Osmanlı’da Son Harem Ağası!
Mekan Artı, Alternatif Tiyatro Mekanları içerisinde kendine özgü konseptini her zaman için hissettiren bir yer. Alternatif tiyatro üreten mekanların çizgilerine baktığımız zaman, her bir mekanın teatral olarak üretimlerinde çarpıcı farklılıklar görüyoruz. Tiyatro üretim merkezleri haline dönüşen sahneler, Türkiye Tiyatrosu’ nun birer aynasına dönüşmüş durumdalar. Tiyatro Artı bu aynanın önemli bir parçası. ‘1973 – Bir Harem Ağasının Hikayesi’ Mekan Artı’da seyircisi karşısına çıkarken, şimdiye dek sadece sinemalarda üstünkörü değinilmiş bir konu tarihin arka odalarından gün yüzüne çıkıyor.
Ufuk Tan Altunkaya’ nın yazıp yönettiği, konsept uygulamasını gerçekleştirdiği oyun için yazılacak sözler çok. Anber Ağa, Hayrettin Efendi ya da Osmanlı Sarayı’nda son kez görev alan harem ağalarının trajik sonlarını anlatan konu, genç Türkiye Cumhuriyeti’ nin kuruluşundan sonra, hanedanların cariyelerine gözkulak olan bir topluluğun hazin sonunu seyirciye sunmuş.
Osmanlı harem ağalarının hikayesine kısaca değinmek lazım. Genellikle Habeş, Mısır.. gibi Afrika ülkelerinden seçilen, yaşları küçük siyahi ırktaki çocuklardan oluşturulan harem ağaları, saraydaki görevlerine başlamadan önce hadım edilerek harem bölümünde görevlendirilirlerdi. Konuda Padişahın kadınlarına bakmakla, onların sorunlarıyla ilgilenmekle sorumlu olan harem ağalarının kendi cinsiyetlerini yaşama şansları olmamış. İmparatorluğun yıkımından sonra yapacak işleri de kalmayan ağaların, İstanbul’da düştükleri çaresizlik yürek burkan acıyla birleşmiş.
Tek Kişilik Büyüleyici Performans!
Ufuk Tan Altunkaya ‘1973 – Bir Harem Ağasının Hikayesi’ ni sahneye koyarken gösterisini tek kişilik bir ziyafete dönüştürüyor. Murat Baykan’ ın performansını kat kat attıran sahne denemeleri, alanın her karesinin ince ince kullanılması, müziğin bedensel ritm uyumu gözden kaçmıyor. Anlatının masalsı bir havada verilmesi de gösterinin başarısını etkilyen önemli faktör olmuş. Sahnede kullanılan her obje hikayenin canlı birer tanığına dönüşüyor. Özellikle çocukların hadım edildiği sahnede insanın kanı donuyor. Fakat konudaki genç Türkiye Cumhuriyeti’ nin harem ağalarına sahip çıkmadığı gerçeğini abartılı bulduğumu belirtmeliyim. Sonuçta eskiye dair hiçbir şey istemeyen bir sistem elbette bulduklarını yok edecekti. Yapılanın doğru olduğunu söyleyemem, ama yeni sistemin haremdeki ‘seks kölelerini’ ve ‘harem ağalarını’ özgürlüklerine kavuşturdukları gerçeğini de gözardı edemem.
Murat Baykan’ ın oyunculuk yeteneğinde ileri düzeyde gelişmeler görüyorum. Duygusallığı, gerçek yaşam öyküsünü harkulade bir anlayışla sahnede ifade etmiş. Mekan Artı’ nın çalışmaları aykırı işlere imza atarken, sonuçta ortaya çıkan tüm gerçekler, bu toplumu birebir ilgilendiren olaylar. Yakın tarihimizin öteki yakasında gelişen olayları aktarmak büyük cesaret örneği.
Gösteri Mekan Artı’da izlenebilir...
Yaşam Kaya / [email protected]
Anahtar Kelimeler: Bir Harem Ağasının Hikayesi, Mekan Artı, Tiyatro Artı
0 Yorum