BİR PERİ MASALI / RADYUM KIZLARI
“Ben Mae, Mae Keane. Geçmişe başlarken olmamı istediğiniz kişi değilim. Bir hika-yem var. Tanıklığımdan fazlası ve daha azı olan bir hikaye.”*
Bir Peri Masalı/Radyum Kızları oyununu Üsküdar Tekel Sahnesi’nde gala gösteri-minde izledim. 1920’nin Amerika’sında yaşanmış bu hikayede konu, Waterbury Saat Fabri-kası’nda işe yeni giren Mae’nin oradaki iş arkadaşlarıyla kurduğu ilişkiyi ve birlikte radyu-ma karşı verdikleri mücadeleyi konu ediniyor.
Fabrikada çalışan kadın işçiler radyumun zararlarından bihaber, savaşta olan Ameri-kalı askerlere ışık kullanmadan kol saatlerini görebilmeleri için radyumlu saat üretimi yap-maktadır; bunu yaparken fırçadaki boyayı dudaklarıyla inceltmek durumunda kalırlar. Önce-sinde Avrupa; sonra Amerika’da yayılan radyum, birçok yerde kullanılmaya başlar; güzellik kremlerinden diş macunlarına, çikolatadan boğaz pastillerine kadar... Hatta doktorlar rad-yumun tümörleri küçülttüğünü belirtir. Ta ki Harvard Üniversitesi’nin radyumdan vefat eden bir işçi kadının cesedini inceleyene değin...
Oyunun ismine konu olan radyuma gelince...
Radyum, 1898 yılında Marie Curie ve eşi Pierre Curie tarafından bulunur. 26 Aralık 1898’de Fransa Bilim Akademisi’ne bu yeni elementi sunarlar. Hatta bu keşfiyle 1903 yılın-da fizik alanında Nobel ödülü alan ilk kadın Marie Curie olur. Elementin ismi, Latincede ışın anlamına gelen “radius” kelimesinden ilham alınarak radyum olarak belirlenir.
Gecenin karanlığında soluk yeşil ışıldayan bu yeni element Curieleri büyüler. Öyle ki Marie, radyum hakkında şunları söyler:
“En sevdiğimiz şeylerden biri gece çalışma odamıza girmekti, duvar dibindeki masa-nın üzerinde duran şişelerden yayılan soluk yeşil parıltıyı görmeye bayılıyorduk. Bu, bizim için yepyeni ve müthiş bir şeydi. Sanki karanlıktaki periler gibiydiler.”
Hayran olduğunu belirttiği bu periler yüzünden Marie, 1934’te radyumdan kaynakla-nan anemi sonucu hayatını kaybeder.
Konuyla ilgili Jo Lawrance'ın Glow isimli bir animasyonu, ayrıca These Shining Li-ves isimli bir tiyatro oyunu ve Radium Girls adında bir sinema filmi bulunmakta. (Benim bulabildiklerim bu kadardı, daha fazlası olabilir.)
Yönetmen Olan ya da Yönetmen Olmak İsteyene Önerebileceğim Oyun ama Metni Okuyarak Oyuna Gitmeleri Önerilir
Oyunun yönetmeni Laçin Ceylan. Dramaturgu ise Savaş Aykılıç. İki insanın metnin üzerinde çok çalıştığı ancak metni okuduktan sonra ortaya çıkan bir ayrıntı; önemli bir ay-rıntı. Zira metindeki akışla sahnedeki akış farklı. Laçin Ceylan, yazılan metni ters düz ede-rek sahneye uyarlamış ve olayların gidişatında bütünselliği yakalamaya çalışmış. Bu yüzden gerçekten “bir oyun nasıl yazılır” sorusuna karşılık “bir metin nasıl rejilenir” sorusuna ben izlediğimle okuduğum arasında cevap buldum.
Metinde az geçen tarihsel radyo haberleri sahnede daha fazla yer bulmuş. Böylece Laçin Ceylan, tarihsel bir derlemeyle seyircisine dönem hakkında bilgi verirken kadınların sağlık durumlarını kronolojik akışla göstermiş. Zaman kavramını pekiştirmek için de akrep ile yelkovanın sesini oyunun eksenine almış. Perdeler arası geçişte metine göre işçi kadınla-rı daha çok konuşturup daha fazla oyun kurdurmuş. Bu hem oyun süresini artıran bir unsur oluşturmuş hem de “bu kadınların bir hayatı vardı; gülüyor, düşlüyor, seviyorlardı” gibi bir duygu atmosferi yaratmış.
Dekor tasarımı, oyunun içinde en beğendiğim unsur. Gökhan Yücesal tarafından ha-zırlanan dekor; hem oyunun dinamiği hem işlevselliği ile çok dikkat çekici. En heyecanlan-dığım yer, fabrikanın hastane odasına dönüşme anı diyebilirim. Fabrikanın kadınların haya-tını günbegün erittiğini dekor en yalın haliyle seyircisine iletiyor. Kaldı ki oyundaki devi-nim, dekor ve ışık tasarımıyla sağlanıyor. Işık tasarımcısı Yakup Çartık.
Birinci perdenin içinde kadınların fabrikadaki hallerinden oyunun ikinci perdesini iz-leyip izlememe ikileminde kaldığımı söylemeden geçemeyeceğim. Sam Amca tiplemesi gibi duran fabrikatör sahibinin karikatürize edilmiş oyunculuğundan başka bir şey bekler-dim. Hep yüksekte ve erişilmez olması, onun arkasındaki gücün simgesi olarak yorumlan-mış olabilir ama frengi teşhisinin doğru olmadığını dile getiren Quınta’nın bir anda patla-masını ve bir mucize gibi suçlunun radyum olduğu gerçeğini haykırmasını 1. perdede bazı ipuçlarıyla yakalayabilseydik -ki mesela bu yakalayış durumu fabrika sahibinin ya da gardi-yan diye lanse edilen şefin yüzündeki maskeyle olsaydı- daha iyi olurdu düşüncesindeyim; çünkü en belirleyici çatışma unsuru fabrika sahibi. Kadınların mahkemede verdikleri sa-vunma ise 2. perdenin dinamiğini oluşturmakla kalmamış; bugünün haklı ama haksızı olma durumunda seyirciye hukukun temel ilkesini göstermekle ironi yaratmış.
Oyunculuklar açısından Katherıne rolündeki Merve Şeyma Zengin, en başta gelen radyumlu işçi kadın oldu benim için. Bir diğer oyuncu, o işe yaşamı pahasına mecbur oldu-ğunu bildirmekle Edna rolündeki Refiye Genç’ti. Bir an önce tiradı bitse dediğim oyuncu ise Dave rolündeki Kerem Tanık.
Oyunun yazarı Karden Kasaplar. 2018 yılında Necati Cumalı Edebiyat Ödülü Oyun Yazma Yarışması’nda Vasfiye rumuzuyla bu oyunla ödül almış.
Oyun, 1920’lerde yaşanan gerçek bir olaydan esinlenilmiştir ibaresi taşırken tarihi gerçeklerin bire bir alınmadığı da vurgulanmış. Çok iyi bir konu seçen Karden Kasaplar, aynı derecede oyunu çok iyi yazamamış.
Oyunun ana karakteri Mae hakkında -bir masalcı olması dışında- hiçbir şey bilmiyor oluşumuz nasıl yorumlanır? Mae dışındaki diğer kadınlar içinde en çok kendinden söz etti-ren kişi, Katherıne. En azından onun beğenilerine, ilgisi olduğu şeylere ve fabrika hayatı dışındaki hayatına tanıklık edebilirken aynı durum diğer kadınlar için neden havada kalmış? Oyunun sonuna iliştirilen monologlar 1. perdede durumun içinde verilseydi oyunun drama-tik örgüsü sağlanmaz mıydı? Sahi, oyunun dramatik bir yapısı var mıydı? Okuma tiyatrosu olarak sahneye taşınsaydı bu metin, neyi ne kadar algılayabilir, çatışma durumlarını nasıl yorumlayabilir, dönemin gerçekliğinde bu kadınların mücadelesinin mücadele olduğunu nasıl kavrayabilirdik? 2 perde olan oyunda tek sürprizin olmaması, böylesi bir konuda heye-can-öfke-üzüntü gibi duygulanımları sağlayacak kırılma noktalarının metnin içinde yer al-maması şaşırtıcı.
Bu sorular eşliğinde Necati Cumalı oyun yarışması maddelerini merak ettim, sıralı-yorum.
*Yazarlar, sahnelenebilir uzunlukta, dramatik nitelikte tiyatronun gereklerine uygun bir sahne metni ile yarışmaya katılabilirler.
Başlangıç (sergileme/exposition) giriştir, biraz bilgi verilir (arka plan bilgisi), akışı başlatan bir olay gerçekleşir.
Tırmanışta (rising action) merak uyandırılır, olaylar birbiri ardına gelir zirveye dek yükselerek ve onun yapacağı etkiyi hazırlayarak.
Zirve (climax) en heyecanlı kısım, tepe noktasıdır, bir olay gerçekleşir ya da bir ka-rar verir karakter. (baht dönüşü ve tanınma)
Düşüş (falling action) zirveyi takip eder, olayların çözülmeye başlandığı kısmıdır, oyunun sonuna yaklaşırız.
Çözümde (resolution) nihai son görülür. Olay örgüsünün karmaşık yapısı ve içindeki çekişmeler bir miktar açıklığa kavuşur, çözülür.
Gustav Freytag dramatik yapıyı bu şekilde tanımlıyor. Peki, bu oyunun olay örgüsü ve dramatik yapısı nerede?
*Eserler sahnelenebilir uzunlukta, A4 kağıda, 12 punto ile Times New Roman ya da Arial yazı tipinde yazılmalıdır. En az 30, en çok da 150 sf. aralığını aşan oyunlar değerlendirmeye alınmaz.
Kitap ebatında 40 sayfa demek A4 formatında 25 sayfa civarının altında olabilir. 56 sayfa basılan bu oyun, gerçekten A4 formatında 30 sayfayı aşıyor mu? Ki oyun 10. sayfadan başlıyor.
*Eserler dereceye girdiği ve sergilenmeye layık görüldüğü takdirde gösterim hakları belediye uhdesine bırakılır; yazarlar bir yıl süreyle herhangi özel ya da ödenek-li kuruma gösterim izni vermeyeceklerini, değerlendirmeye sunmayacaklarını taahhüt ederler.
13 Ocak 2018’de ödüle layık görülmüşse 3 Ekim 2018’de nasıl prömiyer yapar?
Aklıma takılan sorular bunlar. Konu gerçekten çok güzel fakat oyunun bu şekilde ya-zılması ve bu maddelere rağmen ödül alması tartışılması gereken bir gerçek…
İyi seyirler...
Yazan: Karden Kasaplar
Yöneten: Laçin Ceylan
Dekor Tasarımı: Gökhan Yücesal
Kostüm Tasarımı: Dilek Kaplan
Işık Tasarımı: Yakup Çartık
Müzik:Yıldırım Arıcı
Koreografi: Tuğçe Tuna
Makyaj Tasarımı: Murat Polat
Yönetmen Yardımcısı: Nihat İleri
Oyuncular: Çiğdem Aygün, Deniz Danışoğlu, Merve Şeyma Zengin, Ezgi Erdilek, Refiye Genç, Sena Başdoğan, Okan Değirmenci, Tuğçe Aksum, Kerem Tanık, Ebru Terzi, Esra Balaban, Gamze Cankara, Oğuz Edis, Mustafa Ergüven, Hasan Ali Yıldırım
Yararlanılan Kaynaklar
*Karden Kasaplar / Bir Peri Masalı / 2018 / Mitos Boyut Yayınları
http://www.acikbilim.com/2014/12/dosyalar/radyum-kizlari.html
https://listelist.com/radyum-kizlari/
(http://www.todayifoundout.com/index.php/2014/06/five-women-caled-radium-girls-improved-factory-working-conditions/)
https://ilerihaber.org/yazar/fosforlu-saatler-yitip-giden-yasamlar-sirket-suclari-ve-radyum-kizlari-30849.html
https://eksisozluk.com/radyum-kizlari--1647019
Anahtar Kelimeler: bir peri masalı, radyum kızları, istanbul devlet tiyatrosu
0 Yorum