Salıncakta İki Kişi (2023): “NEW YORK’ta, AŞKIN ARKA BAHÇESİNDE”
1958 yılında Amerikalı oyun ve senaryo yazarı Wılliam Gibson tarafından yazılan, 1962’de ise Robert Wise liderliğinde Robert Mitchum ve Shirley Maclaine'ın baş rollerini paylaştığı sinema filmi ile adını tüm dünyada duyuran ‘Salıncakta İki Kişi’, Batı Performans Sanatları’ nın yepyeni prodüksiyonu ile sahnelere tekrar taşındı. Bilge Emin’ in yönetmen koltuğuna oturduğu gösteride, İsmail Dündar ile Arzu Yanardağ başrolde karşımıza çıkıyor.
New York; büyük hayallerin, erişilmez umutların başkenti… Yaşam ile ölümün iç içe geçtiği gri bir metropolde, hayatlarına yeniden başlamak ve geleceklerini birlikte inşa etmek isteyen iki kişi… Yaşamın onlara sunduklarının dışına çıkarak, yıllar sonra ilk kez kendi istediklerini, kararlarını, seçimlerini yapmak isteyen iki kişi... Kurallarla örülü duvarları, duyguları parçalayarak aşmak isteyen iki kişi…
2004 yılında Tiyatro Kedi’ nin büyük prodüksiyonu ile Can Gürzap ve Nurseli İdiz ikilisinden izlediğim ‘Salıncakta İki Kişi’ belleğimde yer edinmiş sağlam metinlerden. Nebraskalı avukat Jerry Ryan, zengin eşinden ve kayınpederinden kaçarak kendi yaşam öyküsünü sil baştan yazmak için New York’a gelir. Polonyalı Yahudi (kim bilir, Hitler’in elinden kaçan) dansçı Gitta Mosca ile derme çatma apartman dairesinde tanışan Ryan, bir yandan eşi ile boşanma işlerini görüşürken bir yandan da duygularını kontrol etmekte zorlanır. Acının birleştirdiği iki ismin iki ortak noktası vardır; Hayaller ve aşk!
İki insanın birbirine duyduğu aşk tüm engelleri ortadan kaldırabilir mi? Bunun cevabını oyunun içinde buluyorsunuz. Gitta’ nın bağımlı kişilik sorunu ile Jerry’ nin iki kutuplu duyguları sahneyi psikolojik çatışmanın içinde bırakırken, birbirlerine bağlanmaktan kaçınan iki insanın yaşama tutunma çırpınışları insanı düşündürdükçe düşündürüyor. Kim gerçeğin peşinde peki? Düşler gerçekle bütünleşmediğinde insan ne kadar acı çekebilir? Oyunla ilgili spoiler vererek konuya olan heyecanınızı kaybetmenizi istemem, ama aşkın en naif halini izliyorsunuz sahnede, size bu kadarını söyleyebilirim.
Bilge Emin, orijinal metnin, sinema filminin ve bugüne kadar gelen tüm yorumların dışına çıkarak cesur bir kararla oyunu 80 dakikaya düşürmüş. Normal metinde 3 perde olan, bugüne kadar izlediğim yorumlarda 2 perde olarak karşıma çıkan oyun bugün 80 dakika içine sığdırılmış. Bunu yaparken yönetmen hem teknolojik güncellemelerden hem de sahne tasarımının gücünden ilham almış. Çemberin içine aldığı iki evin görüntüsü eşliğinde, karakterlerin elindeki cep telefonları ortadaki olayı 2023 yılının içine doğru çekmiş. Kıyafetlerde ise 1960’ların Amerika’sının izlerini görmek, New York’ un aşk kokan Retro havasını yansıtıyor. Ortada başarılı bir reji var. Oyuncuların psikolojik olarak az sonra ne yapacağını merak ederken, içinizde oluşan duygusal boşluk her bir karede konunun özüne uygun biçimde doluyor.
Arzu Yanardağ’ın Gitta’da yaşadıkları, ne istediğini anlamak isteyen bir kadının duygusal hezeyanları olarak karşımızda. Yanardağ, oynadığı karakterin psikolojik çözümlemelerinde son derece yerinde tepkiler ortaya koyuyor. İsmail Dündar’ı Eskişehir Şehir Tiyatroları’ndan tanıyorum. Sağlam karakter oyuncusu olur kendisi. Bu oyunda eski eşinin şaşalı zengin bağlantılarından bir türlü kopamayan Jerry’de çok farklı bir karakter canlandırmış. Bizim bildiğimiz Jerry gayet beyefendi iken, bu sahnelemede yönetmen Bilge Emin’ in zıtlık algısı oluşturmasından kaynaklı olsa gerek, tam anlamıyla bir hödük. Oyuncu bu yorumu çok iyi kotarmış.
‘Salıncakta İki Kişi’, insanın en derin mahremiyetine kadar uzanan sorgulamaları suratımıza çarparken, New York’un arka bahçesinde adını unutacağımız iki hayatın birbirine tutunma öyküsünü, Batı Performans Sanatları’ nın çarpıcı kadrosuyla gösteriyor. Bu başarılı çalışmayı sakın kaçırmayın.
Anahtar Kelimeler: Salıncakta İki Kişi, Arzu Yanardağ, İsmail Dündar, Yaşam Kaya, mustafa iri
0 Yorum