Konuya geçmeden önce günümüz dünyasında metalaşan bir kavramı enine boyuna anlatmak gerekli. Günümüz dünyasının saniyeleşme, modernleşme, çağdaşlaşma hamleleri bazı kavramların arka planda kalmasına neden oldu. Manevi duyguların tüketim çılgınlığına maruz kalması, insanı insan yapan bazı önemli duyguların sonuna zemin hazırladı. Aşk kavramının sonsuzlaşan duygusu tarihsel açıdan çok büyük önem gösterse de, günümüzde reel anlamda pekte anlamı kaldığını söyleyemeyiz. Aslında geçmişin aktarımlarında aşkın çok büyük yeri var. İnsanlar içlerinde yaşadıkları çelişkileri, sevinçleri üzüntüleri, fikirleri aşkın tılsımı ile yazıya dönüştürdüler. Sosyal, siyasi, ekonomik yaşamlar aşkın hissettirdikleri ile aktarıldı geleceğe. Yeşim Özsoy Gülan eserinde söylediklerimizi detaylarıyla inceliyor. Genç Türkiye Cumhuriyeti' nin kuruluşundan günümüze kadar geçen evreyi aşkın bakış açısına göre yorumluyor. Sadece kadına duyulan bir aşktan bahsetmiyorum. Bazen bir düşünceye, bazen bir ülkeye, bazen de insanın kendisine duyduğu duygular sahnede belirginleşiyor.
Oyunda 8 ayrı mekânda sürüklenen bir kadın ve erkeği izliyoruz. Hisler, ayrılıklar, kavuşma özlemleri art arda sıralanıyor. Osmanlı' nın ülkeden kovuluşu, 1960 darbesi dönemi, Deniz Gezmiş' in yaşadıkları, 1980 faşizminin sonrasında yaşanılanlar, günümüz Türkiye'sindeki saçma aşk kavramları, 1990'ların bireysel insanları, Nişantaşı' nın sokaklarında birbirlerine yabancılaşan iki kişi, 2. Dünya Savaşı dönemindeki çığlıklar, konudaki önemli kesitler. Elbette ayrı ayrı konuları tek vücut haline dönüştüren bir oyun yapısıyla karşılaşıyoruz. Sahne ardına aktarılan görüntüler, duvarlara yazılan duygular, dönem geçişlerindeki müzikler, psikolojik ayrıntılar, konunun en büyük farkındalığını oluşturmuş.
Yeşim Özsoy Gülan oyunu sahneye koyarken sıraladığımız durumları ince ince işlemiş. Siyasi ve toplumsal konjektöre uygun olayları anlaşılır dille yazan yazar; kadın-erkek çatışmalarındaki yapıyı çok güzel bir yönetim anlayışıyla seyirciye sunmuş. Müzikler, anlatılar ve görüntüler tek bütün olmayı başarmış. Sanem Öğe ile Deniz Celiloğlu' nun rol aldığı gösteri iki uyumlu oyuncunun şölenine dönüşmüş. Sahne geçişlerindeki ustalık, değişken yapıya uygun karakter çözümlemeleri iki oyuncunun başarısını bizlere gösteriyor. Özellikle Cemal Süreyya ve 1980 dönemi anlatısında performansları zirveye ulaşıyor.
Yüzyılın Aşkı, tarihin derinliklerine yolculuk yaparken, aşkın büyüleyici gücünü değişik karakterler üzerinden farklı biçimde göstermiş. Gösteride her bölümün kendine özgü heyecanı var ve her bölümün insanda bıraktığı etki büyüleyici. Yüzyılın Aşkı'nı mutlaka ama mutlaka izleyin. Oyun GalataPerform'da…
Anahtar Kelimeler: Ve Diğer Şeyler Topluluğu, Yüzyılın Aşkı
0 Yorum