Kalbinin Arka Bahçesinde Sadece O Vardı: Adnan!

Yapımcılığını Çiğdem Tunç Tiyatrosu'nun, Yönetmenliğini Çiğdem Tunç'un üstlendiği, Eray Yasin Işık imzalı " Aşk-ı Memnu  " uyarlamasını yeniden okurken, pencereden içeri süzülen mercan rengi ışığın altında birden Matmazel de Courton'u ayrımsadım.Oradaydı, tam karşımda.Çok şık, çok güzeldi yine.

Evet doğru, hüznün doruğu ile yalnızlığın sıfır noktası arasında dönüp dolaşan hesaplaşmalar içindeydi nicedir.Yıllardır küçücük umutları, hayalleri üst üste koyup ayakta durmaya çalışmıştı.Zaten çoktan kanlı kangrene dönüşen o yasak sevda, değil miydi bunca düşbozumunun tek nedeni ? Ve kıskançlık...sadece duygular değil, beden de kıskandırdı.Hem de çok.

Ümitleri hangi çıkmaz sokakta kaybolmuştu ? Hatırlamıyordu bile. Denizin bittiği, karaya vurduğu anları da.

Ya ele geçen o mektup ?

Oysa en yenilmez, en amansız, en acımasız özlemler, hayallerle sınanırken bile bir ' belki 'ye sığınmıştı hep.Nihal ve Bülend'i evlatları bilmişti.Kimileri için geçkin bir kızdı sadece.Bir duvak düşkünü.

Herkesten saklasa da, yaşamının eksik bir sayfası vardı.O sayfada bir tek isim yazılıydı sadece : Adnan !

Mağrurdu, gururluydu.Söze dökülmemiş isyanları, kalp kırıklıkları vardı.

Matmazel de Courton artık susmayacaktı.Varsın ilk ve son sözü hep hayat söylesin....susmayacak, suç ortağı olmayacak, görmezden gelmeyecek, lafını esirgemeyecek, hadiseleri gizlemeyecekti.Yoksa aşkın, geç kalmış, yaşanmamış, hep ertelenmiş duyguların misillemesi miydi bu, neden olmasın ?

Shakespeare'in III.Richard'ın sesine kattığı " Bir at...bir ata bütün krallığım.." cümlesini hatırladı o an.

Yitik ruhlar, peşini bir türlü bırakmayan hayaletler, gözlerindeki puslu, derin hayal kırıklıkları, siyah-beyaz, renkli hatıralar arasındaydı.Ve hayat ellerinin arasından tüy gibi uçup gitmekteydi.

" Olmaz Beşir.Adnan Bey bu videoyu izlerse her şey biter !"

Bir prova sonrası Gamze Yarka ile Matmazel de Courton'u konuştuk.

- Notlarıma göre, ' Gamze Yarka İstanbul Üniversitesi Konservatuvarı Bale ve Tiyatro Bölümü'nden mezun olduktan sonra televizyon dizileri, sinema filmleri ve tiyatro oyunlarında rol alıyor'.Şimdi nasıl hatırlamam " Gurbetçiler"i, " Kanlı Nigar" ı...Gelelim, " Aşk- ı Memnu / Hatıran Bende Saklı "ya, bu projesine nasıl dahil oldun ?

- Çok net hatırlıyorum, " Kanlı Nigar " ın tunelerinden birinden yeni dönmüştük.Çiğdem Tunç, " Tiyatromuzun onuncu yılı için ne oynayalım, ne düşünürsünüz, " diye hepimize tek tek sormuştu.Hiç tereddüt etmeden, " Aşk-ı Memnu " demiştim.Çiğdem bir an şaşırdı.Kızımla televizyon dizisi " Aşk-ı Memnu " yu defalarca izlediğimden olacak zaten konunun, tüm karakterlerin içindeydim.

- Kim bu Matmazel de Courton, nasıl biri ? Duygularını kontrol etmekten, gizlemekten yorgun düştüğünü sanıyorum...üstelik yasak, mümkünsüz bir sevdanın içinde, ne dersin, bu tutsaklığı bitecek mi ?

- Matmazel de Courton'u kendime çok benzettim...aramızda belli bir kan bağı, doku uyuşması var, diyebilirim.

- Yani ?

- Genelde az konuşan, mesafeli,  duygulu, dışarıdan bakıldığında soğuk, güçlü görünmeye çalışan, kesin sınırları, çitleri olan olan bir kadınım.Bu bağlamda Matmazel de Courton'u canlandırmakta zorluk çektiğimi düşünmüyorum.

- Bu role nasıl hazırlandın ? Hangi duyguları ön plana çıkartmayı istedin ?

- Ben Yeşilçam filmlerinde anlatılan koşulsuz sevgileri, masum aşkları özleyen biriyim.Ve gerçek aşkın bir kez yaşanacağına inanıyorum.Yürekte hissedilir o aşk ve  belki de o taşkın duyguyu tek başına sadece kendi içinde yaşarsın.Tıpkı Matmazel de Courton'un Adnan Bey'e duyduğu aşk gibi sonsuza kadar....Kim bilir, belki benim yüreğimde de böyle bir aşk vardır.

- Matmazel de Courton rolünü Çolpan İlhan, Zerrin Tekindor'dan emanet almak nasıl bir duygu ?

- Senelerce gerek ekranda, gerek sahnede Matmazel karakterini başarıyla canlandırmış duayen oyuncularımız oldu, hepsine saygılarımı sunuyor ve sevgiyle anıyorum.Şimdi sıra bende ...karakteri büyük bir şevkle ve aşkla, sahiplenerek sergilemekten onur duyduğumu belirtmek isterim.

Matmazel de Courton Paris'ten yeni dönmüştü.Küf yeşili gölgelerin indiği, suların karardığı saatlerin birinde, hayatının eksik sayfalarını düşündü yeniden.Evet, kararını vermişti...artık zırhsız savaşmayacaktı.

Kirpiğinde donan gözyaşını elinin tersiyle sildi.Firdevs Hanım'ın aşağılayan bakışları umurunda bile değildi.

Fotoğraflar : İ.İnceler