" Tiyatroyu sevmek lazım.Ben tiyatronun tozunu seviyorum, kokusunu seviyorum, sahneye çıkıp şöyle bir baktığım zaman bütün dünyayı kucaklıyormuşum gibi geliyor. "
Dikmen Gürün, Yıldız Kenter'in hayat hikayesini kaleme almış." Tiyatro Benim Hayatım " ( Yapı Kredi Yay.,2015 ), şimdiye dek okuduğum en etkileyici biyografi kitaplarından biriydi, diyebilirim.
Şimdi düşünüyorum da, Yıldız Kenter gerçeğiyle karşılaşmak müthiş bir sürüvendi benim için.
Yıllar önce "Hanım" filmini izlemiştim.Şimdikinden otuz küsur yıl daha gençtim.O üstün oyunculuk tekniği, Olcay yorumunda ki gerçeklik duygusu çarpmıştı beni ...günlerce etkisinden kurtulamamıştım.
" Sen gittikten sonra her şey öyle değişti ki.Seninle yaşadığımız dünyadan pek az şey kaldı.Bu evden dışarı her çıkışta bu yeni dünyanın gitgide bir yabancısı olduğumu hissediyorum.Seni özlüyorum."(1)
Yağmur yağıyordu, hatırlıyorum.Ordu'ya dönmek zorundaydım.Otobüsün hareketine daha çok vardı.Birden, nasıl oldu bilmem, kendimi Kenter Tiyatrosu gişesinin önünde buluverdim.Neredeyse cüzdanımda kalan son parayı uzattım, biletimi aldım.Sırt çantamı vestiyere bırakıp, çekingen adımlarla salona geçtim.O kadar ıslanmıştım ki...yağmur adeta iliklerime işlemişti.
Ve " Kraliçe Lear ".Yıldız Kenter'e Sedef Şahin, Feride Berin Varol eşlik ediyorlardı... büyülenmiştim.Evet, sözcüğün tam manasıyla büyülenmiştim.Kafamda oyuncu tanımı yeniden şekillenmişti.
Jane'in bir Shakespeare piyes kahramanı üzerinden kendiyle yüzleşmesini, açık kalmış hesapları kapatmasını anlatıyordu oyun.
Yıldız Kenter sadece Jane miydi o an, yoksa tiyatro sahnesinde bir ilahe mi, dedim ya, büyülenmiştim.
Perde kapandığında bir süre koltuktan kalkamadım.O sıradışı illüzyonun içindeydim çünkü.Yıldız Kenter Etkisi mi, desek ? Titriyordum.
Bir süre cadde boyunca yürüdüm ve Ordu'ya gidene kadar sadece piyesi ve Yıldız Kenter'i düşündüm.
İşte " Tiyatro Benim Hayatım " ı okurken, " Kraliçe Lear " ı yaşadım yeniden.Sahnede ilk ve son kez izlediğim Yıldız Kenter'i...
Dikmen Gürün Shakespeare'den bir alıntıyla başlamış kitaba :
" Çünkü çağın kısa ve özlü tarihçesidir onlar."
Kitapta Yıldız Kenter'in hayat ve sanat hikayesi belgelerle, etkileyici biçimde anlatılıyor.Ankara Konservatuvarı, Ankara Devlet Tiyatrosu yılları, ilk yönetmenlik deneyimi, Kenter'leri İstanbul'a taşıyan kriz, İstanbul'a tutunma süreci, Karaca Tiyatrosu, Site Oyuncuları, Kent Oyuncuları ve Kenter Tiyatrosu...
Elbette Müşfik Kenter, Şükran Güngör, Kamran Yüce, Haldun Dormen, Melih Cevdet Anday, Sema Özcan, Meral Taygun ve daha kimler ve kimler var sayfalar arasında.
Dahası mücadele, başarı, çalışmak, emek var. Her replikte kendini yeniden yaratan, " Tiyatro benim hayatım " diyen, zaman ötesi bir oyuncunun, gerçek bir hocanın uçsuz bucaksız enerjisi var.
" Genco Erkal ne güzel söylemişti :
'Oyuncu var. İyi oyuncu var. Ve Yıldız Kenter var.” (2)
" Tiyatro Benim Hayatım / Yıldız Kenter'in Hayat Hikayesi " okunması, önerilmesi, her kütüphanede bulunması gereken, son derece değerli, önemli bir çalışma.
Kaynakça :
(1) " Hanım " filmi.Senaryo / Reji: Halit Refiğ
(2) Çekirge P.: “Oyuncu var. İyi Oyuncu Var. Ve Yıldız Kenter Var.” 17.11.2020 Tiyatro Dergisi
Serkan Aydın
Oyuncu
Anahtar Kelimeler: yıldız kenter, dikmen gürün
0 Yorum