MAKALELER

"Ne olursa olsun kendinden vazgeçmedin, aferin sana." Selin Cankı Ceylan

2025.03.05 00:00
| | |
2417

Mağdur ya da kurban rolüne bürünmeye tamah etmeyecek kadar gururlu ve güçlü bir kadının hayal kırıklıklarını, acılarını bir madalya gibi...

"Ateş böceği değilim ben" AFİFE

AFİFE: Biliyor musun, incirin de erkeği, dişisi varmış. FAYSAL: “Yemin olsun incir ve zeytine!”
AFİFE: Bak bu yapraklar var ya, el biçiminde olan, FAYSAL: …ve sina dağına,

AFİFE: Onlar erkek incir ağacı.
FAYSAL: Tadı berbat.
AFİFE: Şunlar... Bütün bütün yapraklar... Dişi. Bak meyvesi ne kadar tatlı!

Afife Tiyatro ve Zorlu PSM ortak yapımı AFİFE’ nin; Selin Cankı Ceylan tarafından kaleme alınıp Serdar Biliş tarafından yönetilmiş̧, müziği Tuluğ Tırpan, hareket tasarımı Candaş Baş, sahne ve kostüm tasarımı Gamze Kuş, ışık tasarımı Cem Yılmazer, ses tasarımı Ozan Yılmaz, multimedya tasarımı ve prodüksiyonu Illusionist tarafından gerçekleştirilirken  şarkı sözleri ise Ilgın Kopuz ve Sezen Aksu tarafından yazılmış.

Piyeste Demet Evgar, Tilbe Saran, Necip Memili, Bora Akkaş, İdil Sivritepe, Bedir Bedir, Atılgan Gümüş, Orkuncan İzan, Ekremcan Arslandağ, Öykü Su Okur, Bilge Çınar, Basma Seiba aynı sahneyi paylaşmış̧.

"Afife" son zamanlarda izlediğim en başarılı yapımlardan biri.

"Bakın ben bu yaşıma kadar her sabah ama her sabah kendime kim olduğumu sordum. Aynadaki aksime bakıp “kimsin sen Afife” dedim. Cevap yok. “Ne yapmak, ne olmak istiyorsun” dedim, “kendim hariç̧ herkes” dedi. Bu nasıl bir his tahayyül edebilir misiniz? Sanki cihanda size bir yer yokmuş̧ gibi, sanki aldığınız her nefes ziyan oluyor gibi. Hiçbir yere uymayan bir çıkıntı olmanın acısı."

Selin Cankı Ceylan "Afife"yi yazarken santimetrekareye iki bin ilmek islemiş̧. Yönetmen Serdar Biliş̧'in rejisi müthiş bir illüzyon yaratmış̧. Güçlü yorumlar, güçlü bir ekip çalışması. Emeği  geçen herkesi ayakta alkışlıyorum.
Mağdur ya da kurban rolüne bürünmeye tamah etmeyecek kadar

güçlü bir kadının hayal kırıklıklarını bu nedenle bir madalyadan çok  zarif bir gerdanlık gibi sahneye taşıyan piyesin "AFİFE’nin”  yazım serüvenini SELİN CANKI CEYLAN' dan dinleyelim.

Serkan Aydın - Selin merhaba, seni tanımak isteriz. Kimdir Selin Cankı Ceylan?

Selin Cankı Ceylan - Selin Cankı Ceylan, kendini yazarak daha rahat ifade ettiğini keşfettiği günden beri beri yazan biridir.
Günlük yazar, sevdiklerine/sevmediklerine, bazen de geleceğe mektup yazar. Dostlarına mesaj yazar, çocuklara şarkı yazar, şiir yazar. Hayvanlara, çocuklara uzanan bir el gördü mü dayanamaz Cimer’e yazar. Arada  bir de tabii oyun yazar.

Serkan Aydın- Afife'den önce ve sonra yazdığın piyesler var mı?

Selin Cankı Ceylan -  Var tabii.

Monologlar Müzesi Aşk- Taku (Sahnede)
Önüm, Arkam, Duygularım Sobe! (Sahnede)
Bir Hücre Mahkumunun Son Dünü – Zorlu PSM (Bitti). Tabii seyircisine kavuşmayı bekleyen başka oyunlar da var. Zaman hepsini doğru sahnelere taşıyacak.

Serkan Aydın – Afife’'yi yazmak nereden aklına geldi?

Selin Cankı Ceylan - Afife’yi yazmak benim aklıma gelmedi. Keşke gelseydi. Ama iyi ki sevgili Demet Evgar’ın aklına gelmiş.  Değerli Yönetmenimiz Serdar Biliş de ona benden bahsetmiş. Bir araya geldiğimizde Afife’yi yazmak artık benim de aklımdaydı.

Serkan Aydın - AFİFE'yi anlatır mısın, daha doğrusu kafandaki, hayalin olan Afife'yi  ne kadar sürede yazdın? O Afife nasıl bir kadın?

Selin Cankı Ceylan - Afife diğer karakterler ve dönemin gelişmeleriyle birlikte bir bütün.  O nedenle yazımı bir seneden fazla sürdü. Benim Afife’me gelince o mağdur ya da kurban rolüne bürünmeye tamah etmeyecek kadar güçlü bir kadın. Bu nedenle hayal kırıklıklarını bir madalya gibi değil de zarif bir gerdanlık gibi taşıyor boynunda.

Serkan Aydın - Afife, aslında tüm kadın oyuncular tarafından oynanmak istenir, tabii kısmet biraz da bu işler. Sen hayalini kurduğun Afife'yi buldun mu?

Selin Cankı Ceylan - Kesinlikle buldum. Öyle ki artık neredeyse Demet eşittir Afife oldu benim için. Neyse ki çok güzel bir dizisi var  ekranlarda, arada izleyip o illüzyondan kurtuluyorum.

"Delinin biriydi zaten belliydi dersiniz"

Serkan Aydın - Oyunun ekseninde dönen karakterler hakkında neler söylemek istersin?
Sana göre hangi karakterler ön planda?

Selin Cankı Ceylan – Refika geliyor en başta aklıma. Her şeyden önce mükemmel bir dostluk örneği var ikisinin arasında. Kınar Hanım’ın anaçlığı…. Mınakyan’ın tatlı-sert otoritesi, Civanyan’ın mizahla sakladığı kırılganlığıı...Beatris’in çocuksuluğu.. .Şadi ve Raşit’in kafadarlığı. Faysal’ın yalnızlığı...Sarah’ın vakurluğu. Ablasının gölgesinde kalan Onnik. Ve tabii primadonna Eliza! Dayanamadım hepsini saydım galiba!

Serkan Aydın - Bu dünyada kadın olmanın gereği, var olmak istiyorsan yanman gerek." Sen ne düşünüyorsun?

Selin Cankı Ceylan - Yazıya dökülmemiş acımasız bir kural gibi hangi savaşı kazanırsan kazan yine de bedelini benliğiyle ödeyen taraf

olmanın haksızlığına dikkat çekmek istedim.

"Bu dünyada kadın olmanın gereği
Var olmak istiyorsan yanman gerek.
Yanarken peşinden gelenlerin yolunu aydınlatman, Kendini feda etmen gerek.
“Fedai” olman gerek.
Sessiz olman gerek."

Serkan Aydın - Piye de Demet Evgar, Tilbe Saran , Necip Memili, Bora Akkaş ve bunun gibi iyi isimlerle çalışmak nasıl bir ayrıcalık ? Mesela Necip Memili muhteşemdi, şaşırdım açıkcası.

Selin Cankı Ceylan - Yazarken uzun bir süre sadece Demet’i hayal ederek yazdım, diğer isimleri tam bilmiyordum açıkçası. Ama ne zaman yeni bir isim zikredilse bu sevincime sadece sevinç kattı. Öncelikle “Demet Evgar enerjisi” diye bir şey var. Bu olağanüstü ve bulaşıcı bir enerji. Sevgili Necip Memili’yi Hanım’ın Çiftliği’nden beri beğeniyorum. Başarısına hiç şaşırmadım. Çok dinamik ve güler yüzlü biri. Bora’yla yıllar önce Harika Şeyler Listesi’nde aynı sahneyi paylaşmıştık tesadüfen. Doğaçlamayla sevgilisini /eşini canlandırmıştım ve bundan büyük keyif almıştım. Afife’nin kadrosunda yer alması güzel bir buluşma oldu. Tilbe Saran, sesiyle ve oyunculuğuyla hayatımızda hatırı sayılır bir yer tutan bir isim. Kendisinden etkilenmemek mümkün değil.

Serkan Aydın - Hedefinin yüzde kaçını gerçekleştirdin? Selin Cankı Ceylan - Afife için konuşursak hedefimin

yüzde yüz ellisini gerçekleştirdim!

Serkan Aydın - Yönetmen Serdar Biliş ile çalışmak nasıl bir deneyim?

Selin Cankı Ceylan - Serdar Biliş’le çalışmak; hayatımda gördüğüm en rahat ama bir o kadar da disiplinli, saat gibi işleyen profesyonel bir prova sürecine hazır ol demek. Güler yüzle, bağırmadan, empatiyi eksik etmeden nasıl otorite sağlanır sorusunun cevabı gibi bir yönetim.

Serkan Aydın - Ekip çalışması çok önemli. Oldukça kalabalık bir ekip ve prodüksiyon. Tüm ekibi tebrik ederim. Böyle güçlü bir prodüksiyon içinde olmak nasıl bir duygu?

Selin Cankı Ceylan - Prova süreci benim için başlı başına özel ders gibi bir deneyimdi. Herkesin işini bu kadar sahiplenmesi…Yönetmeninden oyuncusuna, teknik ekibinden asistanına herkesin karınca kolonisi gibi çalışması… İlham vericiydi kesinlikle.

Serkan Aydın - Yazarken teknolojinin sınırsız kullanılacağı karmaşık bir piyes mi yazdınız?
İlk hali ile son hali arasında çok değişim oldu mu? Bu anlamda yaratım sürecini dinlemek isterim.

Selin Cankı Ceylan - Tabii ki değişim oldu, mesela bazı sahneleri ister istemez elemek zorunda kaldık. İzleyici olarak git gide kısalan dikkat süremiz önemli bir belirleyici oldu. Bunun dışında bir oyunu iki boyutlu bir dünyadan sahneye taşırken ufak tefek değişiklikler muhakkak gerekiyor. Bu noktada da daima karşılıklı rızayla ilerledik.

Serdar Biliş’in yazarı dışlamayan tavrı ve uzun yıllara yayılan hatırı sayılır yönetmenlik deneyimi de beni doğal olarak rahat hissettirdi. Teknolojinin kullanılacağını biliyordum ama sınırının nereye kadar uzanacağını bilmiyordum.

Provaları izlediğimde yönetmenlik ile yazarlığın farkını daha

net anladım. Oyunu yazarken ben karakterleri duyuyordum. O ise görüyor ve gördüğünü kendi özgün dünyasından süzerek sahneye yansıtıyor.

Serkan Aydın - Beraber çalışırken yaşadığınız komik anılar oldu mu?

Selin Cankı Ceylan - Provaların ilk günlerinde eldeki metinlerde bazı yıldız işaretleri yanlışlıkla silinmişti. O yıldızları takip eden cümlelerde de Ermenice bir kelimenin anlamı, Kur’an’ı Kerim’de yer alan bir surenin adı ya da kaçıncı ayette yer aldığı, dönemsel bir yemeğin içeriği gibi ek bilgiler vardı. Yıldızlar silinince doğal olarak bu bilgiler metne dahilmiş gibi göründü. Okumalar başlayınca haliyle muhatabını bilgi bombardımanına tutan absürt karakterler,komik diyaloglar ortaya çıktı. İlk turlarda bununla bayağı eğlendik.

Çığlığım duyulmuyor ki daralan çemberimden. Olmadı zararım kimseye kendimi soktum.
Ki zaten hiç hesapta yoktum.

Serkan Aydın - Günümüzde teknolojinin tiyatro sahnesinde de sınırsız kullanılması konusunda neler söylemek istersin?

Selin Cankı Ceylan - Teknolojinin kullanımı sahnenin ve oyunun ihtiyacına göre şekillenen bir tercih. Önemli olan bir tür hevese kapılarak ya da muhafazakâr alışkanlıklara boyun eğerek değil ; o  teknolojinin rejiye, metne, oyuncuya ve izleyiciye yeni bir alan açıp açmayacağını objektif bir şekilde değerlendirdikten sonra bu kararı vermek.

Serkan Aydın - Tiyatroda kullanılan teknoloji piyesin büyüsünü bozar mı?

Selin Cankı Ceylan - Bozmadığını Afife ile görmüş olduk bence.  

Serkan Aydın - "Delinin biriydi, belliydi dersiniz." demiş Afife. Peki sence neydi afife?

Selin Cankı Ceylan - Kimine göre ateşi tanrılardan çalmak delilikti, kimine göreyse biyolojik kimliği kadın diye tanımlanmış bir insanın sahneye çıkması. Aileden dışlanmak, yoksulluk, bitmeyen belirsizlik, hayranlarıyla düşmanları arasında dokunan bunalımlı hayat. Mevkisinin imkanlarını kötüye kullanmaktan çekinmeyen takıntılı bir tacizci... Afife’nin yaşadığı döneme göre sergilediği tavır deli cesareti istiyor gerçekten

de. Ama insanlık olarak o delilerin attığı taşlar sayesinde kör kuyulara düşmüyor, ilerleyebiliyoruz belki de.

"Delinin biriydi zaten belliydi dersiniz,
Var olmaya çalıştığım için çok çok afedersiniz."

Serkan Aydın - Yazdıklarınız sahnede ne kadar değişti? Memnun musunuz?

Selin Cankı Ceylan - Yazdıklarım değişmesi gerektiği kadar  değişti. İçim rahat. Gönül isterdi ki bütün cümlelerim sahnede karşılık bulsun-tabii seyircilerimizin de Afife’ye en az dört saatlerini ayırmaları koşuluyla!

Serkan Aydın - Kendine içten içe sessizce ne fısıldamak isterdin?

Selin Cankı Ceylan - "Ne olursa olsun kendinden vazgeçmedin, aferin sana."

Serkan Aydın - “Ateş böceği değilim ben”. Finalde oldukça etkileyici bir cümle...

Selin Cankı Ceylan -  Ateş böceği zifiri karanlıkta parıltısıyla içimizi ısıtıp ümit verendir. Ama ömrü de çok kısadır. Afife’nin kaderi kıvılcımlarını saçıp sonsuza dek sönmek olamazdı. O nedenle de ateş böceği olmayı reddetti. Hem ateşböceklerine güvenerek yola çıkılmaz, varlıklarına denk gelinmişse şükran duyulur, hepsi bu.

Aşağılanmaya razı Görmezden gelmeye Görmezden gelinmeye alışık, Tacizlere bağışık.
Ama bu kez böyle olmayacak. Ateş böceği değilim ben.

Serkan Aydın - Son olarak söylemek istedikleriniz var mı? "Afife" için tarihe özel bir not yazmak ister misin?

Selin Cankı Ceylan - Daha önce de bazı söyleşilerimde bahsetmiştim Afife’yi yazmaya başladığımda tam onun öldüğü yaştaydım.
O sahnede ete kemiğe bürünüp izleyicisiyle buluştuğu süre zarfında aslında ben de varoluşsal anlamda gerçek benliğimi doğurmuş oldum.

Bu nedenle “Afife” benim için daima çok özel olacak. Ona teşekkür ederim.

"Bazen kendimi bir solucan gibi hissediyorum. Oltanın ucunda bir yem. Mütemadiyen didikleniyorum. Pare pare dişliyorlar etimi. Önceleri aldırmıyorum. Sineye çekiyorum yitirdiklerimi. “Aman ölmedim ya” diyorum, “canım sağolsun” diyorum. Gel zaman git zaman kayıp bakiyeden fazla tartıyor; eksilen ben oluyorum. Bilmiyorlar ki en nihai zerrem de eridiğinde ben de o kanca olup boğazlarına takılacağım."

Fantastik bir kumpanyada yer alan nostaljik öğelerle kurgu ve gerçeklik dengesini sağlayan  "AFİFE" piyesi yeni sezon boyunca Zorlu PSM Turkcell Sahnesi'nde tüm ihtişamı ile devam ediyor...

 

 

Anahtar Kelimeler: afife, Zorlu PSM, selin cankı ceylan



0 Yorum
Hmm! Bu içeriğe henüz yorum yapılmadı, sen yazmak ister misin?
Bekle! Yorum yazmak için üye olmalısın Üye isen burayı tıkla. Üye olmak için de burayı tıkla.
Diğer Yazıları





E-Bülten Üyeliği Görüş Bildir