‘İn Yer Face’den Sonra Beni Heyecanlandıran Değişim!
Türkiye’nin tiyatro geçmişinin son on senesinde neredeyse izlemediğim grup ve oyuncu kalmadı. Profesyonellikle ilk defa tanışan yüzlerce oyuncunun sahne heyecanına ortak olup, amatör grupların profesyonel tiyatrolardan bir üst basamak üstte duruşuna şahit oldum. ‘İn Yer Face’ denemelerin biraz biraz başladığı yıllarda, ülke tiyatrosunun yeni akımlarla kaynaşması adına yazılarımla onlarca genç topluluğa destek çıktım. Bazılarını övmenin yanında sanatsal dinamikleri daha sistemli bir pozisyona dönüştürmeleri adına grupların tamamına ağır yergilerde bulundum. Bunu yaparken sadece ama sadece teatral tekniklerden kendime destek buldum. Türkiye’de son on senedir dikkatimi çeken sıraladığım ayrıntıların yanında şunu fark ettim; tiyatro grupları birbirlerini izlemiyor, oyuncular çağdaş tiyatro dünyasından bi’haber yollarına devam ediyor (!) Örneğin geçtiğimiz cuma ve cumartesi İkinci Kat’ta Danimarka’dan Hartvig Hansen adında bir oyuncu, "Gölgeler Arasında" diye bir oyun sahneledi, insanı yeniden tiyatro ile tanıştıran bir gösteriye tanıklık ettim. Fakat oyunu izlerken dikkatimi çeken en büyük ayrıntı, tiyatroya sadık seyircilerin, birkaç oyuncunun dışında, teatral dünyamızdan hiç kimse böylesi bir yeteneği, dahiyi izlemiyor. Belkide son dönem tiyatro dünyamızı değiştirecek bir performansı kaçıranlar çok büyük bir kayıp yaşıyorlar, ama farkında değiller. Farkında olsalar da, kendilerini kaf dağında gören oyuncular yüzünden, Türkiye Tiyatrosu bir adım öteye gidemiyor.
Türkiye Tiyatrosu Bu Yabancıyla Bir Zahmet Tanışsın
Geçtiğimiz sezonun sonunda Walter Benjamin’in sanat estetiğinden yola çıkıp, sahnede ‘nesne-oyuncu’ ilişkisini iredeleyen bir araştırma dosyası kaleme almıştım. Yazdığım dosyayı inceleyip kendisine pay çıkaran Türkiye Tiyatrosu’nun en iyi yönetmenlerinden Serkan Üstüner, Tiyatro Yanetki’nin ‘Yalnız Batı’ oyununda, nesneyle oyunucuyu öylesine bir devrimci ruhla bütünleştirdi ki, oyun bu sayede geçtiğimiz sezona damgasını vuran üç oyundan birisi oldu. Nesneyle sözcükleri ifade etmek, nesnenin gücünden yola çıkıp bir öyküyü sahnede betimlemek sanırım ‘İn Yer Face’ sahne oyunculuğundan sonra iki binli yılların yeni oyuncu tekniği.
Danimarkalı Hartvig Hansen “Gölgeler Arasında” oyununda kendi dünyasına kapanıp, rutinleşmiş hayatına farklılık katamayan son dönem dünya insanının fotoğrafını çekiyor. Konuda karakterimiz çöplüğünde (evinde) güne başlayıp, sırayı bozmadan, bir gün önce ne yapmışsa yavaş yavaş yeniden tekrarlıyor. Her geçen güne bir çentik atan karakter, aslında attığı her çentikte kendisine yabancılaştığı bir yirmi dört saat belirliyor. Günler öylesine çok ki, kimi zaman karakterin değişim isteyen ruh hali büyük korkuyla gerisin geri çöplüğüne geri kaçıyor.
Hartvig Hansen sahnede mumluk, kibrit, bardak, çatal, kaşık, tabak, birkaç parça elbise, taş dışında hiçbir şey kullanmıyor. Rutini anlatırken sade bir müzikle güne başlıyor. Nesneleri öylesine güçlü biçimde oyunun içine yerleştiriyor ki, insan bir anda sahnede kendi hayatıyla yüzleşiyor. Oyunun nesnelerle sağladığı enerji insanı konunun içine çekiyor. Sözcüklerle bir olayı betimlemek yerine, sadece ama sadece nesneyle bütünleşmiş bir devrimciyi izlemek herkeste derin şaşkınlık oluşturuyor. ‘İn Yer Face’ İle günden güne kabalaşan, sertleşen oyuncu modeli yerine, olayı naif bir üslupta yaşayan yeni dönem dünya tiyatrosunu izlemek büyük şans!
Hansen’i Türkiye’de tiyatroyla ilgilenen herkesin görmesi gerekli. Özellikle son dönemde benim araştırma dosyalarıma konu olan bir teatral anlayışı sahnede izlemek ben de dahil olmak üzere izleyecileri fazlasıyla heyecanlandırdı. Hartvig Hansen doğal oyunculuk yeteneğiyle sahnede Peter Sellers’ın bir yansıması gibiydi.
Yaşam Kaya / [email protected]
Anahtar Kelimeler: Tiyatro Yanetki, Gölgeler Arasında
0 Yorum