MAKALELER

Hürrem Sultan - Ankara Devlet Tiyatrosu

2014.09.17 00:00
| | |
11119

Osmanlı İmparatorluğu yükseliş devrinin en üst noktası olan Kanuni döneminde Hürrem'in öz oğullarını birbirine düşüren ,büyük sabır,ihtiras,cinayet,entrika...

 

 


Orhan ASENA ve '' Hürrem Sultan'' 'Ölmemek için öldürmek gerekir.'
  
Osmanlı Sarayında Kadınlar Saltanatı Aleksandra Lisowska Roxelana 'Hürrem'  Kanuni Sultan Süleyman'ın nikahlı eşi ''Hürrem Sultan''

Geçtiğimiz sezon Devlet'in  büyük sahnesinde yeniden büyük bir görkemle sahnelenen ''HürSultan '' adlı oyun ilk kez  Muhsin Ertuğrul zamanında sahnelenmiştir.

Osmanlı İmparatorluğu yükseliş devrinin en üst noktası olan Kanuni döneminde Hürrem'in öz oğullarını birbirine düşüren ,büyük sabır,ihtiras,cinayet,entrika,ve kıskançlıklar  içeren iktidar düğümleri üzerine kurulmuş tarihi bir oyun özellikleri ile  yine Ankara da sahnelenmiştir.        
           
Hürrem kısa yaşamının neredeyse tamamında, Kanuni gibi  bir padişahı  yönlendirmeyi  başarmıştır.  Hürrem bulunduğu yere gelirken zekasını ,yeteneklerini  kullanmış.Yüzlerce  kez tehikeyi  bile bile  en keskin şekilde de  bu uğurda kendini  bilemeyi istemiş ve  başarmıştır.

Ukrayna asıllı bu kadın Osmanlı Sarayına hediye edildiğinde ölmek dışında  tutkusu olmayan küçük  bir kızdır.Zaman ona iktidara giden yolda Osmanlı Saray şifrelerinin en önemli olanları kadın ,  erkek ya da Padişah'a giden yol şifrelerini ona çözdürtmüştür. Sarayın kendi dişlileri arasında ezilmemek için kendi dişlilerini böylece oluşturmuş.Önlenemeyen yükseliş de   Hürrem tarafından böylece başlatılmıştır. 

Hürrem önce sultan,kadın ve annedir. İlginç kişilik yapısı  içinde ise  varolan 'Hayır Severli'liği her zaman görmezden gelinmiştir.


 Hürrem Sultan'ın tarih de  geçerliliğini kaybetmeyen önemini sürdürmesi ve sadece tarih sayfalarında kalmamasının nedeni? evrensel özelliği ile de bir adım ötenizde-ötemizde  yeni H'ciklerin Hürrem Sultan'ı aratmayacak şekilde türlerinde üretimi arttırmış çoğalmış , bir başka sorunu   ürpererek  önce hissettirmiş sonra izleme zorunluluğunu  çağdaş yaşam koşulların da yalnız erkekle için değil , biz kadınlara  her alanda   H'ciklerin     hissettirmiş  olmasında  maalesef gizli  kalmamıştır. 

Tarih, tiyatro için malzemesi bol ,bir o kadar da  kişi ve olaylar bakımından dikkatle izlenecek savaşlar,entrikalar,başarılar,yenilgiler vb konuların dinamiğini tüm tazeliği ile kendi içinde barındırmıştır.Dönemlere  tanıklık yaparken,geçmişi hemen yakınımıza taşımaktanda  çekinmemiş,Dünden bugüne  değişmeyen hatta inanılmayacak benzerliklerin tarihin sayfalarında  kalmadığını bütün çıplaklığı ile gözler önüne her zaman sermiştir.Tarih sığınarak veya sığınmak zorunda bırakılarak  söylemek istediklerimizi söylemenin  yolunu da bize her zaman açmıştır.Yolumuza düşen tarih sayfalarının hiç sararmadığını sizlere göstermiş, tekrarların varlığında da ısrar etmiştir.Tarih dünlerden  bugünlere daha güçlü  olarak değişik konumlarda  her katman için yeniden   gelmiştir. Ders alınması tarih öğretileri için  de önemli  olmuştur.

Oyunda   temel çıkış noktası olan     ' Ezmezsem Ezilirim'   ya da  'Ölmemek için Öldürmek '  olan Osmanlı teorisi, önce düşüncelerinize ardından duyularınıza    soğuk bir ürpeti ile gelse de, güçlü konumların böyle  bir düşünce yapısı içinde bulunduğu , yeni korunma ihtimalini  cılız bir beklenti içinde bile  bıraksa bu beklentilerin uzun süreli olması ve benzeri olmaması  düşüncede  de olası olmamıştır.

Tarih  geliş yerlerinde  kurnazlıkların süslediği   entrika ,hile,yönlendirme,şaibe ,hırs ,ihtiras kıskançlık ve cinayetin eylemli ve eylemsiz hallerinin bulunduğu  iktidarlarda , benzer başarı muhabbetinin yapıldığı  bu noktada  kaçınılmaz son  için ise  süre zaten başlatılmıştır. 

Oyun da   da    Şehzade Mustafa 'ya açılan savaş ,bitmeyen  tükenmeyen planlar, yönlendirmeler, uzun bir süreye  dayalı fitne katkılarının getirdiği karışıklık ,oyuna katılan diğerleri, ötekileştirilenler doğru ve haklı olanlar nihayet Mustafa'nın kellesinin Devlet -Evlat çatışması içine sokulması ve istenilen son  da ! Hürremin katıksız başarısının  söz konusu oluşudur.                                 
        
Doğru ve haklı  olarak elde edilmeyen başarı,  Hürremin tutkularını çılgınlık haline dönüştürmüştür.    Hürrem'in sevinç çığlıklarının ardından  tıpkı korkularını önleyemediği gibi   gelen ihtiras ve isteklerinin gölgesinde oluşan korku gömleği bu ölümle  Hürrem'e  sıkıca  giydirilmiştir. 
Hürrem  sona giden yolda atılan en  iri düğümü  nefesini verinceye kadar  taşıyacağı  en önemli ,en büyük tehlike olan korkuyu  da artık çıplak bedenine  almıştır.  

Oynadığı iki sezon boyunca rekor seyirci talebi ile karşılaşan ve gerçekten kapalı gişe oynayan Orhan Asena'nın yazdığı ,Yönetmen koltuğunda Serhat Nalbantoğlu'nu gördüğümüz ''Hürrem Sultan'' adlı oyun son dönemlerde gördüğüm en güzel oyunlardan biri olmuştur.
Oyunu ayakta alkışladığımı söylemekten de gurur duymuşumdur.
Neden  yazmak da  geç kaldığım sorusuna? gelince uzun yıllar görev yaptığım yerde maalesef yaşadığım  olumsuz kişlere bağlı olumsuz olaylar olmuştur.
Bazen kötülük yapmak çok kolay oluyormuş ,seçilen kişiye  oyundaki gibi ölüm olmasa bile  ''Başarının cezasız kalmayacağı  da öğretiliyor'' tıpkı bir elbise gibi  bu durum giydirilmek de isteniyor olabiliyormuş.

Giymedim giydiremediler ama zamanımı ,çalışmalarımı, yazılarımı, yurtdışı   işlerimi ,projelerimi geçiktirmeyi  geçici olarak yavaşlatmayı başarmışlar.Bu güzel oyunla ilgili yazımın da geçikmesi  bu anlam da olmuştur.

Hürrem Sultan'ı seyrederken biran tarihsel olay gerisinde ,çağdaştanda öte ,güncel bir oyunu seyrettiğimi de  farketmiştim.Tüm oyun boyunca yazarın '  suç- korku,korku-suç ' çıkmazını ne güzel işlediğine  de tanık olmuştum.çalışma dönemimin son birbuçuk -iki (1'5-2)  yılını kendim için  ve onca onlu (10 'lu) yıllar için  ise  evrensel anlamda bana  bu oyun  epey düşündürmüştür.
          
Hürrem Sultan rolünü başarılı sanatçı Miraç ERONAT ERBİL üstlenmiştir.Sahnede çok güzel bir sanatçının nasıl iyi bir oyuncu olduğunu görmek ,hırs ve entrika'nın gözlerden başlayarak tüm yüzde en ince ayrıntılarına kadar mimiklerde detaylandırılması olağanüstü bir  ERONAT ERBİL  çalışması olmuştur... Hürrem kimliğini taşımak ise başlı başına bir ağırlık olarak karşımıza çıkarken sanatçı ERONAT ERBİL  tüm bedeni ve ruhuna Hürrem kimliğini ölçüleri içinde oturtmasını bilmiştir.Oyun boyunca performansı Hürrem'i ötekileştirmeden kendinde tutması mükemmel olmuştur. Kostümlerin  ve diğer aksesuarların sanatçı tarafından  görsel anlamda taşınması da  ayrı bir güzellikle bütünleşmesine neden olmuştur.

Kanuni Sultan Süleyman da Sinan PEKİNTON  ,Güç ve iktidar kavgasında tüm padişahsal yapısını görkemine uygun bir sadakatle biçimsel anlamda ,fiziksel özelliklerinden  de faydalanarak en iyi şekilde sahne de kullanmıştır. Özlediğimiz diksiyon ve ses rengi özelliği ile Muhteşem Süleyman kimliği ile sahnede gittikçe devleşen  oyuncu  özellikle Hürrem ,çocukları ile olan sahneler  ve son ölüm sahnesi üzerinde yarattığı atmosfere etki eden oyunculuğu ise genetik bir yapıda çalışma ve disiplinin ürünü olarak seyirciye ulaşmıştır.  

  Rüstem Paşa Oktay DAL,Şehzade Mustafa  Orhan ÖZYİĞİT,Şehzade BAYEZID Caner Kadir GEZENER,Şehzade  Çıhangir Çağrı  TURAN,Şehzade Selim Uğur Nak,Şair Yahya Emre Erçil,Ahmet Paşa Şahap Sayılgan,Mihrimah Sultan Gülşah Çomuoğlu,Sayinur Erengül ÖZTÜRK,Şemsi Ağa Bülent TÜRKMEN,1. Ulak Cihan KAYMAK,,2.Ulak2.Adam Korhan Enis YAVUZ,1. Adam Sinan HÜRKARDEŞ, Hizmetli Tuba AKFEN  için  , tarihsel doku da  güncelliğini hiç kaybetmeyecek bu oyun için  tüm alkışlarımız yukarıda adları yazılı  başarılı oyuncularımıza  yürekten  gönderilmiştir.

Dekor T asarımında   Güven ÖKTEM  tarafından minimal düzende tarihsel aykırılığa kaçmadan öz'e uygun ama her dekor parçasında özelliği olan ve bütünü (Atmosferi) bize en iyi şekilde ulaştıran dekor  ,Zeynel IŞIK  ile Işık ve renklerle ulaşılan atmosferin yanında özellikle son sahne de etkiye büyük katkısı olan ışık ,Can ATTİLA 'nın  Müzik  çalışmaları için  özenle teşekkürlerimi kendilerine  iletmek istemişimdir.Teşekkürlerimle ,yeni sezon da buluşma isteğimi yınelerim.

...  Tiyatro  da insan  vardır.
 Ölmemek için öıdürmek niye?

 

Füsun Akmen Balkaya
2014/ Eylül İstanbul

Anahtar Kelimeler: hürrem sultan, ankaradt, ankara devlet tiyatrosu



0 Yorum
Hmm! Bu içeriğe henüz yorum yapılmadı, sen yazmak ister misin?
Bekle! Yorum yazmak için üye olmalısın Üye isen burayı tıkla. Üye olmak için de burayı tıkla.
Diğer Yazıları





TİYATRONLİNE

E-Bülten Üyeliği Görüş Bildir