MAKALELER

Seneye Bugün - Kocaeli Şehir Tiyatrosu

2011.10.11 00:00
| | |
7162

Kocaeli Şehir Tiyatrolarının sahneye koyduğu “Seneye Bugün”, 1951 yılında tanışıp 1975’e kadar her yıl buluşan Doris ile George’in senede bir gün yaşadıkları aşk öyküsünü ele alıyor.

 

 


Sabırlı Âşıkların Sıra Dışı Öyküsü… Seneye Bugün

 

   Kocaeli Şehir Tiyatrolarının sahneye koyduğu “Seneye Bugün”, 1951 yılında tanışıp 1975’e kadar her yıl buluşan Doris ile George’in senede bir gün yaşadıkları aşk öyküsünü ele alıyor. Bernard Slade’in yazıp Gencay Gürün’ün dilimize çevirdiği oyunun reji koltuğuna İbrahim Şahin oturmuş. Tarık Keskiner ve Seda Güven’in rol aldığı oyunun sahne tasarımını Veysel Çıracı, ışık tasarımını ise Cafer Yiğit üstlenmiş.

   Bernard Slade’in ölümsüz eseri Same Time Next Year (Seneye Bugün), senede sadece bir gün bir otel odasında gizlice yaşanan bu ilişki seks ilişkisinden çok daha fazlasını anlatıyor. Çeyrek yüzyıl boyunca her sene aynı gün buluşan ikili değişen dünyayla birlikte değişir. Bu sıra dışı âşıklar izleyiciyle hikâyesini paylaşırken değişen dünyayla birlikte aile kavramını, ahlak anlayışını ve dönemin iktidarı gibi birçok konuyu da beraberinde tartışıyor. 

 

   Bu tür oyunların en büyük zorluğu samimi hikâyeyi sahneye olabildiğince yalın aktarmaya çalışmaktır. Anlatılan konu ne kadar bize yakınsa oyuncularında o kadar içten ve sade olması, gerçekliğin şaşmaz bir ilke olsa gerek. Biz oyunu izlerken sahnedeki kişilerin büründükleri karakterler olarak izlemek isteriz.

   Komedi oyunlarının aksine bu tür romantik komedilerde oynanan karakterin günlük hayatımızdan birinin olması bana kalırsa rolün ağırlığını bir kat daha artırıyor. Ne antik yunan oyunlarındaki karakterler gibi doğaüstü özelliklere sahip ne de Shakespeare oyunlarındaki kadar abartılı karakterlere benziyor. Bir yandan sahneye çıkmanın bilincinde rol yapacağının keskinliği söz konusuyken diğer yandan rolü gereği sıradan bir karakteri sahnede ete kemiğe bürümek, işin yükünü çok daha ağır kılıyor. Seneye Bugün adlı oyunun başarısında, bu samimilik ve içselleştirilmiş karakterlerin profesyonel yansımalarının ön plana çıktığını söyleyebilirim. 

 

 

   En son “Küheylan” adlı oyunda hemşire rolüyle izleyici karşısına çıkan Seda Güven Şahin, izleyiciden tam not almıştı. Bu oyunda da böylesine zorlu bir rolü gündelik bir yaşam standardına dönüştürmekte hiç zorlanmamış. Sahnede canlandırılan karakterin oyun gereği günlük hayattan alınan bir karakter olması rolün ağırlığını bir kat daha artırıyor. Biraz abartıya kaçsa oyunun bütün büyüsü kaçacak çünkü. Bu anlamda bıçak sırtı olan bu karakteri abartıya kaçmadan yalın ve sade oynayarak sıradan, hiçbir üstün özelliği olmayan bir kadın haline getirmeyi başarıyor. Bu performansıyla da zaten 11. Direklerarası Seyirci Ödülleri’nde “En İyi Kadın Oyuncu Ödülünü” alması beni hiç şaşırtmadı. 
 
   En son “Resimli Osmanlı Tarihi” adlı oyunda Anlatıcı rolüyle izlediğimiz Tarık Keskiner, canlı ve teatral sunumuyla izleyicinin beğenisini kazanmıştı.  Bu oyunda da George karakteriyle uzun süre hafızalardan kazınmayacak bir performansa imza atıyor. Gerek ses kullanımı, gerek beden diliyle rolün hakkını vermeyi başarıyor. Özellikle duygu dolu sahnelerdeki canlı anlatımı izleyici duygulandırıyor. Oyunun gerçekçi ve sade bir anlatımla sahnelenmesi konusunda abartıya kaçmayan oyunculuğu, partneriyle kurduğu kıl payı denge sayesinde oyunun gerçeklik vurgusuna çok önemli katkı sağlıyor. 

 

 

   İbrahim Şahin’in reji koltuğuna oturduğu oyunun başarısında en temel etken yukarıda da saydığımız gibi dengenin çok iyi sağlanması. Oyun ne çok hızlı ne de çok yavaş akıyor. Oyunu boyunca sahnede anlatılan hikâyenin benimde başımdan geçebileceğini düşündüm. Yasak bir aşk yaşayan ikilinin yaşadıkları sıra dışı gibi görünse de izleyenlerin birçoğu tarafından bu hikâyeyi kafalarında canlandırdığını düşünüyorum. Bu da sunumun çok samimi ve içtenlikle sahneye yansıtılmasından kaynaklanıyor. Duygu oyunculuğunun ön planda tutulduğu bu tür oyunlarda en küçük ayrıntının bile bu büyüyü bozacağı göz önüne alınarak büyük bir titizlik göstermiş. Böylelikle baştan sona ilgiyle izlenebilecek, güncelliğini koruyan, sıcak, içimizi ürperten duygu dolu anlarla bizleri otel odasına götüren yönetmen İbrahim Şahin’i yürekten kutluyorum.

   SDKM’nin o küçük sahnesini bir otel odasına dönüştürerek sahne coğrafyasından bilinçle yararlanmayı başaran Veysel Çıracı’nın sade ve şık tasarımı oyuncuların rahat hareket etmesine büyük bir olanak sağlıyor. Aynı zamanda kostüm tasarımına da imza atan Veysel Çıracı’nın özellikle değişen dünya ile birlikte değişen kostümleri, geçen yıllarla birlikte oyuncuların da yaşlandığı göz önüne alınarak karakterlerin çok net ortaya çıkmasında büyük bir başarı sağlıyor.  Cafer Yiğiter’in ışık tasarımını oldukça renkli ve yılda bir kez buluşan âşıkların heyecanlarına da ortak oluyor. 

   Daha önce Kent Oyuncuları, Zakoğlu Tiyatrosu, Tiyatro İstanbul, İstanbul Şehir Tiyatroları gibi bir çok tiyatronun repertuarını süsleyen oyun, Kocaeli Şehir Tiyatroları tarafından 2011 sezonun sonlarına doğru prömiyer yaptı. Çokta iyi yaptı. “Seneye Bugün”, “Peynirli Yumurta” ve “Rita” gibi başarıyla sahnelenmiş romantik komedi türünün son halkası. “Seneye Bugün” daha ilk gösterimdeki başarısıyla özellikle Kocaeli Şehir Tiyatrolarının uzun yıllar başarıyla sahnelediği Rita’nın yerini şimdiden dolduracağa benziyor. 

 

Same Time Next Year / Seneye Bugün
Yazan: Bernard Slade
Çeviren: Gencay Gürün
Yöneten: İbrahim Şahin
Dekor Kostüm Tasarım: Veysel Çıracı
Işık: Cafer Yiğiter
Oyuncular: Seda Güven Şahin, Tarık Keskiner


Not: Oyun 19-26 Ekim tarihlerinde Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları SDKM sahnesinde izlenebilir.

Anahtar Kelimeler: seneye bugün, kocaeli şehir tiyatrosu, kocaelişeh, kocaeli



0 Yorum
Hmm! Bu içeriğe henüz yorum yapılmadı, sen yazmak ister misin?
Bekle! Yorum yazmak için üye olmalısın Üye isen burayı tıkla. Üye olmak için de burayı tıkla.
Diğer Yazıları





TİYATRONLİNE

E-Bülten Üyeliği Görüş Bildir