
" Çünkü toprak sadece taş değildir, toprak hatıradır."
"...biz gittik ama şarkımız kaldı."
" Zaman bazen iki yüzlüdür.Bir yüzü sana çocukluğunu hatırlatır, diğer yüzü bugünü dayatır."
" Gözlerinden akan suyun tadını bilirim ben kızım.Tuzlu mu, tatlı mı, aşk mı, keder mi ? "
" İnsan kendi gölgesini yaratmadan nefes alamazmış."
Kosta Kortidis son yazdığı piyesi yine ilk olarak, bana yolladı.Nasıl heyecanlardım, anlatamam; bir yazarın eserini henüz yayımlanmadan, sahneye taşınmadan önce okumak...
Barba Kosta, Muhittin, Niça, Mihali, İmam, Papaz, Yaşlı Kadın ve diğerleriyle tanıştım bir anda.Mutlu oldum.O müziği, Rembetiko'yu hissettim içimde.
Kosta Kortidis," Müzikli ve zorunlu bir göç hikayesi " yazmış bu defa.Hayali, gerçeği, tarihte yaşananları hüzünle, elemle, hasretle buluşturmuş. Güneşin ve gölgenin altında söylenmemiş söz bırakmamış.
Kosta Kortidis, diğer eserlerinde olduğu gibi " Acıların Müziği Ya Da Rembetiko " da da dünyalaşıyor.
Aldığım bir habere göre, Kosta Kortidis bu oyunu Türk ve Yunan'lı oyuncularla sahneye taşıyacakmış.
" Kadıköy Belediyesi, Kuzey Yunanistan Devlet Tiyatroları ve Teatrorudius ortak yapımı olarak bir dünya projesi olarak bu oyunu izleyici ile buluşturmak üzere görüşmelerimiz devam ediyor."
" Acıların Müziği Ya Da Rembetiko' yu yazarken, aslında bir tek hikâyeyi değil, birçok hikâyeyi birden kucaklamak istedim.Her satırda, bir
insanın, bir kasabanın, bir topluluğun kaybolmuş sesini geri çağırmak istedim.
Çünkü biliyorum ki, kaybolan sadece bedenler değil, şarkılar da kaybolur; şarkılar kaybolunca hafıza
da yavaş yavaş silinir. 'Acıların Müziği' veya 'Rembetiko'
dediğimiz şey bu silinişi durdurmanın çabasıdır.

Barba Kosta, Madam Niça, Sessiz Mihali, Anna, Akilla, Muhtar Muhittin ve diğerleri.Biliyor musun,
her biri gerçekte var olmuş, bir zamanlar nefes
almış insanların hayalden örülmüş yüzleri.Ben bu yüzleri sahneye taşırken, seyircinin onları birer
'karakter' olarak değil, birer 'hatıra' olarak görmesini istedim. Çünkü bu
oyun bir hatıradır."
" Oyunun yazılışında iki temel duyguyu hep korumaya çalıştım: birliktelik ve kayboluş.
Birliktelik, düğün sahnelerinde, çocukluk anılarında, şarkılarda; kayboluş ise mezarlık
sahnesinde, Muhtar Muhittin’in tiradında, Sessiz Mihali’nin bakışlarında. Bu iki duygu
birbirini sürekli besliyor, birbiriyle çoğalıyor.
Seyircinin, oyuncunun, yönetmenin bu karşıtlığı hissetmesi çok
önemli. Oyun boyunca hiçbir sahne 'tam' değildir, her sahne bir boşluğu, bir eksikliği barındırır.Bu eksiklik
seyirciye 'tamlık' hissi vermek için değil, o eksikliğin gerçeğini
göstermek içindir.Çünkü kayıp ancak eksiklik hissiyle var olabilir.
Bir başka önemli unsur: Zamanın kırılması. Bu oyunda sahneler lineer bir zamanla akmaz; hatıralar, rüyalar
rüyalar, mezarlıkla düğün arasındaki o ince çizgi, geçmişle şimdi arasındaki akışkanlık, hepsi birbirine geçer.Bir sahneyi
oynarken oyuncular sadece 'şimdi'de değiller; aynı anda geçmişi ve geleceği de taşıyorlar.
Bir karakter düğünde dans ederken aslında mezarlıkta yürüyordur; bir karakter mezarlıkta
dua ederken aslında çocukluğunu
görüyordur. Yönetmen ve oyuncular bunu hissettiğinde, seyirci de aynı hissi alacaktır."
Kosta Kortidis kendini asla tekrarlamayan, her döneme, her çağa dair söylenecek sözleri olan, dahası sözünü sağlam söyleyen, tiyatro edebiyatına katkıda bulunan bir oyun yazarıdır.Şimdi saydım da, " Acıların Müziği Ya Da Rembetiko " otuz üçüncü eseri.(Önce Türkçe sonra Yunanca ve İngilizce olarak, üç ayrı lisanda yazıyor bu piyesleri...)
Kocaman bir gülümseyişle :
" Bundan sonra kaç oyunun var dendiğinde bilmiyorum diyeceğim..." diyor.
Gün geliyor gerçeğin de, hayalin de son derece sert, tekinsiz yanlarını fısıldıyor kulağımıza.Yalın bir dille, düşlemini, bilgi birikimini yaratıcı, yeni ufuklar açarak biçimde repliklere, tirad ve şarkı sözlerine aktarıyor.
Hep dediğim gibi, Kosta Kortidis yazardır, aktör, yönetmen, tarihçi, filozof, öğretmendir ve daha pek çok kimliğe sahiptir.Her şeyden evvel tiyatro, edebiyat, müzik, insan ve hayatla sağlam bağlar kurmuştur.
Kosta Kortidis imzalı oyunları okumak / izlemek, tıpkı Dario Moreno'da olduğu gibi sahnede estirdiği duyarlık rüzgarlarına, role kattığı pathos'a tanıklık etmek güzeldir.
Anahtar Kelimeler: kosta kortidis
0 Yorum