MAKALELER

Şekerpare - İstanbul Şehir Tiyatrosu

2015.04.15 00:00
| | |
5074

Son dönemde ‘Sinematografik Tiyatro’ akımının hızla tiyatromuzun içine yerleşmesiyle, sinemadan sahnelere aktarılan eserlerin sayısında hızlı bir artış göze çarpıyor...


‘Şekerpare’ Tadında Bir İstanbul Öyküsü!


1983 yılında Yavuz Turgul ‘Şekerpare’ filminin senaryosunu yazdığında, farkında olmadan Türkiye Sineması’ nın kültleşmiş bir eserini beyazperdeye kazandırmıştı. Atıf Yılmaz’ ın yönetmen koltuğunda harikalar yaratığı ‘müzikal’ tatta filmde dönemin birbirinden müthiş karakter oyuncuları görev almıştı. ‘Komiser Ziver’ rolünde Şener Şen; ‘Komiser Yardımcısı Hurşit’ rolünde Şevket Altuğ; ‘Bekçi Cumali’ rolünde İlyas Salman; ‘Evlatlık Peyker’ rolünde Ayşen Gruda; ‘Şekerpare’ rolünde Yaprak Özdemiroğlu; ‘Genelev sahibesi Letafet’ rolünde Neriman Köksal izleyenlerin kalbinde öylesine muhteşem taht kurmuştu ki, eminim filmi izleyipte karakterleri unutamayanların sayısı milyonları bulur. Son dönemde ‘Sinematografik Tiyatro’ akımının hızla tiyatromuzun içine yerleşmesiyle, sinemadan sahnelere aktarılan eserlerin sayısında hızlı bir artış göze çarpıyor. İstanbul Şehir Tiyatroları’ nın dahi yönetmeni Engin Alkan bu akımı fark edip, giriş cümlesinde yazdığımız ‘Şekerpare’ filmini güzel bir metinle sahnelere uyarladı. Aslında ‘uyarlama’ demek çok yanlış olur, yönetmen filme bire bir bağlı kalmayıp ekstra sahneler ekleyerek oluşturduğu bu yeni mizpanpajda sağlam oyuncu kadrosuyla yine İstanbul sahnelerinde eşine az rastlanır bir iş gerçekleştirmiş. 

 

 

Eserin konusunu kıssadan anlatayım –ki hepiniz biliyorsunuzdur-. Galata’da insanların kanını sömürerek, adeta tüm semti haraca bağlayan Komiser Ziver ve yardımcısı Hurşit, karakola gelen saf bekçi Cumali’yle uğraşmak zorunda kalır. Ziver önceleri Cumali’den pek haz almaz, ama evlatlık çocuk Peyker’ in ırzına geçip o’nu hamile bırakınca işin rengi değişir. Ziver’ in bu tecavüzden tek kurtuluşu vardır, Peyker’e bir koca bulmak. İşte bizim saf bekçi Cumali bu durum için biçilmiş kaftandır. Ziver bir gece plan yapıp, Cumali’yi Peyker’in koynuna gizlice sokar ve yatağa döktüğü kırmızı şurupla Cumali’yi Peyker’in ırzına geçmekle suçlar. Olanı biteni kabullenen Cumali evlilik hazırlığı yaparken hayatında hiçbir kadınla beraber olmadığını söyleyip Hurşit’ten yardım ister. Letafet’ in işlettiği randevu evine giden Bekçi Cumali, orada ‘Şekerpare’ adında hayat kadınına aşık olur ve artık o saf bekçinin yerine bambaşka bir insan gelir. Peyker’in ırzına geçmediğini kanıtlaması, Ziver’in tuzağını belgelemesi gerekmektedir. 

Engin Alkan oyunu hem yönetip hem de oyunda Ziver rolünü oynayarak, her iki kulvardan eseri zirveye taşımış. Şener Şen’in kendi karakter yorumunu katarak canlandırdığı Ziver rolüyle Engin Alkan’ın teatral Ziver’ini karşılaştırmak çok yanlış olur. Oyunu izleyecek olanların filmle duygusal bağ kurmadan sahnede izlediklerinin tiyatro olduğunu unutmaması gerekli. Engin Alkan rejilerinin değişmezi sürrealist sahne düşünseli bu oyunda da karşımıza çıkıyor. Olayın tam merkezine oturttuğu üç boyutlu mimari dekorun olayların hızını arttırdığı gibi sahne geçişlerinde oyuncuların önünü açması fevkalade güzel bir düşünce. Bunun yanında müziklerin esere katkısını tartışmamak lazım. Engin Alkan imzası taşıyan sözlerin duygusal ve komedi etkisi zihinlere kazınırken, Burçak Çöllü’ nün bazı yerlerde –ki özellikle aşkın dile geldiği bölümler- ritmi yavaşlatması fena olmaz. Ziver’in üçkağıtçı dünyasına rengarenk yorum katan Engin Alkan adeta ekibi sırtlayarak eşine az rastlanır performans ortaya koyuyor. Üç saat boyunca rolünden ödün vermeyen ve olayın nirengi noktasını oluşturan Cumali’de Uğur Dilbaz bu karakter için dört dörtlük seçim olmuş. Saflık, doğallık; sonrasında ortaya koyduğu uyanış bölümleri her açıdan kusursuz. Hurşit’te Aybar Taştekin, Engin Alkan’la güzel bir ikili olup, Yavuz Turgul’un çizdiği ‘dönemin sahte(kar) yönetici’ betimlemesini iyi analiz etmiş. Şekerpare rolünde Dolunay Pircioğlu estetik zerafetiyle rolünün hakkını vermiş. Ekibin müzikle, Barış Dinçel dekoruyla kurduğu eksiksiz bağ oyunun mükemmele doğru yola alan oluşumunda önemli. Üç saat süren eserde insan gözünü kırpmadan sahneye bağlı kalıyor. 

İstanbul Şehir Tiyatroları 2014-2015 tiyatro döneminde şaha kalkarak birbirinden seçkin oyunları sahnelerine taşıdı. Özellikle Erhan Yazıcıoğlu ve ekibinin Şehir Tiyatrosu’na kazandırdıkları yeni heyecanın yansımalarını ‘Şekerpare’de bulabilirsiniz. Yine dört dörtlük bir Engin Alkan rejisi sahnelerde sizleri bekliyor. 

Yaşam Kaya / [email protected] 

 

Anahtar Kelimeler: şekerpare, istşeh, istanbul şehir tiyatrosu



0 Yorum
Hmm! Bu içeriğe henüz yorum yapılmadı, sen yazmak ister misin?
Bekle! Yorum yazmak için üye olmalısın Üye isen burayı tıkla. Üye olmak için de burayı tıkla.
Diğer Yazıları





E-Bülten Üyeliği Görüş Bildir