DEVRİM KAÇINILMAZ, ARTIK!
Dün, bugün, yarın… Hayatın tüm dinamikleri, tüm şartları zorlayarak devam ediyor. Dünyanın içine düştüğü girdap büyüdükçe tüm insanları içine alıp eritiyor. 1992 yılında resmi olarak dünya sahnesinden çekilen bir sistemin yeniden keşfedilişini görüyor insanlık. Covit-19 salgını sürerken zenginin zenginliğine daha çok kattığı, fakirin daha da fakirleşerek ölüme sürüklendiği acımasız bir sistemin elinde can çekişiyor toplumlar. Sonuç olarak nereye eviriliyoruz peki? Joker filminde bizlere gösterilen sınıfsal isyanın gidişatını nasıl bir durumla göreceğiz? Tatbikat Sahnesi 2020-2021 tiyatro sezonunda Covit-19 salgını gölgesinde girerken, çağın değişen koşullarına ayak uydurup, dijital tiyatro gösterimi ile seyircileri karşısına geçiyor. ‘Nina İçi Doldurulmuş Martıların Hassasiyeti’ yazının başında sorduğum soruların soru(n)larını 1. Dünya Savaşı koşullarında irdelerken, Çehov’ un Martı’sının üç önemli ismi Nina, Trigorin ve Treplev’i sahnede izliyoruz. Romen yazar Matéi Visniec oyunun yazarı.
Konu, Treplev’ in annesinden kalma taşradaki evinde geçiyor. Çehov’ un üç karakteri için aradan 15 sene geçmiştir. 1. Dünya Savaşı’ nın en zor koşulları yaşanmakta, Bolşevikler Rusya’da kaybolan düzeni ele geçirmek üzeredir. Treplev’ in hayalinde mi yoksa zamansal olarak farklı döngülerde geçtiğini anlayamadığımız konuşmalar eşliğinde, üç karakterin birbirlerine karşı duygusal ve de psikolojik yaklaşımlarını izleriz. Koşullar berbattır her bir karakter için. Visniec fazlaca romantik olduğu için belki, Treplev yüklendiği misyonla romantizmi doruk noktada sergiliyor. Sevdiği kadını elinden alınan zavallı Treplev, hem o kadınla geçmişi ve şimdiyi tartışıyor hem de Trigorin’ in ukalaca zırvalıklarını dinlemek zorunda kalıyor. Burada Romen yazarın Çehov üzerinden denediği çatışmalar mevcut. Ayrıca Bolşevikler sosyalist devrime adım adım ilerlerken Rusya üzerinden insanlığın yaşadığı çaresizlikler de gözlerine önüne serilir.
Oyunu yöneten Erdal Beşikçioğlu, dekor tasarımın mucizevi ahengiyle etkileyici bir sunum gerçekleştirmiş. Barış Dinçel’ in özellikle sahne tasarımda soyut ve somut imgeleri birleştirme başarısı, dönemin koşullarını derinden hissetmemizi sağlıyor. Mahir Köksal’ ın ışık tasarımda duygu geçişlerde oluşturduğu bütünsellik son derece mükemmel. Yönetmenin oyunu teknik olarak çözümlemesi zekice olurken, karakterlerin 15 sene sonraki halini sahnede tam olarak oturtamamış olması ayrı bir tartışma konusu. Nina 34 yaşında gözüküyor mu? Ya da Treplev’ in 15 sene sonraki görüntüsü olmuş mu? Sanırım burada bir tek Erdal Beşikçioğlu’ nun oynadığı Trigorin karakteri görüntü itibariyle uyumlu olmuş.
Ünsal Coşar’ ın oynadığı Treplev oyunun mihenk taşı olurken, oyuncunun konu boyunca sergilediği performans insanı cezbediyor. Karakterin, annesini, sevdiği kadını ve Trigorin’i sorguladığı sahneler psikolojik olarak beynimize ok gibi saplandı. Rusya’da yaşanılan Ekim Devrimi konusu onunla beraber aydınlığa kavuşmuş. Ama oyunda etkileyici performans, Nina’ya hayat veren Elvin Beşikçioğlu’ dan geliyor. Doğal duru yapısının yanında, 19 yaşında ünlü bir oyuncu olmak için hayallerinin peşine giden, duygularını elleriyle öldüren Nina, sahnenin her noktasında derinden hissedildi. Erdal Beşikçioğlu sahnede biraz daha canlı olması gerekli. Aynı yüz ve aynı ses tonuyla konuyu bitirdi.
Tatbikat Sahnesi, ‘Nina İçi Doldurulmuş Martıların Hassasiyeti’ adlı oyunu geçtiğimiz sene sergilemeye başladı, ama malum Covit-19 salgınıyla oyun uzun süre seyircilerinden ayrı kaldı. Dijital ortamda gösterimlerine devam eden bu farklı çalışmayı mutlaka izleyin.
Anahtar Kelimeler: tatbikat sahnesi, nina, erdal beşikçioğlu, elvin beşikçioğlu, ünsal coşar, Yaşam Kaya, barış dinçel
0 Yorum