MAKALELER

Yasemin Şimşek Tüzün ve Yılmaz Tüzün ile

2022.11.04 00:00
| | |
2453

Geçtiğimiz günlerde size, " Son Kantocu Eleni, Elenika" dan bahsetmiştim, hatırlarsınız.


Geçtiğimiz günlerde size, " Son Kantocu Eleni, Elenika" dan bahsetmiştim, hatırlarsınız.

" Şimdi bana benzemeyen ama asla ben olmayan bir başkası var içimde " demişti Eleni.Hep Toma'nın sahnesini hayal ediyordu.Bazen de bütün meşhur kantocuların, zengin hanımların elbiselerini diken Hayganuş'un provavalarını...ama en çok Niko'yu.

" Ben, püsküllü ışıltılı elbisemle sahnede dans ederken yine kokulu mektuplar yağsın sahneye, tabureler, masalar devrilsin.Alkışlar dünyanın dört bir yanından duyulsun.Keşke düşüncelerim ve ruhum da bedenim gibi yaşlansaydı... ağırlaşsaydı.."

Ve bir gün şarkılar susmuştu Eleni için.Aynalar susmuştu.

"...aynaya bakacaksın ama gördüğün kadın sen olmayacaksın."

" Elenika " da genç Eleni'yi canlandıran Yasemin Şimşek Tüzün ve oyunun yönetmeni Yılmaz Tüzün ile oyun hakkında kısa bir söyleşi yaptık.

Pınar Çekirge - Öncelikle neden " Elenika' " ? Bu eseri seçmenizin özel bir nedeni var mıydı ? Ve asıl sorum, Tomris Çetinel'i bu oyun için nasıl ikna ettiniz ?

Yasemin Tüzün - "Elenika"nın  sahnelenmesine dair karar süreci oldukça ilginçti...nasıl desem büyü gibi, metafizik gibi, mistik bir durum yaşandı adeta.

Pınar Çekirge - Nasıl yani ?

Yasemin Tüzün - Öncelikle belirteyim, 
"Elenika" romanı, meğer sevgili Tomris Çetinel'in son dönemlerde, okurken en çok etkilendiği eserlerden biriymiş. Bir edebiyat söyleşisinde, daha önce  tanışmadığı bir hanımefendiye coşku içerisinde bu romandan bahsetmiş.Hanımefendi romanın yazarını sorduğunda Tomris Hanım " Eleni'nin o kadar çok tesiri altında kaldım ki, maalesef utanarak söylemeliyim, yazarının ismini şuan anımsayamıyorum "demiş. Hanımefendi gülümseyerek, "Ben yazdım.Ben, Handan Gökçek" diye tanıtmış kendisini. Böylece aralarında büyülü bir bağ oluşmuş.

Pınar Çekirge - Peki ya sonra ? 

Yasemin Tüzün - Bu konuşmadan tümüyle habersizdim.Handan'la "Bebekler " oyununun provası arasında, romanları hakkında konuşurken, söz " Elenika "ya geldi. Konusu beni çok sarsmış olacak ki,"  Bu romanı hiç vakit kaybetmeden hemen oyunlaştır, Eleni'yi adeta Tomris Çetinel yaşar kılsın diye yazmışsın ", dedim.Handan şaşkınlık içinde Tomris Çetinel ile tanışmalarından bahsetti.

Pınar Çekirge - Kader ağlarını örüyor...

Yasemin Tüzün - Projeyi Yılmaz'a aktardık.İlgiyle dinledi ve Tomris Çetinel'i aramamı, eğer kabul ederse, " Elenika " yı sahneye taşıyabileceğini söyledi.Herşey, işte böyle başladı.

Yılmaz Tüzün - ÖBTT(Öteki Beriki Tiyatro Topluluğu) kurulduğundan bu yana; "Bezik Oynayan Kadınlar", "Külkedisi Öldü", "Bildiğiniz Şeyler", "Medeni Hali", "Ay Carmela", "Eski Aşk", "Hizmetçiler", "Atlıkarınca Hikayeleri", "Fikriye", "Bebekler" gibi ana eksenine kadını alan, oyunları seçti. Sevgili yazar yoldaşımız Handan Gökçek'le "Bebekler" oyunuyla başlayan serüvenimiz, az önce Yasemin'in de anlattığı gibi, çok ilginç gelişmelerle bizi "Elenika" ya getirdi; şöyle ki, öncelikle roman olarak yazılan eser, tanışmasalar da, Tomris Hanım düşlenerek yazılmış. Süreçte romanı çok sevmiş olan Tomris Hanım, bir biçimde Handan ile bir araya gelmiş.Handan'dan romanı oyunlaştırmasını rica ettiğimizde, doğal olarak tiyatromuzun kilometre taşlarından Tomris Çetinel de, bizi onurlandırmış oldu... 

Pınar Çekirge - Başarılı bir İstanbul prömiyeri ile, çok beğenilen, duygu dolu bir oyuna imza atıldı. Ne tür duygular içindesiniz ?

Yılmaz Tüzün - İstanbul prömiyerinden sonra İzmir'de de başarılı bir ilk gösterim oldu. Seyircinin takdiri bizi tabi ki, çok gönendirdi. Bu oyun öncesinde İstanbul' a sadece turne için gelirken, " Elenika "oyunuyla başladığımız Şişli Tiyatrosu ortaklığımız, sevgili yoldaşımız Mustafa Kalkan ile yollarımızı birleştirmiş oldu. Dolayısıyla ÖBTT'nin artık İstanbul'da da yerleşik bir sahnesi var.

Zaten yıllardır alışıla gelmiş olan yerel tiyatro kavramına belki bir cevap olabilir bu durum. Çünkü hep dediğimiz gibi, ÖBTT sadece bir İzmir tiyatrosu değil, Türk dilinde tiyatro yapan bir tiyatro topluluğudur...  Ve " Sanat uzun, hayat kısa " denilse de, yine de bir şeyler yapmaya vakit var...

Pınar Çekirge - Nasıl bir reji uyguladınız ? Şimdi dönüp baktığında hedefinize ulaştığınızı düşünüyor musunuz ?

Yılmaz Tüzün - Reji notlarına gelecek olursak; tabi ki, anlatmaya, seyirciye yansıtmayı başarabildiğim kadardır reji...Ama umuyorum ki, "Elenika" nın öncesiz ve sonrasız o son anları, sisli bulanık hatıralar, özlemlerimiz, acılarımız, neşelerimizle dolu yaşanmışlıklar sandığımız ve katı gerçekliğiyle belleklerde yer etmiş o kara eylül günü seyircimize anlatılabilmiştir. Başarabildiysek ne mutlu bize...   

Pınar Çekirge - Reji anlayışınızda oyuncuyu özgür bırakmak var mı?

Yılmaz Tüzün - Oyuncularımla ilişkime gelecek olursak; kendim de oyuncu temelli bir yönetmen olduğumdan, beraber çalıştığım aktörler tamamen özgürdür, diyebilirim. Zaten başlangıçta masa başında, metni çok ama çok didiklediğimizden, geriye bazı teknik gereksinimler ve kaba trafikten başka çok bir şey de kalmaz. Aslında sahne provaları öncesi tüm aktörler ve teknik masa zaten reji serüveni için birlikte soluk alıp vermekte, aynı hedefe yürümektedir…

Ne diyordu Eleni :

" Ben, Eleni...Son Kantocu.Çocukken sımsıkı kavradığımız salıncağın iplerine ne kadar güveniyorsak, bizi yaşama bağlayan insanların varlığına da o kadar güveniriz.Biraz tedirgin, biraz ürkek ama büyük bir güvenle...Ben Eleni, gökyüzüne doğru yükseliyor sonra birden geriye doğru savruluyor, ama asla o ipleri bırakmıyordum.Tıpkı yaşam gibi, doğmakla ölmek arasında hızla yol almak gibi .."

Anahtar Kelimeler: Elenika, yasemin tüzün, Yılmaz Tüzün



0 Yorum
Hmm! Bu içeriğe henüz yorum yapılmadı, sen yazmak ister misin?
Bekle! Yorum yazmak için üye olmalısın Üye isen burayı tıkla. Üye olmak için de burayı tıkla.
Diğer Yazıları





TİYATRONLİNE

E-Bülten Üyeliği Görüş Bildir