Kasap - İkinci Kat

4"KASAP" ve İnsan!
 

 "KASAP" İnsan aklına ,onuruna ,vicdanına sığmayan dayanılmaz vahşeti yaşayanlar neden kurban seçildiğini bile anlamadan...    

"KASAP" gözü dönmüşlük ,acımasızlık ve vahşet olayı...

İnsan nedir? Vicdan nedir? Bunlar nasıl işler?

Halil Babür’ün yazdığı yönetmenliğini Güray Dinçol ‘un üstlendiği Savaş Barış Projesinin son halkası ‘’Kasap’’ adlı oyun İkinci Kat oyuncuları tarafından türünde, sınırları son derece estetik olan çizgilerini kaybetmeden oynanmış bir oyun olmuş,seyircinin etkinliğini, gerginliğini olabildiğince sağlamayı başarmış, kasap üzerinden yabanıl veya ötesi için de insan içgüdülerini  yine yemek (Et) üzerinden çelişkilerini de zorlamayı, sorgulamayı unutmamıştır.

Vicdan-Mide ve Akıl ile başka canlıları tüketen insanoğlunun ,kendi türünü tüketmesinin söz konusu olduğunda Akıl,duygu ve eylem oluşumunda çaresizliğin çare olduğu kendi soyuna gelmesindeki ‘’Vahşi ve doymak bilmeyen insanın vicdan ötelemesiyle masaya yatırılması’’ oyunda açık ve seçik gösterilmiştir. Tiksinti, gerginlik, rahatsızlık gibi kaba, yabanıl hatta iğrenç duygular seyirciyi zorlarken estetik yapıya oyunda sadık kalınmıştır.

Acılar, Kan ve "Kasap"

Acı ve kan içimizde yaşadığımız ya da güncelliğini fazlaca koruduğu söz konusu olan bu ikili için de tıpkı korku ve heyecan duyguları gibi üstün etki gücünü yitirmeden Kasap da  gösterilmiştir.

Vahşet insanlık tarihiyle birlikte bu günün  temiz olmadığı gibi kanlı olan politik duruş ve işleyişlerinin içinden sunuşunu yapmış ,çaresizlik olgusunu da proje sahibi- yazar Babür ihmal etmemiştir.

"Kasap" Kan ve acı’yla insanı yiyerek bitirmek sonucunu, bilgiye dönüştürmek üzerinden vahşi ve doymak bilmeyen insanla olan beraberliğinde seyirciyi de  gerginliğinin içine evrensel yaklaşımında konuk etmiştir.

Eylemsel olarak tiyatronun varlığında , vasat olanın öldürücü yanı insanı çürütmüş, vahşet yanı ise rahatsız edicilik serüveninde daima yerini korumuştur.

Ahlaksal ve ruhsal anlamdaki vahşet için maskelerin veya maskenin çıkarılması anlamında değişimin gücü hep oyunda önemli olmuştur.

Vahşet içinde şiddetle arınmamız yani iç hesaplaşmamız da Kasap ve Karin anlamında daha belirginliği söz konusu olmuştur.

Oyunda yukarıda belirtmeye çalıştığım hususlar hassas bir terazinin dengesinde seyirciyle paylaşılmıştır.

Beden dili ,ses, ışık, kostümsel çarpıcılık, müzikle yaratılan atmosfer ve dekor da vahşet izleri üzerinden gidildiği anlamında eylemselliğe katkı oyunda başarılı olmuştur.

Ve...

"Kasap" vicdan sorgusunu yaparken, yaşam katmanlarında oluşan sıkıntılar yüzünden kaçan hayvanların ardından etsiz kalan insanlara çözüm arayışında bulunan Bakan’ın (Mert Denizmen) insan soyuna dönmesi esasına dayalı arayışında oluşan kasap dükkanı fikri yine  oyun için esas hareket noktası olmuştur.

Yura (Oğuzhan Ayaz)ve Karin (Evrim Doğan)  gibi farklı cinsiyet ve özelliklerde iki kişinin işe alınması gurme -köşe yazarının (Melis Öz) bu işe işlevsel şekilde katılımıyle normalleşme sürecinin desteklenmesine yardımcı olması  işlenmiş, Kurbanlık (Adnan Devran) ile birlikte karşımızda 80 dakikalık tüm ekibin başarılı, tempolu performansı oyunu seyredilir hale gelmesin de katkıları fazlaca olmuştur.

Ortak başarılı performansın dışında bir adım öne kendisini çıkarmak anlamında isteğim Adnan Devran’ın sessizlik içinde çığlıklarının hissedilmesi anlamında sessis beden diline ilişkin olmuştur.

Semih Varol, Meltem Tolan, Emre Uçaray, Murat Mahmutyazıcıoğlu, Ayşegül Yazmacı’nın başarılı çalışmaları oyunun diğer güçleri olarak tanımlanmıştır.

Teşekkürlerime bir eklentim olmuştur!

Vahşetin gerçekten bir akıl tutulması! olduğunu onaylayanlardan biri olarak Bakan-Kasap, Kadın-Erkek farklı cins ve  özellikler, Gurme-Basınsal ilişki ve Kurban seçiminde cinsiyet ve diğer tamamlayıcı ögelerde sunulan yalınlık anlamında alkışlarımızı sizlere gönderirken, vahşet sorgulaması ve güncel yanı üzerinde biraz daha cesaretli durulmasına ihtiyaç olduğu düşüncesi ,düşüncemde yoğunluk kazanmıştır.

İkinci Kat Oyuncularına adres bulamayan bir seyircileri olarak konukseverlilikleri anlamında da ayrıca teşekkürlerimi iletmek isterim.
                                                                                         

Füsun Akmen Balkaya
O4.11.2016/Fettah Çıkmazı-Beyoğlu-İST