“7 ay 20 gün 6 saat.”
“Çiçekli sokakları ‘ben’siz gezmenin hüznü var içimde.”
“Sadece bir kez tekme attım.”
“Zahir ve Batın arasında kalmış çaresiz bir fani gibi yaşarken öldükten sonra merhem dağıtan bir Tanrı olmayı diliyorsun.”
“İlk gözyaşı gibi.”
“İsimler yazılır kaderleriyle yaşasın diye. Kaderler biçilir isimleri var olsun diye.”
“Değişmeyeni değişimde arayanlar, unutulmamanın ilacını bulamadılar.”
“Şairler Mezarlığı’nda boşluğun içine şiirler savurarak… Herkesi görerek ama herkesi uzak bilerek. Çok severek ama sevilmemekle sınanarak.”
“İnsan öldürene bile demir parmaklıklar arasında bile olsa bir ev verebilen düzen, bir tek Mısra’ya mı tahammül edemedi?”
“Çağ açılır. Çağ kapanır. Belki Ağrı dağına Van da gölüne küser. Yeri gelir toprak susuz gök bulutsuz kalmaya dayanır.”
Ersin Doğan'ın yazdığı, Tiyatro Ahenk'in yapımcılığını, Selena Demirli Doğan'ın yönetmenliğini üstlendiği " Şairler Mezarlığı ", hiç kuşkusuz, şiirsel anlatımı, karmaşık olay örgüsü, Selena Demirli Doğan, Dilek Uluer'in başarıyla yaşar kıldıkları 'Mısra' ve 'Piraye' karakterleri, Zafer Metin'in son derece etkileyici ışık ve dekor tasarımlarıyla, sezonun en ilginç oyunlarından biri olmaya aday.
Piraye ve Mısra yokluk diyarında tutsaktılar.Öksüz bakışlar üretiyordu yürekleri.Biri unutulmuştu, diğeri unutulmakta olduğunun farkındaydı.Hep mücadele halindeydiler...insanın insanla bitmeyen mücadelesini yaşıyorlardı aslında.Hayat ve hayal kırıklıkları, bekleyişler, isyanlar vardı yedeklerinde.Bir hayatın ( yoksa şiirin mi ?) bittiği yerde bir başka hayat başlıyordu.Şimdi, şuan, hemen, daha yarın bile olmadan düş yorgunluğu, müebbet yalnızlıklar içinde kala kalmışlardı.
Ersin Demirli bu ilk eserinde şiir yazan, ama nedense şiir okumayan insanların var olduğu coğrafyalarda şairlerin kitabı olmaz, olsa olsa mezarları olur, düşüncesiyle çıkmış yola...yarına kalacak, etkileyici bir piyes yazmış.Her iki oyuncu da canlandırdıkları karakterlerle güçlü duygusal bağlar kurmuş ve tek sözcükle ' düzey ' sergilemiş.
Ne demişti Piraye ?
“Demirin sarısını altın görüp içtiğimiz sudan değerli sanırken bana geçen günü sormayın sakın.”
“Doyumsuz Dünya’nın sınırlarını terk ederken doygunlukla sınanıyorum.”
“Kötü nedir Mısra?”
“Süt dolu göğüslerimden kan, aşk dolu yüreğimden ihanet kırıntıları sızıyor.”
“Vazgeçilmez olmayışın ayak sesleri canımı yaktıkça yakıyor olmalı.”
“Kıtalar dolusu şiirler bıraktığım hayatımın şimdi tek hecesi olmaya razıyım.”
“Akıp giden zamana hızla karışıyorum.”
“Unutulduğu halde unutmamak.”
“Ben doğdum, büyüdüm, sevdim, sevildim. Onlar da büyüdüler, büyürken beni çok sevdiler. Şimdi içimde onların sevgisinin dayanılmaz sızısı var. Hiç hissetmesek bunları, onları kaybetmenin acısını da hiç bilmeyecektik.”
“İlk dans gibi, ilk ses gibi, ilk öpücük gibi.”
" Şairler Mezarlığı " özenle hazırlanmış, izlenmesi gereken bir oyun.
ŞAİRLER MEZARLIĞI / KÜNYE
Yazar: Ersin Doğan
Yönetmen: Selena Demirli
Oyuncular: Dilek Uluer & Selena Demirli
Yardımcı Yönetmen: Kübra Karatepe
Dekor&Işık Tasarımı: Zafer Metin
Kostüm Tasarımı: Sefa Eraslan
Afiş&Görsel Tasarımlar&AI Müzik Tasarımları: Coşkun Yaşar
Makyaj Tasarımı: Nehir Altuğer
Yapım Asistanı&Ses-Işık Operatörü: Akif Fentçi
Reji Asistanı: Cemre Naz Gözütok&İrem Buldu
Ses&Işık Operatörü: Eren Süloğlu
Oyun Fotoğrafları : Yiğit Tumri
Anahtar Kelimeler: Şairler Mezarlığı
0 Yorum