“Benim Adım Feuerbach”, oyunculuğun ne kadar korkutucu bir meslek olduğunu; sahnelere uzun yıllar ara verdikten sonra kendisini ‘sınanmak’ üzere seçmede bulan bir oyuncunun çarpıcı öyküsü üzerinden anlatıyor. Oyun aynı zamanda, “Bu yaşamda ben de varım” diyenlerin çığlığını sahneye taşıyarak herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği bir tiyatro deneyimi sunuyor.
Oyuncu, oyun kişisini yaratabilmek adına kendi derinliklerine ve yaşam bilgisine doğru dalışa geçer. Bu, aynı zamanda bir yüzleşme sürecidir. Ve oyuncu bu süreç içinde, belki de yaşamının sonuna kadar unutmak istedikleriyle göz göze gelmek, onları yeniden var etmeyi dilediği oyun kişisi adına kuşanmak durumundadır. Böylesine can yakıcı, terletici, ürkütücü sürecin karşısında, kimi oyuncular suyun üstünde yüzmeyi seçerler, kimileri on, kimileri yirmi, kimileri de bin metreye dalarlar. Her rol adına tekrar tekrar yaşanan bu dalışlar yıllarla birlikte çoğaldığında ne gün, ne an bilinmez ama bir gün bir an vardır ki vurgun yiyebilirsiniz...
Anahtar Kelimeler: benim adım feuerbach
0 Yorum