ne kadar insan tanımış, ne iş yaparlar, kültürleri nelerdir… Aslında o ana kadar, arkadaşlar hep var olması gereken olgulardır. O andan sonra insan psişiği beyinsel iç güdülerle hareket eder. Sorgulama yaşamın ta kendisidir. Amerikan yazar David MAMET' in bu mükemmel kısa oyunu, yalnızlık dürtüsünün getirisi olayları, bir bankta oturan iki inansın sorgulamalarıyla anlatıyor. A.P.T.'se de oyunu içten özümseyerek oynamış!
 
    Oyunun Türkçe adı “Ördek Muhabbetleri” dir. Kısa 14 episoddan oluşan oyun bir parkta bankta oturan iki yaşlı adamın yaşamı sorgulamasını ele alır. David MAMET' in acemilik dönemi oyunlarının başında gelir “Ördek Muhabbetleri” Öyle bazı gazetelerde çıkan yazılarda söylediği üzere, ustaca yazılmış metinler değildir. Hatta Mamet oyunu bir çok kez başka oyunlarıyla birleştirmiş ve sahneye koymuştur. 
 
    Oyunun yönetmeni Işıl KASAPOĞLU. Oyunu sahneye koyma şekli yerli yerinde. Küçük bölümlü sahneye oturttuğu ışıl ışıl görüntü, izleyenle oyuncu arasında anlamdaşlık bağı oluşturmuş. Yani ilk bölümdeki absürd konuşmalar da dahi izleyeci kaçmıyor oyundan. Herkeste bir heyecan beklenti oluşuyor. Değerli Işıl KASAPOĞLU Türk Tiyatrosu'nun duayeni bana kalırsa! 
 
    Duygu SAĞIROĞLU'nun daha önce bir oyunda yaptığı dekoru eleştirmiştim. Ama şimdi hangi oyun olduğunu hatırlayamıyorum. Bana kalırsa bu oyunda da pek başarılı değil. Kendimi bir an drama atölyesinde hissettim. Basit, sıradan dekorlar. Oyunculuğu ön plana çıkarmak için dekor arka plana itilmiş. Tamamen gerçekçi olan oyuna gitmemiş! Işık güzel. Sahne donanımını gösterişi açısından hoş! Canan GÖKNİL'in kostümleri de dekor gibi bana kalırsa. Çok şatafatlı ve bir o kadar da ahengi bozucu! Zaten ışıkla süslenen sahne, dekorla başlı başına renk cümbüşüne dönüyor. Tamam doğrudur, asıl olan göl kenarındaki o ahengi vermek; ama biraz da insaflı olmak lazım! Yapmacıklıktan uzak durmak en güzeli! Özellikle de Cüneyt TÜREL'in üstündeki pantolonu hiç mi hiç beğenmedim! Müziği Joel Simon yapmış. İyiki yapmış. Tek kelime ile mükemmel.
 
    Efendim bu oyunla ilgili çıkan eleştirilerde genel olarak konu ve yazar üzerine eğilinmiş. Daha önceki yazılarımda da bahsettiğim üzere; eleştiri konuyu, yazarı anlatmak değildir. Hele hele duygusallık hiç değildir. Eğer tiyatro eleştirisi yazacaksanız mutlaka sahne tekniğini, yorumlanış farklılığını bilmelisiniz. 
 
    Oyunun konusuna kısadan değinmek istiyorum. Oyunu Chicago doğumlu Mamet'in 1972 yılında yazmış, Emil ve George adlı iki arkadaşın, ördeklerden yola çıkarak kendilerine dair konuşmalarını konu ediniyor. Yalnızlıktan, yaşamdan bunalmış iki yaşlı insan bir göl kenarında bankta beraber oturmaya, sohbet etmeye başlarlar. Birbirlerine anlatacakları çok olayları vardır. Yaşam o göl kenarındaki sudur, ördeklerdir. Beklenti ikisi içinde iyiden iyiye azalmıştır. Artık yaşamın getireceği yoktur, aksine yaşamın onlardan götüreceği çok fazla olay vardır. Sorgulamaların art arda anlatıldığı konu da bu iki insan, çaresizlik çemberinde ortak paylaşım arayıp dururlar! 
 
    Köksal ENGÜR oyunda ustalığı epey hissettiriyor. Biraz hırçın karakter betimlemesi ortaya koyuyor. Oyunda Cüneyt TÜREL' in de ağırlığı ortada. Parkta birbirlerini beklerken ki ruh hallerinde başarılı. Özellikle de George'nin Emil ile tartışması noktası izleyenlerdeki sorgulama sürecini başlatıyor. Ama bu noktada birbirleri üzerindeki yaşama bıkkınlık dürtüsü, aynı anda çocukça dürtülere dönüyor. 
 
    Her bir episodu ayrı ayrı değerlendirmeye kalkışsam 14 ayrı bölüm yazmak zorunda kalırım. Her konu diğeriyle bağıntılı oldu için, bütünlük kapsamında değerlendirme yapmam gerekir. Ama bu iki ustada takıldığım noktalar da yok değil. Öncelikle oyunu önemsememe havası hakim geldi. Bazen izleyenlere kayan gözlerde bu anlaşılıyor. Cüneyt TÜNER' in elindeki dürbünle parkı izleme sahnesi, parkla ilgili yaptığı yorumlar harika. Yalnız karşılıklı çekişmelerde gülümsemesini bozması gerekir. Bu iki tiyatro duayenini eleştirirken epey zorlanıyorum. Benim gibi genç eleştirmenlerin de yolunu açacak eleştiriler, ancak böyle üstatları değerlendirmekle oluşur.
 
    Klasik Amerikan dram yazınsallarında tek taraflı duygular ön plana çıkar. Eugene O'Neill' de bu böyledir. David Mamet' de de bu durum değişmiyor. Eugene O'Neill gibi dünya dram tekniğinin ustası durumları böyle aksettirdiğine göre David Mamet' in yazınsalını bu noktada pekte eleştirmiyorum. Zaten usta oyuncular bunu bilerek oyunda psikolojik tahlilleri yerli yerinde kullanmışlar! Yaşlı iki insanın duygusal trajedileri ancak bu ustalarla pekişirdi. 
 
    Soğuk bir apartmanda yaşamı tek yürütmek bir insan için zor olandır. Köksal Engür için ayrı bir parantez açmalıyım. Tv' den gördüğüm kadarıyla gülen gülümsemesi hiçte değişmiyor. Eskişehir' de bulunduğum sürelerin birinde (sanırsam geçen yıl) sokakta programı yaparken izlemişim o'nu. Uzaktan izlemek, ses tonunu dinlemek çok hoştu. Aynen bu oyunda da aynı duyguları hissettim! Fakat bazı anlarda o gülümsemesini değiştirmesi gerekir! Umarım ustalar kızmazlar bana bu küçük eleştiriler için. 
 
    Ve benim son olarak etkilendiğim sahne. Beklide dehşete kapıldığım, duygularımı tutamadığım bir sahne… Cüneyt Türel' in ağlama sahnesi… sanırım bir oyunu izlerken ilk kez göz yaşlarımı tutamadım. 
 
    Yıllar bir insan için ilerlese de, kişi psikanalalitik kişiliğinde yaşlandığını hissetmez. Yazar bu açıdan psikolojik betimlerinde gayet başarılı. Aslında Işıl KASAPOĞLU' nun oyuna yaklaşımı burada daha önemli. Oyunun dramatujisini yapan kişi hakkında hiçbir bilgi edinemedim. Eğer bu oyunun bir dramaturuğu varsa -ki vardır- sonuna kadar kutluyorum o'nu!
 
Etiketler: ördek Muhabbetleri yeni kuşak tiyatrosu 

Anahtar Kelimeler: Ördek Muhabbetleri, Akbank Sanat Prodüksiyon Tiyatrosu, Işıl Kasapoğlu, david mamet



0 Yorum
Hmm! Bu içeriğe henüz yorum yapılmadı, sen yazmak ister misin?
Bekle! Yorum yazmak için üye olmalısın Üye isen burayı tıkla. Üye olmak için de burayı tıkla.
Diğer Yazıları





E-Bülten Üyeliği Görüş Bildir