Ritüel Sanat Merkezi ‘nin Tunalı Hilmi Caddesi üzerindeki binasının önünden geçerken ,Sanat Merkezine ilişkin pano’nun üstünde ‘Kuklacı’ adlı oyunun ilanı beni yolumdan çevirdi.
Uzun yıllar öğretim üyeliği ve anasanat dalı başkanlığı görevlerin de bulunduğum Ankara Devlet Konservatuar Tiyatro öğrencilerinin giriş sınavlarına veya yıl sonu sınavları için seçtikleri parçalar arasında en çok izlediğim, Öğrencilerin tekrarından bıkmadıkları yazar Gardner McKay ve’ Kuklacı ‘ adlı oyunu beni hem tebessüm ettirdi, Hem de Ankara çalışma günlerine beni geri götürdü..
Ritüel Sanat Merkezinin Pano afişinde kurucu ismi Cantuğ TURAY ve yanında Begüm TOPÇU ‘nun ismini görmek beni sevindirdi .İki ismi de tanıyor olmam ve onlara olan güvenim Sanat Merkezi’nin merdivenlerinden çıkarak beni üst kata merkeze götüren ve tahmin etmediğim şekilde sıra bekleyen kalabalık tiyatro seyircisi ile buluşturdu.
Seyircinin bekleme nezaketinin ayrı bir güzellikte olduğunu da bu birlikte olduğum kısa süreçteki gözlemimle söylemeden geçmem ise 28 Mayıs akşam seyircisine gerçekten haksızlık olur.Bu satırlara burada aktarmamla birlikte bu güzel seyirciyi de bu haksızlıktan özenle korumuş olduğumdur.
Kuklacı iki kişilik ,Psikopat seri katil ile Genç güzel psikiyatr arasında geçen hepimizin yakından tanıdığı bir oyundur.
Kuklacı karakteri , Zeki ve sevimlidir.Kadınlar üzerinde geliştirdiği yöntemi ise öldürmek yerine verdiği ilaçtan sonra lökotomi yaparak kurban olarak seçtiği kadınların yaşamsal fonksiyonlarını yitirmeleri üzerine çalışarak amacına ulaşmak için seçilmektedir.
Kuklacı ,Kadınları aynı zamanda bir kukla gibi görmekte ve Kurban seçtiği kadınları tıpkı kuklaları ile oynadığı gibi oynamaktadır.
Psikiyatr Maude ise Kuklacı Peter ‘in kurbanlarını da aynı zamanda tanımaktadır.
Yalnız güzel bir psikiyatr kadın ve Sempatik Katil Peter arasında geçen bu iki kişilik oyunda telefon ve mesaj dramatik aksiyonu ateşleyen var ama yok anlamında çelişkisi ile dikkat çekilerek katılımcı bir öge olarak oyunda özellikle ışık ile de vurgu yapılarak öne çıkartılmaktadır..
Yönetmen Cantuğ Turay, Küçük mekanı oyunculara mükemmel şekilde kullandırdığı gibi Sahne – Seyirci yapılanmasını tıpkı ülkem dışında seyrettiğim pek çok oyunda gördüğüm şekilde , sadece çizgisel ayırımı tercih etmesi de oyunun atmosferine,yaratması istenilen gerilimine seyirci ile birlikte nefes nefese giderek yine birlikte oluşmasına yardımcı olmaktadır.
Oyun öncesi ise seyircinin bekleme sürecinde onları oyuna hazırlaması ve bunu geleneksel ögeleri de kullanarak ışık hüzmesinden çıkan görüntünün perdeye düşmesini anımsatan’ ön oyun’ diyebileceğimiz pano üzeri çalışmasını projektörlerle çağdaş ve son derece dikkat çekici olarak ele alması,,Yönetmenin ayrıntılardaki titiz çalışmasının da önemli bir göstergesi durumunda seyircisini de olumlu olarak etkilemektedir.
Psikiyatr Maude karakterinde Begüm Topçu;,Oyunun başından itibaren işine önem veren ,Hastalarını düşünen ,Yalnızlığını bilen ama güncel duyumları içinde kendini dipdiri tutan,Dişiliğini kaybetmemiş ama cinsellikle yaşama aykırı oluşabilecek farkındalıkları gözden kaçırmayan ayrıca dikkatli! Güzel bir kadın ve bir psikiyatr olarak da oyunculuk performansını her katmanda başarı ile çözümlemiş,satır aralarına da yorumsal olarak kattığı bilinçli detaylar da da mükemmel’e sanatçı Begüm TOPÇU uzanmaktadır.
Özellikle ilacı aldığı sanısını seyirciye ulaştırdığı sahne ,Oyunculuk adına Sevgili TOPÇU’nun ayakta alkışlanacak anlardan oluşan bir çok sahnesi arasından öne çıkanlardan biri olmaktadır.
Kuklacı-Peter rolünde Melih EFEÇINAR oyunu izlediğim günden bir gün önce diplomasını almış bir oyuncu,Ritüel Sanat Merkezin de yoluna devam etmeyi de şimdilik benimsemiş olması takım çalışma anlayışına da uygun düşündüğünü göstermektedir.
Başarılı oyuncu ve Partner Begüm TOPÇU’yla sahne de EFEÇINAR oyunu paylaşmaktadır,Sahne sempatisi olan ve sahneye yakışan bir oyuncu olan EFEÇINAR,Gelecek için seyirciden aldığı alkış ve beğeni onu iyi yerlerde görebileceğimizi göstermektedir.
Dekor’un akılcı sadeliği ,Kostümde iki temel renk olan Siyah ve Beyazın tıpkı yaşam ve ölüm karşıtlığı olarak kullanılmış olması ,Işıkta da mekan ve sahne uygulamasının ulaştığı nokta da gençleri kutlamam gerektiğini de işaret etmektedir.
BİR TEŞEKKÜRÜM DE SEVGİLİ CANTUĞ TURAY’A SANAT ADINA;
2006 yılında Cantuğ Turay tarafından kurulan Ritüel Sanat Merkezi ,Önemli bir sanat işlevi görevi üstlenmiş olmanın da bugün gururunu yaşamaktadır.
Başkent Ankara gibi ,Sanat olaylarında seçici ve yoğun nitelik tartışmalarının yapıldığı bir ortamda bugüne kadar başarı ile ayakta kalmak son derece önemlidir.
Ekonomik hiçbir yardım almadan Sanat Merkezi kendi içinde açtığı Oyunculuk,Müzik,Dans,Resim Eğitim kurslarını da sanat yaşamlarını devam ettirebilmek için sanat merkezlerine destek olduğu kadar gerekli olarak da görmektedirler.
Ankara da benzeri olmayan bu merkez çok çalışmanın ,disiplinin ve güncel menfaatlerden uzak kalmanın haklı başarısını da doya, doya teneffüs etmektedir.
Ritüel Sanat Merkezinin son zamanlar da ortaklığına da omuz veren Sevgili TOPÇU’nun emeklerini de görmezden gelmek mümkün değildir.
Ritüel Sanat Merkezi’nin sevgili kurucusu Cantuğ TURAY ile Sevgili ortağı Begüm TOPÇU’nun ortaklıklarının 07.06.2014 tarihinden itibaren ömür boyu sürecek çok önemli bir ortaklıkla da devam edeceğini öğrenmek bu başarıyı başka bir güzellikle de taçlandırmaktadır.
Gençler önce sizi bu güzel kararınız ve töreniniz için kutluyorum.
Yeni dönemde buluşmak üzere..........
Füsun Balkaya
Ankara/29.05.2014
Anahtar Kelimeler: kuklacı, ritüel sanat merkezi
0 Yorum