MAKALELER

Nurullah Tuncer İle Tiyatrodan Konuştuk

2023.11.04 00:00
| | |
7409

Nurullah Tuncer oldu.Konu tiyatro olunca konuşacak çok şey vardı...hem de çok.

Tarık Günersel, Işıl Yücesoy, Ayşen İnci ile gerçekleştirdiğim röportajların ardından bu defa konuğum Nurullah Tuncer oldu.Konu tiyatro olunca konuşacak çok şey vardı...hem de çok.

Serkan Aydın - Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tiyatro Dekor Kostüm Ana Sanat Dalı’nda lisans ve yüksek lisans eğitiminizi tamamladıktan sonra,1985-2002 yılları arasında Mimar Sinan Üniversitesi, Sahne ve Görüntü Sanatları Bölümü Öğretim Görevlisi olarak çalıştınız.1985 yılından itibaren İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları sanatçısı olarak pek çok dekor, ışık tasarımına imza attınız." Ocak'ta Bahar ", " Dar Ayakkabıyla Yaşamak", "Huzur", " Dünya'nın Ortasında Bir Yer", Donkişot'un Yeni Maceraları " başta olmak üzere oyunlar yönettiniz.Ödüller kazandınız.Gelelim, soruma tiyatro ateşini ilk ne zaman hissettiniz içinizde ?

Nurullah Tuncer - 1970'li yıllarda, İsmet Küntay'ın yazmış olduğu "403. Kilometre" oyununu izlediğim de, tiyatroyu sevmiştim...

Serkan Aydın - Genelde aileler çocuklarının tiyatrocu olmasına pek sıcak bakmaz...siz böyle bir durumla karşılaştınız mı ?

Nurullah Tuncer - Ailem tiyatro yapmama ya da sanatçı olmama asla karşı çıkmadı.İlk ve ortaokulda zamanımın çoğunu resim yaparak geçirirdim.Babam ve öğretmenlerim bu davranışını desteklediler.Mesela ilk okulda öğretmenimin verdiği derslerin çoğunu resim yaparak, anlatırdım.O da bu farkllığımı her zaman destekledi.

Serkan Aydın - Yönetmen, sahne, ışık, giysi tasarımcılığı ve hocalık...sizin için hangisi daha önce geliyor ?

Nurullah Tuncer - Yönetmenlik, hocalık ya da dekor, kostüm ve ışık tasarımlarının her birinin, hiç kuşkusuz, ayrı bir yeri vardır ve hepsi de benim için eş değer taşır ...

Serkan Aydın - Ödenekli ve özel tiyatrolarda pek çok oyuna imza attınız.Bunlar arasında ilk aklıma gelenler : "Donkişot'un Yeni Maceraları", "O Gece", 'Felatun Bey ile Rakım Efendi", "Ocak'ta Bahar", "Davet", "Hak", "Boş Odalar", "Lillian", "Huzur", "Van Gogh", "Leyla'nın Evi", "Bir Tutkunun Yüzyılı, "Bir Ata Krallığım", "Misyon", "Romeo Juliette", "Othello'...ödenekli tiyatroların imkanlarını düşününce özel tiyatrolarda çalışmak sizi zorladı mı ?

Nurullah Tuncer - Özel tiyatroların genelde bir bütçe sorunu vardır bu bitmek bilmeyen müzmin bir yaradır aslında.Bunun dışında dünya bir sahnedir benim için....her koşul da tiyatro yapmaksa ayrıcalıktır...

Serkan Aydın - Bir dönem İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları'nda Genel Sanat Yönetmen'liği görevini üstlenmiştiniz.O günlerden bahsetseniz...

Nurullah Tuncer - İki dönem İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Şehir Tiyatroları'nda Genel Sanat Yönetmenliği yaptım.Bu durum, yani bir tasarımcının böyle bir göreve atanması, Şehir Tiyatroları'nın 109 yıllık tarihinde bir ilktir.Devlet Tiyatroları için de geçerli bu söylediğim.Başta pek sıcak bakılmadı bana, ancak gerçekleştirdiğim çalışmalar ve kurumsal kimliğe kazandırdıklarım bu hoşnutsuzluğu kolayca silip, yok etti.

Örneğin, Şehir Tiyatroları ilk kez benim zamanımda uluslararası bir festivale evsahipliği yaptı : İSTANBUL-MEKÂN-TİYATRO.Bu festival İstanbul'un kültür miraslarıyla tiyatroyu buluşturup, adından söz ettirtmeyi başarırken, uluslararası alanda da övgüyle karşılandı.Örneğin Filistin, Irak, İran, Suriye, Katar, Güney ve Kuzey Kıbrıs,Tuvadan Başkırdistan, Altay, Tataristan ve Avrupa Balkan tiyatrolarına ev sahipliği yaparak, onları İstanbul'umuzun tarihi miraslarında oyunlar oynamasına imkan tanırken, tarihi yarım adanın eşsiz güzelliğini tiyatroyla taçlandırmasına neden oldu.Dünyanın bir çok ülkesine turneler yaptık ve kurumun tarihinde en çok turne benim dönemimde gerçekleştirildi.
İlk kez uzun yıllar yasaklanmış olan kimi yazarlarımızın ( Aziz Nesin, Orhan Kemal, Necip Fazıl ) oyunları, yine benim zamanımda sahneyle buluştu.
İlk kez tamamı konservatuar mezunu, sayısı elliden fazla sanatçı benim dönemimde kadroya alındılar.

Serkan Aydın - Kimlerdi ?

Nurullah Tuncer - Levent Üzümcü, Bora Seçkin, Emrah Özertem, Özge Özder, Erkan Sever gibi...

İlk kez Kerem Yılmazer, Ümraniye, Kağıthane ve Üsküdar Müsahipzade tiyatro binalarının yıkılıp yeniden inşasına benim dönemimde başlandı.Dahası, yine ilk defa Türkü Müzikâli ve meydanlarda, spor ve sergi salonlarında Şehir Tiyatrosu "Sultan Gelin","Düğün ya da Davul" gibi oyunlar sergiledi.Genç Günler yeni bir enerjiyle yeniden start aldı, Atatürk ve Çocuk şenlikleri yapıldı, Rumeli Hisarı'nda tiyatro buluşması tekrar başladı,tiyatromuzun ve Türk tiyatrosunun belleği olan Türk  Tiyatrosu Dergisi düzeli olarak çıkarılmaya ve basılmaya başlandı....

Şehir Tiyatrosu uluslararası organizasyonlara ( NETA / Yeni Avrupa Tiyatro Aksiyonları ) ilk kez üye oldu.Hatırladıklarım şimdilik bunlar...

Serkan Aydın - Refik Durbaş'ın " Köroğlu " adlı eserini oyunlaştırdınız, bu çalışmayı sahneye taşıyacaksınız değil mi ?

Nurullah Tuncer - " Köroğlu " önemli bir destandır.Ve Refik Durbaş'a gönülden verdiğim bir sözdür.Umarım bir gün sahne de hayat bulur.Belki de bu oyun benim jübilem olacak...

Serkan Aydın - " Donkişot'un Yeni Maceraları'nı iki kere izledim...son derece etkileyiciydi.Sezon için yeni projeleriniz var mı ?

Nurullah Tuncer - Şehir Tiyatrosu'nda, şayet her şey yolun giderse, "Galileo Galilei" yapmak üzere yola çıktık...

Serkan Aydın - Size, zaman ayırdığınız, benimle röportaj yapmayı kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim.Ayrıca " Aşk ve Siyaset " i izlemeye gelmeniz bizler için büyük bir onur, mutluluktu, hele oyun sonrası paylaştığınız çok değerli öneriler...tekrar, teşekkür ederim.

Anahtar Kelimeler: nurullah tuncer



0 Yorum
Hmm! Bu içeriğe henüz yorum yapılmadı, sen yazmak ister misin?
Bekle! Yorum yazmak için üye olmalısın Üye isen burayı tıkla. Üye olmak için de burayı tıkla.
Diğer Yazıları





E-Bülten Üyeliği Görüş Bildir