Devlet Tiyatroları 1 ekimle beraber Türkiye genelinde perdelerini tiyatro severlere açtı. Bugüne dek süre gelen tabuların yıkıldığı bir tiyatro yılının yaşanılacağını gösteren oyunlarla seyirci karşısına geçen Devlet Tiyatroları, Ankara'nın ve İstanbul'un dışında kalan bölgelerle büyük yankılar uyandıracağa benziyor. Diyarbakır'da gösterilen Orhan Asena oyununda Kürtçe konuşmalar ve şarkılar yer alırken, Konya'da perde diyen ve sezonun en önemli gösterilerinden birisine aday Uysal İnsan Projesi ile demokrasi kavramını insanların belleğine yerleştirecek gibi gözüküyor. Murat Atak gibi Devlet Tiyatroları'nın cesur yönetmenleri sayesinde, bilinçli ve demokratik yaşantıyı özümsemiş insanların sayısı günden güne çoğalacak
Sezonun başladığı ilk hafta kabul edilen ekim ayının ilk haftasını genellikle İstanbul'daki tiyatroları izleyerek geçirdiğimiz için, bu sezon farklı bir durumla Konya Devlet Tiyatrosu'nun davetlisi olarak kendimizi Konya'da bulduk. Devlet Tiyatroları'nın aldığı karar gereği, bugüne oyunu sahnelenmemiş yazarların oyunlarının perde diyeceği bir konseptin doğrultusunda oluşturulan Uysal İnsan Projesi, Avrupa modern tiyatrosunun önemli akımı İn Your Face teknikleriyle izleyiciye aktarılıyor.
Oyunda her hangi bir yerde ve her hangi bir zamanda yaşanılan faşist darbe sonucu halk iradesi yok olmuştur. Uysal İnsan Projesi adı altında insan zihnini kontrol etmeye yönelik bir proje üzerinde çalışan profesör ile ateist olduğu gerekçesiyle yine başka bir profesör insan kıyımlarının yapıldığı bir işkencehaneye atılırlar. Başlarında bulunan sağır ve dilsiz gardiyanın zulmlerine direnerek hayatlarına devam etmeye çalışan bu iki profesöre daha sonra bir faşihe ve Uysal İnsan Projesi ni ele geçirmek isteyen bir bilim adamı dahil olur.
İnsanların acımasızca kesildiği ve dövüldüğü işkence zindanında, insanlar hayatta kalabilmek için yerdeki böcekleri bile yemek zorunda bırakılmışlardır. Gardiyanın ve darbeci başkanın işkencelerine boyun eğmeyen iki profesör ve fahişe, boyunlarına takılan kırmızı madalyonu teslim edip, darbecilerin tüm isteklerine boyun eğmeleri karşılığında serbest bırakılacaklardır. Madalyonu teslim etmeyerek içeride direnen üç insan, dışarıda faşizme karşı direnen insanlara umut olacaklardır.
Oyunun yazarı Hasan Öztürk, ele aldığı yapıtında didaktik ögelere fazla önem gösterse de, Devlet Tiyatroları'nın dahiyane yönetmeni Murat Atak bunları kararında göstermeye özen göstermiş. Yazarın ele aldığı konu azımsanmayacak derecede önemli ve günümüz politik yelpazesine ışık tutuyor. Tüm bu durumları çok güzel analiz eden Murat Atak, oyunun içine yerleştirdiği gerçekçi işkence sahneleri ile insanları oturdukları koltuklara çiviliyor. İngilizlerin önemli teatral tekniği İn Your Face Tiyatro temelinde bir anlayışla oyunu sahneye aktaran yönetmen, oyuncuları da sahnede büyük ölçüde rahatlatmayı başarmış. İşkenceyi sahnede yaşayarak oynayan oyuncular, aldıkları darbelerle beraber müthiş bir performans sergiliyorlar.
1.Profesörü Alpay Aksum; 2. Profesörü (Araflı) Gökçe Yurtsal; İşkenceciyi Volkan Çetinkaya; Fahişeyi Şebnem Büyükkalkan; Asistanı Ozan Çobanoğlu oynuyor. Ekip içinde kişi olarak hiç kimse ön planda değil. Ekibin uyumu, oluşturdukları müthiş enerji ile sahnede ışıl ışıl parlamalarını sağlamış. Fakat, oyunda direnç noktası oluşturan ve formülü vermeyerek ölümü göze alan 1. profesör Alpay Aksum ekibin lideri konumunda. Volkan Çetinkaya daha önce izlediğim ve yazdığım Buzlar Çözülmeden oyunundaki gibi olağanüstü başarılı. Elindeki jopla acımasız karakterini yüceltiyor. Şebnem Büyükkalkan'ın canlandırdığı fahişe karakteri de oyunda önemli bir yerde duruyor. 2.profesör ölmesin diye, gardiyanla yatması ve hamilelik dönemi insanları duygu seline sürüklüyor. Gökçe Yurtsal, ateist karakterinin delirme sürecine dek aldığı yolda sonuna kadar başarılı. Uysal İnsan Projesi ni çalmak için zindana gelen muhbir bilim adamı rolünde izlediğimiz Ozan Çobanoğlu'da ekibin başarısına büyük katkılar sunuyor.
Behlüldane Tor'un işkencehaneyi resmeden dekor tasarımı da oyunun önünü açan bir diğer önemli ayrıntı. Özellikle de pervane şeklindeki kıyım makinelerinin gölgesi, gerilimi doruk noktasında tutuyor. Funda Çebi'nin oluşturduğu giysiler her anlamda eksiksiz. Ersen Tunççekiç'in kırmızı ışıkları sahneye boydan boya değiştirerek, olumsuz şartların resmini çizmiş.
Uysal İnsan Projesi düşünmeyen, eleştirmeyen ve her yanlışa zulme boyun eğen insan prototipinin oluşmaması adına konulmuş cesur bir oyun. Murat Atak oyunu sahneye aktarırken Türkiye'de yeni yeni kendisine yer edinmiş İn Your Face tiyatro tekniklerini kullanıyor. Ve bunu da herkese ders verecek şekilde mükemmel gerçekleştiriyor. İnsanların yüzüne karşı vurarak, izleyenleri rahatsız ederek ortaya konulan bu cesur oyun için Konya Devlet Tiyatrosu Müdürü Tomris Çetinel'i de kutlamak gerekli. Oyun, Demokratik Türkiye özlemi doğrultusunda Elazığ, Malatya turnelerine çıkıyor. Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin bu şahane gösteriyi en kısa zamanda İstanbul sahnelerine taşımalı. İstanbul izleyicisini de demokratik toplum özlemine ortak etmeli.
Anahtar Kelimeler: Konya Devlet Tiyatrosu, Uysal Yurttaş Projesi
0 Yorum