Sinemanın Yıldızı Tiyatro Sahnesinde (İstanbul Şehir Tiyatroları / Dinmeyen Alkışlar)
İstanbul Şehir Tiyatrosu, geçmişine bir yolculuk yaparak, sinemamızın ve tiyatromuzun önemli bir ismini “Dinmeyen Alkışlar” oyunuyla sahnelerimize taşıyor. Muhsin Ertuğrul tarafından 1930'lu yıllarda keşfedilen sanatçı; hayatıyla, tiyatro ve sinema yaşantısıyla sanat tarihimize damga vurmuş önemli bir isimdir. Oyun, Cahide Sonku'nun yaşadıklarından yola çıkarak bir nevi ülke tiyatrosunun/sinemasının bugünlere nasıl geldiğini de izleyenlere gösteriyor.
16 yaşında iken “Lüküs Hayat” müzikalinde dansçı kimliğiyle sahneye çıkan Cahide Sonku, dönemin en büyük tiyatro insanı Muhsin Ertuğrul'un dikkatini çeker. Sonku'yu odasına çağıran Muhsin Ertuğrul; ondan sevgilisinden ayrılmasını ve kendisini tamamen tiyatroya vermesini ister. Cahide Sonku için bu teklif düşsel rüyasının gerçeğe dönüşmesi anlamına gelmektedir. Ve sevgilisinden vazgeçerek sahnelere adım atar. İşte bu karar o'nu erkeklerin gözünde “fetiş” olacak güzelliğe sahip önemli bir yıldız haline getirmiştir.
"Bataklı Damın Kızı Aysel” filmiyle sinemaya adım atan Cahide Sonku, sonraları başrol oynadığı filmlerde erkeklerin başını döndüren, onlara dilediği her şeyi yaptırtan kadın motifiyle beyaz perdede yer alır. 1950 yılında “Sonku Film Şirketi” ni kurarak sinemada ilk kez yönetmenliğe soyunur. “Fedekar Ana” filmini yöneten sanatçı istediği başarıyı yakalayamaz. Oyuncu Talat Artamel ile evlenir ama içindeki sanat aşkı yüzünden bu evliliğini sonlandırmak zorunda kalır.
Yaşamı boyunca sevgililerinden darbe yiyen Cahide Sonku için, parlak geçen ilk dönem tiyatro ve sinema yılları büyük önem taşımaktadır. İlerleyen yıllarda kurduğu film şirketinin yanması, yaşlandıktan sonra hiçbir projede yer alamaması o'nu büyük bir karamsarlığa yöneltmiştir. Dönemin karmaşık politik olayları da bu karamsarlığın içine eklenince, Cahide Sonku için kötü dönemler içinden çıkılmaz bir hal almıştır. Sanatçı yıllar süren depresif hayatının içine bir çok anı sığdırmıştır. 1930'lu yıllardan 1980 yılına dek süren yaşam serüveni Türkiye'nin tiyatro/sinema tarihi açısından çok önemlidir.
"Dinmeyen Alkışlar” oyunuyla tekrar hatırlanan sanatçının hayat öyküsünü Gülsün Siren Kıral kaleme almış. Bu güzel metni de Engin Gürmen işleyerek sahnelerimize taşımış. Gürmen'in yönetimini fevkalade başarılı buldum. Muhsin Ertuğrul'un Cahide Sonku'yu keşfetmesini çok güzel bir sahneyle izleyene sunuyor. Gülsün Siren'in şahane araştırması tarihsel gerçekliliğin en doğru biçimde bizlere yansımasını sağlamış. Muhsin Ertuğrul'un Cahide Sonku'ya ve diğer oyunculara yaptığı tarihsel konuşma da oyunun bir diğer önemli ayrıntısı. Engin Gürmen oyunu sahneye yansıtırken belgesel tiyatronun içine pek girmek istememiş. Ama Cahide'nin başından geçen olaylar (film şirketinin yanması, eşiyle yaşadıkları) belgesel tiyatronun sahnede yer almasına neden oluyor. Cahide Sonku'yu canlandıran Aslı Seçkin, Engin Gürmen'in ne anlatmak istediğini bütünüyle sahneye taşımış. Sayın Seçkin, güzelliğiyle Cahide Sonku'nun ilk dönem yıllarını başarıyla oynuyor. Fakat ilk eşini oynayan Erkan Sever ile girdiği diyaloglarda başarısız bir performans sergiliyor. Aslı Seçkin, Aşk/Sahne olgusunun çatışmasını yaşayan bir kadını seyirciye güzel yansıtıyor. Cahide' nin ilerleyen yaşında çektiği yalnızlığı, psikolojik çözümlemelerle, eksiksiz sunuyor. Sanatçnın ruh halini yaşayarak oynuyor.
Aziz Sarvan, Defne Gürmen, Enes Mazak ve diğer oyuncular oyunun bütününde başarılılar. Cem Uras, Cahide Sonku'ya platonik aşık gazeteciyi oynarken biraz daha düşünmeli. Aslı Seçki'in giyindikleri ve oyunun bütünündeki kostümler dönemi çok güzel yansıtmış. Oyunda ışıkla dekorun başarısını görmek pek mümkün olmadı.
Türkiye sinemasına ve tiyatrosuna damga vuran Cahide Sonku, İstanbul Şehir Tiyatroları'nın başarılı oyuncularıyla, tekrardan sahnelerimizde doğuyor. Tiyatromuzun ve sinemamızın tarihsel derinliğinde yatan bu güzel kadın için alkışlar hiç dinmesin.
Anahtar Kelimeler: Dinmeyen Alkışlar, istanbul şehir tiyatrosu
0 Yorum