MAKALELER

Laz Marks - Can Şenliği Oyuncuları,

2007.10.25 00:00
| | |
10303

Dünyayı, dolayısıyla da ülkemizi derinden sarsan ekonomik krizin hararetli bir biçimde tartışıldığı günlerde ortada sıkça dolaşan bir soru vardı...



 
     KARL MARX KARADENİZ'DE YENİDEN DOĞUYOR "LAZ MARKS"…
 
     
CAN ŞENLİĞİ OYUNCULARI
 
    Dünyayı, dolayısıyla da ülkemizi derinden sarsan ekonomik krizin hararetli bir biçimde tartışıldığı günlerde ortada sıkça dolaşan bir soru vardı: “Acaba Marx haklı mıydı?” Liberalinden kapitalistine, ekonomistinden mekonomistine, patronundan matronuna büyükçe bir çoğunluk bu soruyu yüksek sesle olmasa da derinden sordu kendisine. Sonunda kendileri inanmasa da, çıkarları gereği şu cevabı aldılar: “Bu kapitalizmin krizi değildir. Sosyalizm kapitalizme alternatif değildir ve olamaz. Bu kriz kapitalizmin çökmekte olduğu ve çökeceği anlamına gelmez…” Ama, hep görmezden geldikleri ya da sahiden bilmedikleri bir şey vardı: Diyalektik*.
 
    Krizin patlak verdiği günlerde bazıları krizi, “Kriz falan yok! Rahat olun! Bitti gitti!” cümleleriyle tariflerken, bir anda ağız değiştirerek: “Hazırlıklı olalım! Hamdolsun teğet geçiyor…” gibi laflarla açıklamaya, kıvırmaya başladı. Onlar krizi ört pas etmeye çalışadururken, kriz etkisini rekor derecede küçülmeye başlayan bir ülke ve onun tam aç, tam sefil halkıyla, iyiden iyiye gösterdi, göstermeye de devam ediyor.
 
    Teğet meğet, açlık maçlık, kapitalizm kaptırmaizim derken ortalarda bir adam dolaşmaya başladı. Açık anlı, uzun saçları ve sakallarıyla hepimizin bir yerden, bir şekilde tanıdığı bir adamdı bu. Evet, Karl Marx!.. Yok yahu! Karl Marx Alman’dı. Benim dediğim Laz Marks. Namı diğer Laz Marks Emice. Bizim Karadenizli Laz Marks Emice canıııım...
 
     OYUN ÜZERİNE
 
    Yılmaz Okumuş’un pek çok mizah dergisinde köşe yazısı olarak yayımlanan “Laz Marks” yazılarının toplanıp “Laz Kapital” olarak basıldığı kitaptan sahneye uyarlanan Laz Marks, “Can Şenliği Oyuncuları” ile sosyalizmi, mizahi, yerel bir dille, Trabzonspor üzerinden anlatıyor.


Laz Marks tek kişilik bir oyun. Metni itibariyle bir tiyatro metni değil. Normal bir tiyatro metninin içinde barındırması gereken olay örgüsü, giriş, gelişme, sonuç öğelerinden yoksun. Oyunun metni, farklı zaman dilimlerinde yazılan yazıların toplanıp, bir bütünlük içinde sunulmaya çalışılmasıyla oluşturulmuş. Bunun bir sonucu olarak da oyunda metinsel kopukluklar, bütünsel aksaklıklar ön plana çıkıyor.
 
    Oyun tam anlamıyla sosyalizmi anlatmak, öğretmek, ders vermek planları üzerine kurulmuş. Güncel politik sorunların dışında kalmayan oyun, “diyalektik, meta*” gibi konuları basitleştirerek anlatmaya çalışmasının yanında, çok sert dili ile de dikkat çekiyor. Oyun boyunca seyirci, oyuncuyu öğretmen, kendisini de öğrenci konumunda hissediyor. Bunun sonucu olarak da oyun bir sunu, sunum şeklinde akışını alıyor. Oyunun bazı bölümleri soru-cevap şeklinde ilerliyor. Temelde tam anlamıyla bağlı kalınması gereken bir metin olmadığı için de oyunda doğaçlama yapma olanağı önemli bir yere oturmuş oluyor.
 
     DEKOR, MÜZİK VE HALDUN AÇIKSÖZLÜ
 
    Karadeniz’in ve Karadenizli’nin yaşamındaki hareketliliğin, renkliliğin tasvir edildiği resim başarılıca. Sahnenin arkasına boydan boya gelecek şekilde asılan ve “Yali Kıraathanesi”nin bir bölümünden görünen takaların, martıların, kabaran denizin ve bulutların renkli kompozisyonu oyunun bütünüyle örtüşüyor. Sahnedeki diğer eşya ve aksesuarlar, masa, sandalye, Trabzonspor forması, baret, Che portresi, semaver, tespih, puro vs. ise oyun içindeki farklı sahnelerin canlandırılmasında aktif olarak kullanılıyor. Oyunun bazı bölümlerinde kullanılan müzikler yine Karadeniz’in yerel özelliklerini yansıtan türden.
 
    Deneyimli oyuncu Haldun Açıksözlü’nün, fiziksel olarak Karl Marx’a benziyor olması avantaj. Bu avantajı başarılı, yalın, samimi, inanmış ve yaratıcı oyunculuğuyla da harmanlıyor olması hanesine artı puan olarak yazılıyor.


Bireysel hak ve özgürlüklerin daraltılmaya çalışıldığı bu günlerde Can Şenliği Oyuncuları cesaretlice bir oyuna imzalarını atıyor. Karl Marx’ı… Af edersiniz Laz Marks’ı… Özür dilerim; Laz Marks Emice’yi izlemelisiniz. Merak etmeyin; siz onun ayağına gitmeseniz de o sizin ayağınızın dibine kadar geliyor.
 
     İyi seyirler.
 
Dipnot : Diyalektik ve Meta kavramlarını, sözlük anlamlarıyla açıklamak yerine, oyunun bazı bölümlerinden aldığım öyküleyici anlatımlarını kullanarak açıklamayı, hem oyunun mizah kalitesini daha somut olarak gösterebilmek hem de anlaşılması zor kavramların daha eğlenceli bir şekilde öğrenilebilmesi için daha uygun buldum.
 
* Diyalektik : Efendum geçen gun Yali Kiraathanesi'nde bizum uşaklarla laflayiduk. Bunlara doğanun, durgun ve hareketsuz, durağan ve değişmezluk içinde olmaduğini, hep bi şeyun doğduğini ve geliştuğini, bazi şeylerun da parçalanup öldüğuni, sürekli bir hareket ve değişme, sürekli bir yenilenme ve gelişme halinde olduğuni anlatiyirum.
Bizum Annaymisun Nihat, Netceğuk Hasan ve Bulaşuk Ahmet ha boyle ilgisuz bir ifadeyle yuzume bakayi.
 
     Ula dedum, bunlarun dikkatini çekecek daha çarpici bir ornek vereyim.
 
     Diyalektuk yönteme göre, o anda kalici gibi görünen şey, daha o andan başliyarak ölmeye yüz tutar. Tipki Fener gibi... Yali Kiraathanesi ha boyle bir uğuldadi. "Nee Fener mi?" dediler. He da Fener gibi. Fener da ha bu doğanun bir ürüni değil midur? "Oyle midur?" Ula koloti kafalilar, Fener uzayda mi kuruldi. Ha bu ülçenun takumi değil midur? "Heee oyle olmasina oyledur." Tüm doğa, en küçuğinden en beyuğine, bir kum tanesinden güneşe, canli en ilkel hücreden insana, Pendiksipor'dan Fener'e sürekli bir varoliş ve yok oliş, sonsuz bir hareçet ve değişme içindedur. Doğadaki her şeyde olduği gibi Fener da ortadan kalkmak ve yokolmak zorindadur. Genç olan yaşlanur; bugün yaşayan yarun ölür.
 
     Diyalektuk, şeylerun sonsuz olmaduklarini, bir son ile, bir ölümle tamamlanan bir başlangiçları, bir olgunluklari, bir yaşliluklari ve ölümi olduğuni öğretur. Nur içinde yatsunlar. Fener'un 1907'de kurulduğini, bu yil 100. yilini kutlayacağini göz öninde bulundurursak, yakinda gidici olduğuni söyleyebiluruz. Diyalektiğun yasalari Fener içun da işleyecek ve Fener evrim geçirup kendi karşıtina dönişecektur.
 
    Netceğuk Hasan ha boyle bir irkildi. "Laz Marks emice, gelecek sene işumuz daha da zor desene" dedi. Niçun ula, gene ne sivriluk düşündün, dedum. "Fener'un karşiti Cimbom değil midur? Demek ki Fener Cimbom'a dönuşecek ve önumuzdeki yil Fener - Cimbom karmasina karşu oynayacağuz. Boki yeduk."
 
    Tam Netceğuk Hasan'i cevaplayacaktum ki bizum Pilita İsmail araya girdi, "Haçan bu diyalektuk materyalizume göre Fener'un gidici olduğindan bu kadar eminsek, ne diye çaba harcayiruk? Birakalum güni gelince kendisi gitsun daa" dedi. Bizum uşaklardan böyle bir sori bekleyidum, çayumdan bir yudum alup, "Uşağum" dedum, "Fenersuz toplumi doğurtmak içun, bir ebe gerekecektur. Tirabizon Sigorta Hastane'ndeki ebe Nurgül hanumdan bahsetmeyirum. Kaduni rahatsuz etmayun. Bu devrimci dönüşümi gerçekleşturmek içun dişaridan yardumci bir güç gerekmektedur. Ne var ki, işler bu kadar basit değildur. Bu dönüşümi erkene alabilecek ya da gecikturebilecek insanlarun roli unutulmamalidur. Bakunuz; Şenol Cüneş, Ali Kemal Denuzci, Ahmet Suat Özyazici, Ozkan Sumer, Hami Mandiralı vs... Gecikturenlere bir tane ornek vereceğum; Ali Şen ve Cem Papila... Tüü, bir tane dedum ama iki tane ornek verdum."
 
*Meta : Kapitalizum üretilen herşeyi değişume sokup mallaşturur, metalaşturur. Resim, edebiyat, muzik, güzelluk alinup satilan bir metadur. Bizzat insanlarun kendileri meta haline gelmiştur.


Bizum Kivirzivir Resul böyle deduğimi duymiş hemen alelacele Tirabizon Sigorta Hastanesi’ne gidup bir film çekturmiş.


Filmi gösterup “Laz Mark emice, hani meta haline celmiştuk, hiçbir tarafumda meta filan çikmadi. Korkuttun beni.” deyi. Ula koyayim o kafaya bi odun. Hazir gitmişken bir tane de beyin filmi çektursaydun bari.

Anahtar Kelimeler: Laz Marks, Can Şenliği Oyuncuları



0 Yorum
Hmm! Bu içeriğe henüz yorum yapılmadı, sen yazmak ister misin?
Bekle! Yorum yazmak için üye olmalısın Üye isen burayı tıkla. Üye olmak için de burayı tıkla.
Diğer Yazıları





TİYATRONLİNE

E-Bülten Üyeliği Görüş Bildir