Bir kadın uzaktan elindeki Türk bayrağını sallayarak göz yaşlarını silmeye çabalıyordu.
Yaşlı bir amca aylardır yalnız başına yaşadığı evinde en baş köşede duran Mustafa Kemal Atatürk’ün üniformalı resmini eline almış ve balkona koşmuştu.
Bir başka teyze ellerini kocaman açmış ve parmaklarıyla kalp işareti yaparak Cumhuriyet’e olan sevgisini göstermeye çabalıyordu.
19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kutlamaları karantina yasakları dolayısı ile her sene olduğu gibi yoğun katılım ve coşkuyla yapılamadı.
19 Mayıs sokağa çıkma yasağının olduğu dört günlük evde kalma sürecinin son gününe denk geliyordu.
Günler öncesinden Ayvalık Belediyesi kültür birimi ile yazışmalar başlamış ve daha sonra Kaymakamlıktan gerekli izinler son gün de olsa alınabilmişti.
Fakat on kişilik bando ve performans sanatçısı ekibi için alınan toplu izinle sokağa çıkmanın yasak olduğu bir günde İzmir’den şehir değiştirerek Ayvalık beldesine gitmek büyük bir risk taşıyordu.
Yolda kontroller sırasında izin konusunda sorun çıkması halinde ciddi para cezaları yiyebilme ihtimali ortada hepimize göz kırpıyordu.
Pratikte var olan izin belgesi Ayvalık ilçe sınırları içerisinde bulunan bir etkinliğe dair izni sağlıyordu o yüzden gayet gergin bir durumla karşı karşıyaydık.
Yola performans sanatçıları olarak bir araç ve bando sanatçıları bir araç olarak toplamda iki araç çıktık.
Şansımızı deneyecek ve herhangi bir aksilik durumunda etkinliği iptal edip geri dönecektik.
Biz önden gidip yolu ve denetim noktalarını bizden yirmi dakika sonra yola çıkacak diğer ekibe bildirecektik.
Dört kişilik ekibin ceza alması altı kişilik diğer ekibe göre daha makul bir durumdu.
Yola çıkmadan hepimiz maskelerimiz yenilemiştik ve herhangi bir duruma karşı yol boyunca takarak ilerledik.
Amacımız kocaman bir belde halkını sanat yolu ile mutlu etmekti ve bunu yapabilmek için her türlü fedakarlığa hazırdık.
Sabah yedi de toplanıp tüm arkadaşları evlerinden teker teker alıp yola çıktık.
İzin belgesini kapağında at üstünde Atatürk’ün fotoğrafının bulunduğu güzel bir dosya içine tek tek sayfaları jelatinli içinde olacak bir şekilde yerleştirmiştim.
Sokaklar boş ve insanlar evlerindeyken yola çıktık.
Ne İzmir şehir merkezinde ne de Balıkesir il sınırına kadar her hangi bir çevirme ile karşılaşmadık.
Balıkesir il sınırında bekleyen görevliler gayet kibar bir şekilde belgeye öylemesine bakarak geçmemize izin verdiler.
Tüm gerilim bir anda kocaman bir mutluluğa dönüştü.
Hemen bulunduğumuz konumu ve sorunsuz geçtiğimizi arkadan gelen Bando ekibindeki dostlarımıza ilettik.
Onlarda sorunsuz bir şekilde Ayvalık belediyesinin bizim için hazırladığı aracın yanına ulaşınca hazırlıklarımıza saat 11 gibi başladık.
O gün kırk derecelik hava sıcaklığı bizleri oldukça zorladı.
Makyajları yaparken daha da dikkat edip akmayı engelleyici ürünleri daha sıkı bir şekilde uyguladık.
Ekibimiz;
Altı kişilik Bando Sanatçısı
Bir Pantomim Sanatçısı
Bir Kanguru Bacak Performans Sanatçısı
Bir Deniz Kızı Performans Sanatçısı
Ve Bir Canlı Heykel Performans Sanatçısından oluşuyordu.
Özellikle kalın kostümü ve ağır makyajı ile Tavşan kostümlü sanatçımız sıcak yüzünden zor anlar yaşadı.
Yaklaşık bir saatlik hazırlık sürecinden sonra bir traktörün çektiği üstü kapalı nostaljik bir araçla yola çıktık.
Perküsyon ekibinin alanlarında uzman kişilerden oluşması ve çaldıkları güzel marş ve parçalarla sokaklarda bulunan halk havaya girdi.
Arabayı kısa aralıklarla durdurup inerek üç gündür evlerinden bunalan izleyicilere güzel gösteriler sunduk.
İnsanların şaşkınlıkları ve hemen ardından bayrakları ellerine alıp şarkılara eşlik etmesi görülmeye değer manzaralar ortaya çıkarıyordu.
Bütün balkonlar bir anda çoluk çocuk doluyor ve gülümsemeler, alkışlar uzaktan da olsa kalplerin kalplere sanat yoluyla dokunabileceğini gösteriyordu.
Özellikle Roman vatandaşların oturduğu mahalleye geldiğimiz esnadaki eğlence ve mutluluk görülmeye değerdi.
Hep birlikte söylenen İzmir marşı ve karşılıklı olarak sosyal mesafeye dikkat edilerek atılan göbecikler asla unutulamaz.
34 Mahalle yüzlerce caddeden oluşan Ayvalık belediyesi kapsamındaki elimizden gelen tüm sokaklara girip halkın yüzünde kocaman bir gülümseme yaratmaya çabaladık.
Yanımızda bulunan yerel medya üyeleri ve Ajans muhabirleri yaptıkları paylaşım ve canlı yayınlarla bizleri göremeyen binlerce kişiye ulaştı.
Akşam altı olana dek sevinçle ve gururla sokakları gezip keyifli dakikalar yaşadık.
Etkinlik sonunda vurmalı alet kullanan arkadaşların elleri yara bere içinde kalmış olmasına rağmen hiçbiri bir of bile demediler.
Projenin yaratıcısı Ayvalık Belediyesi Kültür Müdürü Erkan CİLAK medya mensuplarına oldukça güzel bir açıklama yaparak ülke genelinden yapılan en anlamlı etkinliği nedenselliği ile birlikte açıkladı.
Etkinlik bitince deniz kenarında sanatçı dostlarımızla birlikte işimizi iyi bir şekilde yapmış olmanın verdiği huzurla birbirimize sarılıp fotoğraflar çekildik.
Dönüş yoluna geçtiğimiz esnada telefonum birçok dostum tarafından arandı ve tüm kanalların ana haber bültenlerinde bizleri gördüklerini ifade ettiler.
Sokak sanatının gücü diye gülümseyerek gelen video ve fotoğrafları ekip arkadaşlarıma gösterdim.
Ayvalık Belediye Başkanı Mesut ERGİN telefonla arayarak gün içinde yapılan etkinlik için teşekkürlerini iletti.
Sanatın ve sanatçının görevi en zor zamanlarda halkına umut olmak ve yanında durup mücadelelerine destek olmaktır.
Sokak Sanatları Atölyesini kurduğumuz ilk günden bu yana hep halkın gücüne inandık ve borcumuz olan üretim ve yaratım gücünü onların ihtiyaçları doğrultusunda kullandık.
Küçük bir belde için atılan adım tüm Türkiye’ye umut ve mücadele gücü verdi.
Bir gün Corona günlerinden Sokak Sanatçıları ne yaptı diye sorulursa biliyoruz ki cevabımız
‘Hayal ettik ve kaldırımlara serdik’ olacaktır.
Sonrasında sokağın ve hayallerin sahibi olabilmek için umutla ve inatla….
Anahtar Kelimeler: corana, ayvalık, sokak tiyatrosu
0 Yorum