MAKALELER

Seni Alırsa Fırtına

2025.09.26 00:00
| | |
16990

Paylaş:
Mübadele yılları...yarım kalmışlığın, hasret, hüzün, yağmalanmışlık, çaresizlik matem duygularının eşlik ettiği hayal ve hayat kırıklıkları...

" Seni alırsa fırtına Dayanamam yokluğuna..." 

Erkan Cılak'ın yazıp, yönettiği, dekor tasarımını Hakan Urul, kostüm ve aksesuar tasarımlarını Elif Artun Yüksel'in üstlendiği " Seni Alırsa Fırtına " adlı oyunda Arzu Yanardağ ( Agnes ) ve Erkan Cılak ( Leonidas ) son derece başarılı iki yoruma imza atıyorlar.

" Aşktır iki kişilik olan, ölüm ise tek başına yaşanan..."

Mübadele yılları...yarım kalmışlığın, hasret, hüzün, yağmalanmışlık, çaresizlik matem duygularının eşlik ettiği hayal ve hayat kırıklıkları.Anıların, yaşanmışlıkların terk edilişi...herkes yaralıydı aslında.Herkes geride kalmıştı.

Gülcemal Vapuru uzaktan görülmüştü.Bacasından yükselen kapkara duman gökyüzüne uzanıyordu.

Oyun sonrası Erkan Cılak ile " Seni Alırsa Fırtına " yı konuştuk.

- Son dönemde izlediğim, teksti, rejisi, oyunculukları, müziği ile kalbe dokunan, son derece etkileyici bir eser...bu oyun nasıl, hatta neden yazıldı ?

- Bu oyunu yazmaya karar vermem şöyle oldu; Ayvalık Belediyesi'nde Kültür Müdürlüğü görevi yaparken, Giritli'ler Derneği'nin bana gelerek "Mübadelenin 100.yılında, yaşananlara uygun bir oyun bulalım" demesiyle, kafamda hemen " Mübadeleyi Ayvalık'tan daha iyi kim anlatabilir ki?" sorusu şekillendirdi.

- Biraz daha açar mısın ?

 - Ayvalık, 40 bine yakın Ortodoks Rum'un gönderilip, Midilli'den gelen 7150 Türk Müslüman'ın olduğu ve 100 yıldır o mübadelenin izlerini taşıyan bir yerdi.Aslında 11 farklı ülkenin gümrük ateşeliğinin olduğu bir şehir, bir değişimle 100 yıldır kasaba olarak kalmış, belli bir kültür değişimi yaşanmıştı.

Bir çok hikaye dinlemiştim, son mübadillerin video kayıtlarından konuşmalarını izlemiştim, örneğin Bilon Teyze, 100 yaşına yakın, ilk belediye başkanının kızıydı, ne çok şey anlatmıştı...

Yazarım dedim, kafam çok karışıktı, bu hikayeyi kırmadan dökmeden anlatmam lazımdı, milliyetçi bir taraftan değil insani taraftan, gönül yarasından...yola çıktım.Hatırlıyorum, 17 Ekim 2022 saat 18.03'ü gösterirken ilk sözcükleri yazmaya başlamıştım, saat tam 19.03...oyun bitmişti.

Sevdiğim ve fikrine inandığım, oyun da yazan bir büyüğüme ," Bir oyun buldum, bak bakalım nasıl?" diye yolladım, "Bu kimin, müthiş bir eser, basit, düz, yalın ama çok derin"  diye cevap geldi...

Yani çok uzun süre mübadele dönemi, mübadillerle ve tiyatro ile ilgilendiğim için olacak sanırım, bir tür deşarj durumu, ister istemez oyuna dönüştü.

Ve 30 Ocak 2023 tarihinde " Seni Alsa Fırtına" yı başka iki oyuncuyla ilk kez sahneledik. Ayvalık'ta yaşayan mübadil çocukları oyunu izlediğinde hiç beklemediğimiz bir alkış ve beğeniyle karşılaştık...hemen hepsi ağlıyor ve " Biz bu hikayelerle büyüdük ", diyordu.

- Sahnede o kadar sahici, o kadar inandırıcı, klişelerden uzak iki karakter var ki...bu başarının sırrı nedir ?

- Bu oyun bir kadın oyunu değil, bir kadının oyunu, iki milletin oyunu, bir coğrafyanın, hasretin, kırılışın oyunu...

O nedenle o gerçekliği yakalanmadan önce, bildiğim, duyduğum bütün hikayeleri düşünüp, kendime ve karşımdaki oyuncuya anlatarak, devamlı "Sen olsan ne yaparsın?" sorusuyla, yola çıktım.Böylece, o bahsettiğiniz duygu yoğunluğuna eriştik.

- İnan gözlerim yaşarana kadar sahnedeki o güzelliği, o samimiyet ve duruluğu seyrettim.Nasıl desem içime sindirdim her sahneyi.Hayalle gerçek öylesine şiirsel bir temele oturtulmuştu ki...çoğu kez belki de hiç ayrımında bile olmadığım duyguları hatırlattınız.Sanki yağmur ve gözyaşı yağıyordu.O taş evin kapısından döndüm.Hayır, fesleğen, sardunya kokan avluya giremedim, kalbim el vermedi çünkü.Ve o şarkılar...Kim Türk, kim Rum...mübadele sonrası değişen hayatlar, kimlikler...yaşanan acılar... sirtaki ve zeybek.Bu detayları oyuna aktarırken nasıl bir yol izledin ?

- Ailem İzmir'li, anne tarafımın büyükleri Girit'li...ben 7 yaşında Ayvalık'a geldim.Farklı bir şeyler vardı sanki.Kim Müslüman, kim Hristiyan'dı ? Çocuk aklımla bir teyzeye " Sen Müslüman mısın, yoksa Hristiyan mı," diye sormuştum.O kırık Türkçe'siyle yanıtlamıştı beni : " Meryem Ana tanığımdır ki, Müslüman'ım." İşte, bu paradoks bana Ayvalık'ta mevcut 11 kilisenin nasıl camiye çevrildiğini, ikonların altında namaz kılındığını tüm gerçekliğiyle anlatıyordu.Coğrafya ve insan aynıysa ibadethanelerdeki dinler değişebiliyordu demek.Kim Rum, kim Türk sorusunun yanıtı burada saklıydı.

- Rüzgarlı bir ağaç, yankıya dönüşmüş bir ses oldunuz sahnede.Yarım kalmışlığı, o çaresizlik duygusunu böylesine başarıyla ortaya koymanızı sağlayan neydi ?

- Hep bize mallar mülkler anlatıldı, orada evler şurada zeytinlikler kaldı diye...iki taraf da mutsuzdu...iki taraf acılardan yana mutsuz ama konuşulan, 100 yıl önceki mallar...Mutsuz eden daha başka birşey olmalıydı, insanlar eskiden aşklarını uluorta anlatamazlardı, ama asıl mutsuz eden yarım kalan aşklar ...parçalanan aileler ...ve o derin hasret duygusu bence.Bakın, Perşembe günü Ayvalık Pazarı kurulur.Midilli'den pazara gelir, dedelerinin evlerini bulup, duvarlarına ellerini sürerler.Hep o yarım kalmışlık duygusu...şunu söyleyebilirim, mübadele bir coğrafyanın en büyük sınavıdır.

Elimden geldiğince ajite etmeden, iki tarafa da karışmışlığı ve yarım kalmışlığı pay etmeye çalıştım...suyun iki yanında bu insanlar bilmedikleri topraklara,  gemilerle gönderilirken yemekleri tencerelerinde kalmış...iki taraf da geri döneceğiz diye gitmişler, kimse gelememiş...kimse gidememiş...ne gidebilmek ne de kalabilmek aslında...

- " Seni Alırsa Fırtına"nın başarısını tescil eden ödülleri de var, öyle değil mi ?

- Yeni tiyatro Dergisi en iyi oyun metni, ve o dönem Serap Ceylan'a en iyi kadın oyuncu ödülüne layık gördüler, Direklerarası da aynı sene yönetmenlik başarı ödülüne değer bulmuştu...

- Ve role hakimiyetiyle yankılı, sadelikle estetiği iç içe geçiren, etkileyici, üst düzey  bir oyunculuk sergileyen Arzu Yanardağ...

- Her duyguyu, her sözcüğü anlamak adına çok çalıştı, hiç durmadan sorular sordu.Karakterle özdeşleşti, karaktere sahip çıktı, karakterle bütünleşti.Düşünsenize, daha önce oynanmış bir rolü devralmak, bir oyuna sonradan dahil olmak zordur...bunu başardı. 

" Seni Alırsa Fırtına " özü, sözü, iletisi olan, izlenmeyi, hatta birden çok kez izlenmeyi hak eden, " masterclass"  diyebileceğim, bir yapım.İzlemenizi öneririm.

Anahtar Kelimeler: Seni Alırsa Fırtına, erkan cılak



0 Yorum
Hmm! Bu içeriğe henüz yorum yapılmadı, sen yazmak ister misin?
Bekle! Yorum yazmak için üye olmalısın Üye isen burayı tıkla. Üye olmak için de burayı tıkla.
Diğer Yazıları





E-Bülten Üyeliği Görüş Bildir