Nazım Hikmet’in Rusya’da geçirdiği dört yılın ardından, ülkeye dönüşte yazdığı ilk oyunu ‘Kafatası’dır. 1932’de yazılan ‘Kafatası’ oyunu aynı yıl Darülbedayi’de sahnelenir. Trajik bir hikayeyi konu alan oyun, epik tiyatronun biçimsel ve düşünsel özelliklerini taşır; Nazım Hikmet’in Rusya’da bulunduğu dönem içerisinde etkilendiği önemli isimlerden
Mayakovski’nin dram estetiğini benimser.
‘Kafatası’ oyununda Nazım Hikmet, klasik gerçekçi temsil geleneğinin ‘tiyatro ile gerçeğe ayna tutma’ anlayışını değil, tiyatronun gerçeğe bir pertavsız gözüyle bakmasını ister. Nazım Hikmet’in toplumsal gerçekçi yanı, oyunun duygusal ve düşünsel sertliği kadar hüznünü de belirler. Paranın varlığı karşısında insanın düştüğü, düşürüldüğü durum oyunun
ana karakteri Doktor Dalbanezo üzerinden anlatılırken, oyun kişilerinin eylemleri, varlıkları iktisadi siyasi arasındaki sıkı ilişki (bu ilişkinin çözümlenemeyişi) üzerinden tartışılır.
‘Kafatası’ oyunun rejisörü Engin Alkan, metni yenileyip, düzenlerken, basit bir dramaturgi okumasıyla sadece döneme ait kodları günümüze getirmekle kalmıyor. Oyunu, gerçeği algılama biçimimizin değişimi ya da değişmeyişi üzerinden sorguluyor. Gerçeğin nasıl inşa edildiğini ve aslında ne oluğunu tartışıyor.
0 Yorum