MAKALELER

Bir Gün Batımında Özgür Efe Özyeşilpınar İle.

2024.11.17 00:00
| | |
2773

Hiçbir zaman o herkesin herkesle, hem en yakın dost, hem en acımasız rakip olduğu, ihtirasın tavan yaptığı dünyanın içinde hissetmemişti...

Hiçbir zaman o herkesin herkesle, hem en yakın dost, hem en acımasız rakip olduğu, ihtirasın tavan yaptığı dünyanın içinde hissetmemişti kendini.Gülümseyen sessizlikleri, kağıt kesikleri gibi ufunetli, acıtan yaraları, hicran bulaşığı yalnızlıkları vardı ve saksıda açan ortancaları, yıldız çiçekleri...gün gelmiş isminin üstünü çizenleri bile affetmişti.Dahası taşkın heyecanlarını, sevinçlerini de, lila rengi ıssızlıklarını da hep uçlarda yaşamıştı.

Özgür Efe Özyeşilpınar'ı dinlerken, sık sık gözlerinde beliren o 'hüzün çalan' gülümsemeyi ayrımsadım.İzmir sokaklarında dolaştık birlikte, Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nin kulisinde "Kutlama" nın birkaç repliğini tekrarladık, sonra serin, yağmurlu bir akşam vakti, şehrin sisi denizin üzerine inerken Hasan Tahsin'den, o 'ilk kurşun'dan konuştuk.Ankara Birlik Tiyatrosu'nda "Bir İsyancının Savunması" nın  okuma provasında yanyana oturduk mesela.

Artık çok daha iyi anlıyorum; hayatında küçük isyanlar, bekleyişler, kırılan hayallerin hicranı olsa da, her defasında içindeki şarkıya eşlik etmesini bilmişti.Üç duvarlı dünyasında mutluydu.Belki de sadece orada...hep çocuk kalmayı başarmıştı çünkü.Masum, meraklı, bazen hırçın, güzel duygularını korumasını bilen bir çocuk.Yeşili bol ela gözlerinde sonsuz ışık çakımları olan bir çocuk...

" Yaşayacağız Vanya Dayı, başka ne yapabiliriz ki ? "

Ayla Algan, Ali Taygun, Haldun Dormen, Yaşar Aksoy, Gülsen Tuncer,  Ataol Behramoğlu'nun ellerini omuzunda, güven, cesaret veren seslerini sesinin yanında duydu her defasında, o sesleri sesine kattı Özgür Efe Özyeşilpınar."Vişne Bahçesi"nin 'Yaşa'sıydı o.Yoksa Euripides'in 'Odisseus'u olmasın ?

Sahi, neden altı yıl sahnesiz  kalmıştı ? O korkunç, kendi ifadesiyle "dehşetengiz"  zamanları nasıl yaşamıştı ? Ya rol aldığı oyunlar ? " Bebeklerin Ulusu Yok" muydu gerçekten ? "Hekabe" nin provasında Ayla Algan kendine ne demişti ? Ah evet, Pınar Kür'ün " Küçük Oyuncu " adlı romanının hayatındaki önemi neydi ? En önemlisi İzmir Eşrafı'ndan meşhur Şefik Bey'in torunu, günün birinde sahneye çıkabilir miydi ? İşte bütün bunları konuştuk Özgür Efe Özyeşilpınar ile.

Söylenecek sözleri birikmişti.Benim de soracak sorularım vardı.

- Buğulu bir pencere camına ne yazardın Özgür?

- Küçüklüğümde de cam, ayna fark etmez, nefesimle hohlar ve 'Tiyatro' sözcüğünü yazardım.Şimdi, 'İyi ki tiyatro var,' diye yazarım.Hayat madem bir sahne, ki Shakespeare Usta elbette yanılmış olamaz...

- Tiyatro, oyunculuk...herşey nasıl başladı ?

- Çocukken, diyeceğim.Biliyor musun, tiyatrodan başka bir düşünce yoktu kafamda.'Büyüyünce ne olmak istiyorsun?'.Her çocuğun istisnasız karşılaştığı bu soruya, eskilerin deyişiyle oyuncu, ahir zaman tanımıyla aktör, derdim hep.Daha o yaşımda, dağarcığıma hayatın renklerini eklemeye başlamıştım.

- Moliere'in bir karakteri...

- Evet, 'Frosin'.Annem, kolejde öğrenciyken, sahneye konulan 'Cimri ' de o karakteri canlandırmış.Hatta tiyatrocu olmak, konservatuvar eğitimi almak istemiş.Zinhar, İzmir'in tanınmış eşrafından bir kız, oyuncu mu olacak...albümde sararmış birkaç fotoğraf kalmış geriye.

- Işık Yenersu peki ?

- Yaşım tutmuyordu, ama ne yapıp ettim, Işık Yenersu'nun oynadığı ' Hırçın Kız' ı izledim.Büyülenmiş gibiydim adeta.Günlerce 'Katharina' ile yaşadım, diyebilirim.Evet, ben de bir gün sahnede olacaktım.Kararım kesindi.

- Sonra ? Ya sonra ?

- Okulda temsil müsamere kollarında görev aldım.Mesela, Edebiyat Öğretmenimiz vardı, Ali İhsan Tezel, onunla 'Oy Madımak' adlı bir oyuna başlamıştık, yarım kaldı.Daha sonrasında Adalet Ağaoğlu'nun 'Evcilik Oyunu 'nu çalışmıştık.Lisede Türkçe / Matematik bölümünü seçtim.Ailem, özellikle babam pek hoşnut olmadı bu durumdan.

- Neden ?

- Bana biçilen meslekler belliydi.Genetik veya bilgisayar mühendisi olacaktım.Elalemin çocukları nasıl mühendis olmuşsa... halbuki ben hukuk ve konservatuvar eğitimi alıp, avukat ve oyuncu olmak istiyordum.

- Ne güzel.

- Babam şiddetle karşı çıktı.Konservatuvar sınavına gireceğim öğrendiğinde benimle tam dört ay tek kelime konuşmadı.Yok saydı.Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tiyatro ve İngilizce İktisat Bölümleri'ni kazandım. Tercihim elbette ve sadece tiyatroydu.

- Eyvah ki, eyvah.İpler kopmuş olmalı.

- Annem derhal Pınar Kür'ün 'Küçük Oyuncu' romanını sürdü önüme.Defalarca okuttu desem yeridir.Amacı anlatılanlardan etkilenip, oyuncu olmaktan vazgeçmemdi.Ama tuhaf bir durum yaşandı...kızının tiyatro eğitimi almasına şiddetle karşı çıkan anneannem, benim yanımda durdu, 'Şefik Bey'in torunu, madem bu kadar istiyor, varsın aktör olsun,' dedi.Tabii, annem, bilmem kaçıncı kez, 'Küçük Oyuncu'yu yeniden okumamı, iyi düşünmemi hatırlatıyordu.İlginçtir, zaman içinde babamla aramızdaki buzlar eridi, hatta beni destekledi.

 

- Hocaların kimlerdi ?

- Hülya ve Özdemir Nutku, Murat Tuncay, Lali Varlam Nikoladze, Nevin Eritenel, Mahmut Gökgöz ilk aklıma gelenler.

- Ve mezun oldun.Mektepli bir aktördün artık.

- Ver elini İstanbul.Aklımda oldum olası, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları vardı.Ama kolay olmadı, uzun zaman bekledim...başka tiyatrolarda çalıştım.İşte tam da o günlerin birinde Ali Taygun'un yöneteceği 'Leyla ile Mecnun' için oyuncu seçmeleri yapılacağını öğrendim.Sınavı geçtim.Düşüm gerçek oldu.Artık Darülbedayi'deydim.

- Orada hangi oyunlarda rol aldın ?

- Dediğim gibi, ilk oyunum 'Leyla İle Mecnun' du.Ardından 'Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz', 'Bachalar', 'Bir Deniz Masalı', 'Fareli Köyün Kavalcısı ', 'Vişne Bahçesi', 'Coriolanus', 'Mara- Sade', 'Kösem Sultan', 'Nekrassov' ve 'Kutlama' geldi.Oyunculuk yanında bazı oyunların reji asistanlığını da üstlendiğim oldu.25.Gençlik Günler'i kapsamında 'Kirli Hikaye' yi yönetmiştim mesela.

- Athena Tapınağı'nda 'Hekabe' nin provasındasınız...

- İthaka Kralı Odisseus rolündeydim.Ayla Algan şunları söylemişti bana : 'Karşındaki oyuncuyu çok iyi taşıyan bir aktörsün.Sahnede gidebileceğin sınırların en ucuna git, satır aralarını oyna...' Bu sözleri hiç unutmadım.Uyguladım.

- En büyük mucizen neydi ?

- Altı yıl sahnesiz, rolsüz, nasıl desem, evimden uzak kalmıştım.Ağır, hunhar zamanlardan geçtim.Hayat kırıklığının ne anlama geldiğini anladım bu süreçte.Kırgın, öfkeliydim.Ve ayakta kaldım,  gereksiz parantezleri kaldırdım yaşamımdan.Direndim...bu da benim mucizem sayılır.

Odaya dolan yağmur serinliğini fark ettim.Gözleri bulutlanmıştı.Gözleri çok uzaklarda, gözleri acılıydı.

Özgür Efe Özyeşilpınar Tiyatro Nil'i kurdu bu arada.Ataol Behramoğlu'nun şiirlerinden derlediği "Bebeklerin Ulusu Yok" adlı oyunu sahneye koydu, Gamze Durmuş ile o şiirlere yaşam verdi, o şiirlere gövde, can oldu.Televizyon dizileri, sinema filmlerinde rol aldı, eğitmenlik yaptı.

"Bebeklerin Ulusu Yok", savaşın acımasızlığını gözler önüne seren, Ataol Behramoğlu'nun bugün hâlâ gerçekliğimize dokunan şiirlerinden oluşan bir kolajdı.Orhan Alkaya, Aslı Öngören, Gülgün Feyman dış ses olarak projede yer almışlardı.Pınar Ataer koreografi, Kemal Yiğitcan ışık tasarımını üstlenmişti.

Ataol Behramoğlu'nun sesi Özgür Efe Özyeşilpınar'ın sesine karışmıştı : 

" İlk kez yurdumdan uzakta yaşadım bu duyguyu 

   Bebeklerin ulusu yok 
   Başlarını tutuşları aynı 
   Bakarken gözlerinde aynı merak 
   Ağlarken aynı seslerin tonu 
    

   Bebekler çiçeği insanlığımızın 
   Güllerin en hası, en goncası 
   Sarışın bir ışık parçası kimi 
   Kimi kapkara üzüm tanesi..."

Ve "İlk Kurşun - Hasan Tahsin" ..

" Yaşar Aksoy’un 'Yürekler Selanik' adlı kitabından yola çıkarak, Osman Nevres’in, bizim bildiğimiz adıyla 'Gazeteci Hasan Tahsin’in hayatını sahneye koydum ve oynadım.Ses getiren bir yapım olmuştu.Aslında bu proje şöyle gelişti : 'Bebeklerin Ulusu Yok'u izledikten sonra Yaşar Ağabey kulise gelip, bana 'Çocuk sen artık Hasan Tahsin'i oynamalısın, 'demişti.Gülsen Tuncer de ne zaman beni görse, ille 'Hasan Tahsin' konusunu gündeme getiriyordu."

Yaşar Aksoy'un getirdiği "Yürekler Selanik"in daha yirminci sayfasına gelmişti ki, telefona sarılıp :

"Yaşar Ağabey, tamam ben bunu sahneye taşıyacağım," dedi."İlk Kurşun - Hasan Tahsin" de elde ettiği başarı, Özgür Efe Özyeşilpınar'ı bir başka zirveye taşıdı.

Derken Yıldırım Fikret Urağ'ın yönettiği "Kutlama" ile uzun bir aradan sonra yine gerçek yuvasında, kendi ifadesiyle Darülbedayi sahnesindedir.Mutludur, heyecanlıdır.

- Yıllara bırakalım kendimizi, ne dersin ? Tiyatro hayatında, mesela 1995 ile 2000 yıllarının anlamını sorsam..

- Dokuz Eylül Üniversitesi G.S.F. Deneme Topluluğu bünyesinde ‘Son Umut Tükenmeden’,‘Gölge Oyunu’, ‘Koltuk Sevdası’ ve ‘Sabun Kokulu Pencereler’ adlı kısa oyunlarda,
Özdemir Nutku’nun yönettiği Haldun Taner'in ‘Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım ' adlı oyununda,
Lali Varlam Nikoladzade'nin yönettiği Anton Çehov'un’un ‘Martı’ adlı oyununda ve mezuniyet tezim kapsamında, 
müzikaller üzerine hazırlanmış olan  ‘İstanbul Efendisi Müzikali’ ve ‘Lüküs Hayat Operet'inden oluşan kısa bir kolajda rol aldım.

- Devam edelim o halde.Sene 1997.Yirmi yaşında genç bir aktörsün...

- İzmir Devlet Tiyatrosu’nda Alev Kerimoğlu'nun rejisini yaptığı ‘İsli Sisli Pis Puslu’ adlı çocuk oyununda oyunculuk stajımı tamamladım.Yine bu dönemde,
'Boccaci Decameron'dan Rekin Teksoy çevirisinin tanıtımı için düzenlenen okuma tiyatrosunda görev aldım.

- Ve gelelim 2000'li yıllara...

-  Öncelikle Ayla Algan ile birlikte Paul Bargetto yönetiminde Asos Athena Tapınağında gerçekleştirilen
Euripides’in ‘Hecabe’ adlı oyun var.Sonrasında
Çevre Tiyatrosu Semaver Kumpanya oyuncusu olarak, Işıl Kasapaoğlu yönetiminde
‘Paşa’da Şenlik Var’ ve ‘Kuşlar Meclisi’ adlı oyunlarda rol aldım.

- Merkez Espri Komitesi Oyuncuları döneminde var sanırım ?

- Kayra Şenocak’ın yazıp, yönettiği ‘Erkekler Ne İster?’ ve ‘Sevgili Karım’ adlı oyunlarda rol almıştım.Hemen kısaca bahsedeyim, Festival Tiyatrosu Oyuncuları adı altında 3.Uluslararası Tünel Festivali kapsamında sergilenen ‘Anlat Bana’ adlı 'Şahmaran Hikâyesi'nde de rol aldım.

- Bir özel tiyatoda daha çalıştın...

- Doğru, Teatro Alba Oyuncuları ile Rayy Coneyy’in yazdığı, Zafer Kayaokay'ın yönettiği 'Karmakarışık' adlı oyunu yapmıştık. 

- Ve çok yoğun zamanların geçtiği bir dönem var ki...

- İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda İskender Pala’nın yazdığı, Yalçın Tura’nın müziklerini yaptığı, Ali Taygun’un yönettiği 'Leyla ile Mecnun' müzikali, Kenan Işık’ın yönettiği müziklerini Timur Selçuk’un yaptığı ‘Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz’ , Can Doğan’ın yönettiği ‘Bir Deniz Masalı’ adlı oyunlarda oynadım.  
Ayrıca Tiyatro Nil-Nil Oyuncularını kurdum ve ‘Antonius, Kleopatra Arada Bir Caesar’ adlı oyunu hem yönettim, hem de 'Antonius' rolünü üstlendim. ‘Anlat Bana Şahmeran’ adlı oyunu çocuk oyunu olarak uyarlayıp yönettim.

Şükrü Türen imzalı ‘Coriolanus’ , Mihai Maniutiu’nun yönettiği ‘Bakhalar’ ve Cem Karakaya’nın yönettiği ‘Fareli Köyün Kavalcısı’ Ali Taygun’un yönettiği ‘Vişne Bahçesi’ , Ragıp Yavuz’un yönettiği ‘Mara-Sade’, Engin Uludağ'ın yönettiği ‘Kösem Sultan’, Ergün Işıldarın yönettiği ‘Nekrassov’ adlı oyunlarda oynadım."  

 

Özgür Efe Özyeşilpınar, 2013 yılında ' Deli Dolu Cabare / Yol Geçen Hanı'  adlı gösteriyi yazdı yönetti ve hem oyuncu hem de solist olarak görev aldı.Ardından Ankara Birlik Tiyatrosu yapımı Gül Göker’in yönettiği "Bir İsyancının Savunması" adlı oyunda rol aldı.Ve Tiyatro Ayna'da, " İstanbul'un Gözleri Mahmur" adlı oyunda yolu Dilek Türker ve

Hakan Altıner ile kesişti.Yukarıda da, bahsettiğim gibi, Özgür Efe Özyeşilpınar, 

 "İlk Kurşun - Hasan Tahsin ( 2022’de Uluslararası İzmir Araştırmaları Derneği tarafından verilen Vefa Ödülü’ne değer bulundu ), "Kutlama" adlı oyunlarla ses getiren başarılara imza attı.Şimdilerde yepyeni bir oyunun heyecanı içinde...çağla yeşli bol ela gözlerinde hep o telaşlı ışık çakımları, hep o ilk yaz heyecanları.

Anahtar Kelimeler: Özgür Efe Özyeşilpınar



0 Yorum
Hmm! Bu içeriğe henüz yorum yapılmadı, sen yazmak ister misin?
Bekle! Yorum yazmak için üye olmalısın Üye isen burayı tıkla. Üye olmak için de burayı tıkla.
Diğer Yazıları





E-Bülten Üyeliği Görüş Bildir