Asya’nın, Afrika’nın yoksulları denizde boğulmayı, tel örgülere takılıp ölmeyi göze alarak çoluk-çocuk, kadın-erkek demeden savaştan, sefaletten kaçıp cennet bildikleri Avrupa’ya koşuyorlar. Avrupa’nın içinde bulunduğu büyük ahlaki ikilemi düşündürmeyi amaçlayan “Göçmenleeeer”; insanın, kaderin zalim gücüyle karşı karşıya geldiği, Antik Yunan tiyatrosuna özgü bu insanlık trajedisini sahneye taşıyor. “Ülkelerimiz ölüyor, bir ülke ölmeye başladıktan sonra yapacak bir şey yoktur” diyen “Göçmenleeeer”; gezegenin bu en çok kanayan yarasının her bir boyutunu fragman fragman ele alarak durumun bir fotoğrafını çekiyor.
Oyunun, Fransa’da kendisi de göçmen olarak yaşayan Rumen asıllı yazarı Matei Visniec, aynı zamanda bir gazeteci. Radio France Internationale’deki görevi kapsamında göçmenlerin, mültecilerin sorunlarıyla iç içe yaşayan Visniec “Göçmenleeeer”i; “Tiyatro bu konuların tartışılacağı bir ortam olabilir mi?” sorusundan yola çıkarak kaleme alıyor. Oyun şimdilik tamamlanarak sahneye taşınsa da yazar, sorun çözülmedikçe, ne kadar yazılırsa yazılsın oyunun eksik kalacağına inanıyor.
0 Yorum