BEKLEME SALONU - GENÇ GÜNLERDEN GELEN...
Yiğit SERTDEMİR’ in “BEKLEME SALONU” adlı oyunu İBB Şehir Tiyatrolarında... Bekleme Salonundan önce “O.B.E.B- Öldün mü Duydun mu ?- 444- Medeniyet Tiyatrosu- Faili Müşterek “adlı oyunları yazarı Yiğit SERTDEMİR. Oyunların.birçoğu çeşitli kurum ve kuruluşlarca ödüle layık görüldü.
Tolga YETER’in yönettiği “ BEKLEME SALONU” 23 Eylül 2003 de yazılmış. 25. Genç Günler buluşmasında sahnelenmiş ve 2009- 2010 sezonunda tekrar seyirci ile buluşuyor.
“İstemediğimizi söylemekte özgür müyüz ?”
“Unutmayalım kurallar artık değişti,kuralları sorgulamamız mümkün mü ?”
“Egolarımızı, hırslarımızı bir kenara bırakıp nefes almayı düşünüyor muyuz ?”
“ Sürekli kaybedildiğini bile bile bu oyundan vazgeçmeyerek neden yaşıyoruz ?”
Yanıtlarını bilmediğimiz belki de hiç düşünmediğimiz sorular var çevremizde dolanan. Çünkü; dinleniyoruz. İzleniyoruz ve Susturulduk. Korku İmparatorluğu tüm baskı ve yıldırması ile üstümüze çöreklenmiş. “ Özgürlük feda edilemez “ diyoruz ama artan baskılar, güvenlik bahane edilerek yapılan yasadışı dinlemeler, korku ve özel hayatın uluorta deşifre edilmesi “ BEKLEME SALONU” ndaki bizleri endişeli bir yaşama mahkum etmekte. Toplum olarak kurumlar olarak, adalete olan güvenimizin tam olması gerekmektedir. Yaşanan haksızlıklar karşısında tam bir tarafsızlıkla karar verecek bir adalet mekanizmasının olduğuna inanmamız gerekir “ BEKLEME SALONU” nda.
İş başvurusu için gelen üç kişinin bekleme süreci boyunca uygar bir rekabetten ölümcül bir husumete dönüşen ilişkilerini aktarıyor oyun. İronik oyun kurgusu rasyonel ve analitik yaklaşımlarla pekiştirilip başarılı oluyor.
Zeynep ÖZYAĞCILAR- Cengiz TANGÖR- Ertuğrıul POSTOĞLU çizdikleri kişiliklerle karakterlere soluk katıyorlar. “Karakterler arası gerilim ve gevşeme noktalarındaki nüanslar oyunun ritmini ve tırmanma grafiğinin belkemiği” diyen Seçkin SELVİ’ ye katılıyorum. Ancak Zeynep ÖZYAĞCILAR’ın ilk bölümdeki performansı ile 2. yarıdaki sergilemesi karşılaştırıldığında 2. yarının daha “pik” yaptığı gözden kaçırılmamalı.
"Genç Tiyatro” da hayat sonsuz bir yarış, kabul etmek istiyoruz. Kan –ter içinde yanımızda düşenleri görmüyoruz bile... Bekleme salonundaki bu üç kişide kabul edilmeyi bekliyor. Sadece biri amacına ulaşacak ne pahasına olursa olsun diyen Zeynep ÖZYAĞCILAR’a bunun yanıtını şöyle verebilir miyiz ? Nagehan ERBAŞI’n sözleriyle ; “ Beklentimiz değil, nasıl beklediğimiz önemli olduğu bir dünya “ BEKLEME SALONU” olmalı... Hırslarımız ve unuttuklarımız bir motif gibi işlendiği, “farkındalığın farkına” vardığımız bir dünya olmalı BEKLEME SALONU...
Anahtar Kelimeler: bekleme salonu, istşeh, istanbul şehir tiyatrosu
0 Yorum