MAKALELER

Hadi Othello, Anlat Bize İhanetin İnanmakla İlgisini

2016.10.31 00:00
| | |
8982

Yeni sezonda yeni oyunuyla “...ve perde” diyor Küçük Salon, Othello ile...

“En kara günahları işletecekleri zaman şeytanlar,
önce ilahi bir kılıfa sokmakla işe başlarlar."

Yeni sezonda yeni oyunuyla “...ve perde” diyor Küçük Salon, Othello ile... Geçtiğimiz iki sezon oyunlarını izleme fırsatı bulduğum için içimden “hadi bakalım, bu kez ne bekliyor beni?” diye sormadan edemiyorum yerime otururken. Çünkü Küçük Salon’un oyunları klasik eserleri yeniden biçimlendiriyor ve seyircisini heyecenlandırıyor. (Faust, Şato, Dönence oyunları için bu öngörüye sahibim.)
Halatlar, halatlara takılı insanlar, demirler, tahtarevalli, müzik, ışık, dans, metnin rejisi...

İhanet, güç, çevrilen oyunlar, masumiyet, savaş, kıskançlık, erkek egemenliği, yargısız infazlar... 

İşte Shakespeare oyunuyla karşı karşıyayız. Uzun metni, kalabalık oyuncu kadrosu yok önümüzde. Dört kişilik oyuncu kadrosuyla alınlarından ter boşala boşala yetmiş beş dakika süren tek perdelik dolu dolu bir oyun izliyoruz. 

Farklı karakterlerde izlediğimiz (Brabantio-Roderigo-Cassio-Emilia), oyunun sonuna değin o karakterleri gözleri ile canlandıran, bedenini bir çuval gibi iyi kullanan; kimi zaman İago’nun iç sesi olan Rukiye Yenigül; ses tonundaki şiirselliği Shakespeare’in diyaloglarıyla bütünleştiren, masumiyet timsali (Desdemona) Elif Arman; kıvrak hareketleri ile aşkını, çelişkisini, karar verme sürecindeki içselliğiyle (Othello) Cenk Dost Verdi; ayrıca konuşulması gereken, İago’ya can verirken aklımızdan çıkmayacak oyunculuğuyla Ediz Akşehir... 

Müzik seçimini çok beğendim. Işık ve kostüm tasarımı oldukça güzel. Oyun bitiminde seyredilen oyunla ilgili övgü dolu sözlerle muhabbet etmek de izlemek kadar keyifliydi benim için. 
Oyunla ilgili bir de Yönetmen Emre Tandoğan ile söyleştik; tarihe bir not bırakalım istedim.


-Othello, 400 yıl önce yazılmış olmasına rağmen hâlâ güncelliğini koruyan bir oyun. Özellikle erkek egemen söylemin ‘namus, onur’ kavramlarını öne sürerek işlediği kadın cinayetlerini düşünürsek sizin Othello’yu sahneleme isteğiniz nasıl ortaya çıktı?

Emre Tandoğan: Aslına bakarsanız ilk yola çıkış amacımız bir Shakespeare yapmaktı. Othello oyunu da uzun zamandır sahnelenmemiş bir oyun. Üzerinde çalışmaya başladığımda, sizin de söylediğiniz gibi baskıcı ahlakın tüm egemen kavramları birebir karşımda duruyordu. Bu çağda bile yaşadığımız toprakların uslanmaz bir sorunu hatta cinayet nedeni olan bu kavramlar, beni de Shakespeare’in metinde usul usul bağırdığı gibi “CİNAYET” diye bağırmaya itti.

-Oyunda yer yer kısaltmalar yapılmış. Bazı sahnelere de yer verilmemiş. 5 perde olarak yazılan Othello oyununu neden tek perde olarak sahnelediniz?

Emre Tandoğan: Klasik eserler üzerinde çalıştığım zamanlarda özellikle de Shakespeare çalışırken uzun metni defalarca inceledikten sonra damıtma sürecine başlıyorum. Hedefim bir yandan en kilit ve can alıcı yanlarını ortaya çıkarmak olurken diğer yandan da öyküye daha önce bakılmamış bir yerden bakmak ve kurguyu da kendi tiyatro anlayışımın göstergelerinin ve sembollerinin üzerine oturtarak yeniden yorumlama sürecine başlıyorum. Kısaltmaktaki gerekliliklerin başta gelen nedenine ise, Shakespeare’in gerçek olaya başlayıp bitirme süreci. Yan olayları ve onların alt metni olarak geçen çıkarımları tekrar tekrar oyunculara oynatmayı tercih etmiyorum. Gereği olmayan bir kalabalık yığını yerine az kişi ile ele aldığım yorumlarda durumları sembollerle ortaya koymayı tercih ediyorum.  


 
-Birçok karakteri canlandıran (Cassıo, Emılıa, Duka, vb.) Rukiye Yenigül’ün kostüm tasarımının farklılığını açıklar mısınız?

Emre Tandoğan: Bu yorumda seyirci Othello ile Desdemona’nın hikayesini tüm olay olup bittikten sonra Iago’nun bilincinden doğru yeniden öğreniyor. Yaptıkları yüzünden cezalandırılan Iago’nun bilinç altında gezinirken aslında olmayan, her biri birer halüsinasyon olan diğer her şey ile karşılaşıyoruz; makaralar Othello ve Desdemona gibi. Rukiye’nin ortaya koyduğu performans da bunlardan biri. Aslında yerden bir parçanın bir anda Iago’nun önünde kalkıp onu geçmişe sürüklemesi gibi düşünülebilir. Birçok karakter olarak ortaya çıkıyor olması kostüm olarak o eğri büğrü hali yaratan şey. Vücudundaki bozukluklar yerden her kalktığında bir başka tarafından koparıldığının göstergesi.

-Kıskançlığın Patolojik Hali: Othello Sendromu olarak adlandırılıyor psikolojik alanda. Siz kıskançlık duygusu için ne söylersiniz?

Emre Tandoğan: Kıskançlık bana göre öğretilmiş ahlakın yarattığı bir korku halidir. Korku, aklı da ruhu da kemirir. Kemirilen eksik akıl, yanlış kararlar vermeye mahkumdur. Sonuçları her zaman trajik olmuştur. Oysa trajik olan, bireyin kendini her zaman öğretilmiş ahlaka teslim etmesidir. 

-Faust, Şato, Dönence... Her biri kendi içinde farklı oyunlar olmasına rağmen gerilim duygusu ortak. Sahnelemek istediğiniz oyunlarda gerilimi yüksek tutan reji anlayışınızı anlatır mısınız?

Emre Tandoğan: İzleyen ile izlenilen arasındaki ilişkinin mutlak bir gerilime dayandığına inanıyorum ve rejilerimi yaparken bu yapı üzerine kurmaya çalışıyorum. Benim için seyredenin izlediği “şey” esnasında, gözlerini açıp kapattığı anda onda ‘bir şey kaçırmış olabilir miyim?’ sorusunu yaratmak; seyredeni seyreden biri olarak beni eğlendiriyor. Metinlerimi yazarken ya da seçerken ona göre tercih etmeye çalışıyorum. İzleyiciyi bir yandan diken üstünde tutarken bir yandan da ne yapacağını bilemediği bir boşlukta bırakarak onları kendi gösterge biçimlerimle baş başa bırakıyorum. Oyuncunun varoluşuna ve seyircinin katharsis’ine saldırarak her iki tarafı da bir türlü gerçekleşemeyen bir boşalma duygusunun içinde bırakmaya çalışıyorum. Fakat “Othello” şimdiye kadar yönettiğim, sorduğunuz soruda adı geçen oyunlarımdan seyirci ile ilişkisi açısından daha ılımlı bir yerde duruyor. Seyirciyi bir başlangıçtan alıp bir sona götürüyor. Onu eksik bırakmadan bir katharsis yaşamasına olanak sağlıyor. Bunda tabii ki Shakespeare’ın güçlü edebiyatı da etkili. 
   
-Kukla sanatçısı olarak birçok çalışma yürütmüşsünüz. Şimdi ise ilk başta göze küçücük gelen sahnede oyuncuya hiç akla gelmeyen yerlerde oynama olanağı sağlıyorsunuz. Sahne tasarımını nasıl biçimlendiriyorsunuz?

Emre Tandoğan: Bir oyun yönetmeye başlamadan önce o oyunun tek etki yaratacak imgesini bulmaya çalışırım. Bu Şato oyununda bir ağ iken, dönencede yön duygusunu ortadan kaldıracak endişe, Othello da ise dengeleri değiştiren makaralar. Bu imajı bulduktan sonra oyuncularımı kurgumun içerisine almaya başladığımda, imgenin vereceği fiziksel eylemler ile onları başbaşa bırakırım. Sonra onlarla birlikte çıktığımız yolculukta bulduğumuz hareket biçimlerinin metin ve kurgu içerisindeki bağlarını kurarım. Rejinin son noktasına geldiğimizde de her kullanılan “şey”in anlamını oluştururum ve sonra oyuncularımı yönetmeye başlarım. 

-Dekor tasarımı diğer oyunlarınızda olduğu gibi sade ve işlevsel. Genel olarak baktığımızda sahnelemedeki dekor üslubunuz bu diyebilir miyiz? Bir de Othello’daki tahtarevalli bir güç dengesi mi?

Emre Tandoğan: Sizin de söylediğiniz gibi minimal olanla tiyatroda tek etki anlayışı ile yola çıkıyorum. Bu kesinlikle bir tercih. Othello’daki tahtarevalli kullanıldığı an içerisindeki güçlerin dengesini temsil ederken üzerine tek kişi çıktığında kendi dengesizlikleri ve karmaşası ile karşı karşıya kaldığı anları sembolize ediyor.

-Othello ile yeni sezonu karşılarken ileriki aylarda sahneleyeceğiniz oyunlar var mı?

Emre Tandoğan: 21 Ekim’de diğer yeni oyunumuz “Oidipus” seyirci ile buluşacak. Oidipus yorumunun da Othello gibi ses getireceğini düşünüyorum. Oldukça sert bir iş olarak geliyor diyebilirim. Yine ekim ayından itibaren “Solo” adlı yeni bir çocuk oyunumuz olacak. Kasım ayında Mısır’da bir festivale davet alan family play formatındaki oyun bir clown ve kukla ilişkisini sözsüz bir biçimde izleyicilere sunuyor. Konuk ekip olarak Tiyatro Kırmızı’ya ait bir prodüksiyon olan Neil Fleckman’ın yönettiği “Orphans” adlı oyun, İngilizce olarak aralık ayında seyirci ile buluşacak. Ve yine Tiyatro Kırmızı’ya ait bir Dario Fo seçkisi de aralık ayında sahnelenecek oyunlar arasında. 

-İyi seyirler...


Eser: W. Shakespeare
Uyarlayan ve Yöneten: Emre Tandoğan
Dekor ve Kostüm Tasarımı: Elif Arman
Makyaj Tasarımı: Nazlı Buğdaybey
Işık Tasarımı: Enrico Zeber
Müzik Tasarımı: Emre Tandoğan
Oyuncular: Cenk Dost Verdi (Othello), Ediz Akşehir (Iego), Elif Arman (Desdemona),
Rukiye Yenigül (Emilia,Casio,Roderigo,Brabantio) 
Tek Perde 75

25-26-30 Kasım, Saat 20:30

Küçük Salon
Caferağa mah. Soner sok. (Eski Sokullu sok.) No: 15/B
Bahariye/Kadıköy
Telefon: 0216 336 50 02

 

Anahtar Kelimeler: küçük salon, tiyatro kırmızı, othello



0 Yorum
Hmm! Bu içeriğe henüz yorum yapılmadı, sen yazmak ister misin?
Bekle! Yorum yazmak için üye olmalısın Üye isen burayı tıkla. Üye olmak için de burayı tıkla.
Diğer Yazıları





E-Bülten Üyeliği Görüş Bildir